logo

17 Aralık Operasyonu Sivil bir DARBEDİR

17 Aralık Operasyonu Sivil bir DARBEDİR

17 Aralık Operasyonu Sivil bir DARBEDİR

ekrem kızıltaş

Marmara İlim Fikir ve Kültür Derneği (MAKDER) her ay düzenli olarak yaptığı söyleşi programının 2014 Ocak ayı konuğu Gazeteci- Yazar Ekrem KIZILTAŞ oldu. 17 Aralık operasyonun konuşulduğu Söyleşi, 01 Ocak’ta Kağıthane Belediyesi Sosyal Tesislerinden Beyaz Kafeterya gerçekleştirildi.

Ekrem Kızıltaş Osmanlının 22 milyon km2 ve 3 kıta topraklardan günümüz varisçisi olan Türkiye’ye 789 bin km2 topraklara nasıl küçüldüğün katılımcılara detaylı şekilde aktardı. Günümüz Türkiye’sinin belli dönemlerde dışa bağımlılıktan kurtulma çabalarını ve o dönemlerde uyanışa geçen Türkiye’nin hangi yollarla siyasi iktidarlarının ellerinden alındığını, Menderes dönemindeki uyanışın milli iradenin içimizdeki işbirlikçiler ile dış mihrakların beraber hareket etmeleri sonucu Menderes ve arkadaşlarının nasıl darağacına götürüldüklerini, Özal ve Erbakan hoca dönemlerinde dışa bağımlılığın azaltılma çabalarını Milli üretim fabrika ve tesislerinin kurulması, devlet hesaplarının havuz sistemi kurularak her yıl ödenen faizin azaltılması ve nihayetinde ekonomik özgürlüğe ramak kala yaşanan 28 şubat olaylarından bahsetti.

Kızıltaş konuşmasına tarihin tekerrür etmekte olduğunu, uyanışa geçen Türkiye’nin 12 yıllık iktidarının faizleri % 5’lere kadar düşmesi ve milli projeler ile Kanal İstanbul, 3.Boğaz köprüsü, Marmaray, dünyanın en büyük havaalanı projesi, nükleer santraller, milli gemi, atak helikopter, insansız hava haraçları, ilk yerli uçak hürkuş vb. birçok proje ile Türkiye’yi daha çok dışa bağımlılıktan kurtaracağı Türkiye’nin bölgede imzaladığı anlaşmalarla Irak, İran, Azerbaycan, Rusya petrol ve doğalgazlarının geçiş güzergahı olması, Şahdeniz ve Tanap projeleri ile Türkiye’nin yıllık 40 milyar $ kazanç sağlayacak olması ve ülkenin güneydoğusunda yaşanan barış havaları Türkiye üzerinden beslenen batı ülkelerini ve İsrail gibi ülkeleri rahatsız etmişti. 2013 haziran ayında Koç, Garanti, Boyner gibi devasa şirketlerinin perde arkasındaki asıl sahipleri olan Yahudi lobisi bir parkı bahane ederek ülkede kaos çıkarmayı hedeflediler. Dışarıdan batı medyası içeriden marjinal sol gruplar birlik oldular. Bu milletin ‘’Milli İradeye’’ sahip çıkması neticesinde oynanan oyun bozuldu, bu şekilde hükümeti deviremeyen başarısız sivil bir darbe girişimi yerini farklı bir şekilde kaleyi içten fethetme arzusu ile hükümetin taban paydaşlarından olan bir camia ile AKParti hükümetinin arasına büyük bir fitne sokuldu.

Hedef AkParti’den çok Recep Tayyip Erdoğan’dı…

Ve testinin kırıldığı gün 17 Aralık operasyonu ile yeni bir sivil darbe yaşanmaya başladı. Aslında bu operasyon 3 farklı dosyanın; 1 yolsuzluk, 2 rüşvet, 3 imar kanununa muhalefet dosyalarının hepsi aynı anda düğmeye basılmışçasına, kişilerin hepsi aynı kefeye konularak yapılan operasyon ile hükümeti itibarsızlaştırma ve Halk Bank üzerinden devlet kurumlarını yıpratma operasyonu yapılmıştır. Açıkçası bu bir zaman ayarlı bomba gibidir. Seçim öncesi 3 bakan oğlu, bir Belediye Başkanı, Halk Bank Genel Müdürü ve iş adamlarının gözaltına alınmasındaki nihai hedef AkParti’den çok Recep Tayyip Erdoğan’dır. Zira bu operasyonuna adı bulaştırmak istenen bir isimde Bilal Erdoğan’dır. Bu operasyon ile toplanan sepetin içerisine başbakanın oğlunun da mesnetsizce ve iftira yolu ile katmak amacında idiler. O gece saat 05:30 sularında Bilal Erdoğan‘ın da evine giden camia polislerini, içeriye sokmayan başbakanlık koruma polisleriydi. İşin sonu silahla restleşmeye kadar gitmişti. Camia polisleri emellerine ulaşamadan geri çekilmişti. Buradaki amaç yapılan bu operasyon taktiği ile zaman ayarlı bombanın siyasi etkisi ve neticesini arttırmaktı. Allahın izni ile bu oyun bozulmuştu.

Peki neydi bu operasyonları tetikleyen?

Bundan tam bir ay önce, Başbakanın önüne hizmetin ağabeyleri, 3 liste koymuştu. Birinci listede ülkenin önemli şehir ve ilçelerinin olduğu 120 yere kendi sundukları aday listesi idi. İkinci listede ise 2014 yılında alınacak 35 kaymakam için 35 isim listesi. Ve üçüncü listede ise daha sonraki dönemlerde alınmak üzere 300 kişilik Kaymakam listesi. Evet bu üç liste başbakanın önüne rica olunarak sunulmuştu. Siyasette rica ‘’emir’’dir. Ve milli iradeye saygısızlıktır, haksızlıktır. Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN bu üç listeyi de sert şekilde reddetmiştir.

İşte ertesi gün karar verilmişti camiada Recep Tayip ERDOĞAN’ı bitirme operasyonuna ama ne 28 Nisan muhtırası, ne parti kapatılma davası, ne Balyoz ne Ergenekon ne gezide nede 17 Aralık operasyonunda Recep Tayip ERDOĞAN’ı ve partisini bitiremeyecekler, artık millet oynanan oyunların farkında millet iradesine sahip çıkmaya devam ediyor dedi.

Program kahvaltı ve çekilen hatıra resimlerinin ardından sona erdi.

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » »
1477 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.