logo

4.TOPLU SÖZLEŞMEYİ NASIL OKUMALI?

4.TOPLU SÖZLEŞMEYİ NASIL OKUMALI?

4.TOPLU SÖZLEŞMEYİ NASIL OKUMALI?

Atasözleri ve deyimler toplumun vicdanından süzülerek zihinlerimize kazınan bizim onlarca cümle ile ancak ifade edebileceğimiz meramı ortaya koyan özlü sözlerdir.

Mensubu olmaktan ve yöneticisi olarak hizmet etmekten gurur duyduğum EĞİTİM-BİR-SEN ve MEMUR-SEN’in 4. Toplu Sözleşme sürecinde ortaya koyduğu mücadele müzakere ve tavır bu sözlerden birisini hatırlattı:

“Derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek!”

4.Toplu Sözleşme süreci Gezi Olayları, 17/25 Aralık, 15 Temmuz gibi ülkeyi topyekûn işgale yeltenen uluslararası güç odaklarının taşeron olarak kullandığı FETÖ tarafından planlanan darbe girişimi gibi büyük badireler atlatan ve ekonomik açıdan ciddi yaralar almış bir ülke gerçeğinde gerçekleşti.

Pazarlığı esas alan ve uzlaşılamadığında hakeme başvurmayı bir yol olarak sunan bir süreçtir toplu sözleşme.

MEMUR-SEN böylesi zor bir dönemde Eflatun’un dediği gibi “ağacın başındaki elma için gökyüzündeki yıldızı” hedef gösterdi. Bu durum sendikal rekabet ortamının doğası gereği anlaşılabilir bir tutumdur. MEMUR-SEN toplu sözleşme masasına otururken bir taraftan üyesinin daha fazla ekonomik ve özlük hak elde etmesini düşünürken, diğer taraftan kamusal alanda toplumun değerlerinin karşılık bularak meşrulaştırılmasını hedeflemektedir. Bu yüzdendir ki bir önceki toplu sözleşmede cuma namazı için gerekli tedbirlerin alınmasını sözleşmede imza altına aldığı gibi bu toplu sözleşmede de helal gıda ve hac farizasını yerine getirmek isteyen çalışanlar için ücretsiz izin hakkının imza altına alınmasını sağlamıştır. Seküler zihin için hiç bir anlam ifade etmiyor olabilir bu talepler. Oysa Kudüs Şairi Mehmet Akif İnan’ın kurucusu olduğu MEMUR-SEN için bu talepler, en az cebine girecek para ya da diğer ekonomik kazanımlar kadar önemlidir.

İnsanoğlu her zaman daha iyisini ve daha fazlasını ister. Bu doğal ve anlaşılabilir bir durumdur. 2018-2019 yıllarını kapsayan 4.Toplu Sözleşme, memurlara 4+3.5/4+5 olmak üzere toplamda 16,50 kümülatif olarak ise 17,54 oranında bir artış imkanı sağlamıştır. Yine her 6 ayda bir enflasyon farkının ödenmesi bu sözleşmenin garantisi altındadır. Asıl konumuz bu olmadığı için diğer kazanımları burada zikredecek değiliz. 2015 yılında yapılan toplu sözleşmeden %1.5’luk bir farkla daha azına imza atılmıştır. Türkiye’nin içinden geçmiş olduğu süreç ve atlattığı badireler dikkate alındığında bu kadarlık bir farkın anlayış ile karşılanması gerekirken sanki dünyanın sonuymuş gibi bir dil ile ağır eleştirilerde bulunmak izan ve insaf ile izah edilemeyecek bir tavırdır. Burada makul sayılabilecek eleştiri hakem heyetine başvuru seçeneğinin kullanılması yerine yüksek perdeden kurulan cümlelerden sonra imza atılmasıdır. MEMUR-SEN hakem heyetine gerektiğinde başvurabileceğini daha önce ispat etmiştir. Öyleyse bu toplu sözleşme sürecinde niçin hakem heyetine başvurulmamıştır. İşte bu sorunun cevabı sözün başında zikrettiğimiz “Derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek!” sözünde saklıdır. Bu durum bağda var olan üzümü yemek duruyorken var olduğunu sandığınız daha fazla üzümü isterken bağcıyı hırpalamak sonunda bağ’ında bozulmasına ve daha büyük sorunların çıkmasına sebep olabilecek bir riski taşımasıdır.

Mecelle‘de geçen “Zaruretler kerahetleri ibahe eder!” ifadesi hepimizin bildiği bir hükümdür. Bu tespit, bazen hoşumuza gitmeyen doğru bulmadığınız birçok kararın bir takım maslahatlar gereği alınabileceğini ortaya koyar. Bu toplu sözleşmede tam da bu nedenle ülkenin atlattığı badireler ve ağır hasar gerekçesiyle ülkenin genel menfaati öncelenerek memurların kısmi mağduriyetine rıza gösterilmiştir.

İşte bu sorumluluk duygusu ile hakem heyetine başvuru tercihi kullanılmamış kamu çalışanları üzerinden doğabilecek daha büyük fitnelerin önüne geçilmek istenmiştir. Daha güzel günlerde tahsil edilmek üzere hükümetin borç hanesine kayıt düşülerek “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmamak adına” risk analizi yapılarak bu toplu sözleşme mutabakat ile sonuçlandırılmıştır.

Eskilerin lafıyla son sözü söylemek gerekirse olanda hayır vardır.

İdris Şekerci
EĞİTİM-BİR-SEN İST.6.NOLU ŞUBE BAŞKANI

Etiketler: » » » »
4221 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.