ABD Seçimleri ve Trump’ın İhsas Ettikleri

ABD’nin 45.Başkanlık seçimleri, geçmiştekilerden farklı bir şekilde okunmayı hak eder nitelikte. Aslında Donald Trump serveti baz alındığında; gerek Amerikan halkı arasında, gerekse ABD Başkanları arasında piramitin zirvesindeki tabakadan olmakla zaten farkını yeterince izhar ediyor.

Anlamak mümkün olmasa da, Amerikan halkı ilk defa kendine bu kadar uzak ve multi milyarder bir işadamını başa getirmiş oldu. Bu tarihi bir yanlıştır, manipülasyona yenildiler deyip geçemeyiz. Milyonlarca insanın yoksulluktan dolayı sokakta yaşadığı, milyonlarcasının da fakirlikle boğuştuğu bu “zengin” ülkede Trump’ın seçilmesi gerçekten dikkate değerdir.

Medyadan takip edebildiğim kadarıyla Trump, pekte sempatik bir işadamı ve politikacı değil! Hele merhametli ve yardım sever hiç değil!

Zaten servetini kumar yoluyla (kumarhane gelirinden) büyüttüğü hesaba katılırsa, değil yardım sever olması, kendi halkının kanını emen asalak bir kapitalist olduğu ortadadır. Geçmişteki Başkanlar göz önüne alındığında, servet edinme şekli ve lüks yaşam tarzıyla erdemi ve tevazuyu temsil etmediği kesin olan Trump’ın, ABD halkı tarafından Başkan seçilmesi bir milat sayılmalıdır!

Yine, Amerikan elitlerinin (piramitin en üstünde yer alan kaymak tabakanın) tercihi açısından da Trump, bir kırılma noktasına işaret etmektedir. Şöyle ki, bu elit sınıf ilk defa kendi halkına -yalan da olsa mütevazı- görünmeyi terk ederek, devasa büyüklükte bir servet sahibinin Başkan adaylığını tercih etmişlerdir. Bir anlamda kendi içlerinden birini, adeta sınıf farkını halkın gözüne sokarcasına pervasız bir şekilde Başkan adayı olarak halkın önüne çıkardılar.

Elbette ABD Başkanları arasında zengin olanlar vardı, ancak 44 Başkanın toplam serveti Trump’ın 10 milyar dolarlık şirket büyüklüğünün, 3,7 milyar dolarlık şahsi servetinin bile yanına yaklaşamıyor.

Amerikan halkının ve “egemen sınıfın” Trump tipinde Başkan tercihlerinin, hem Amerika’ya, hem dünyaya bir yansıması olacaktır. Halk bunun farkında olmasa da Trump’ı tercih olarak önlerine koyup seçtiren irade, aslında yeni bir dönemin işaretlerini de vermektedir.

ABD’nin derin güçleri, Obama ile denedikleri mütevazı ve siyahi Başkan imajından bir fayda görmemiş olacaklar ki, sert bir dönüş yaparak bu hatalarını şiddete meyyal kapitalist bir beyaz ile değiştirmeyi uygun buldular.

ABD belli ki, Trump ile daha acımasız, daha zalim, daha şiddetli bir dünyanın kapılarını aralamayı hedefliyor. Elbette bu değişimin hem Amerikan halkına, hem dünyanın mazlum halklarına bir getirisi olacaktır; sömürüden, kandan, şiddetten, kaostan ve ölümden beslenen…

Trump’a ilişkin bunları söylerken, sakın diğer aday Hilary Clinton’ı savunduğum yahut ehven bulduğum sanılmasın! Zulümden beslenen, kendi halkına bile merhamet göstermeyen bir sistemde al birini, vur ötekine. Dikkat çekmek istediğim husus; ABD başta olmak üzere dünyayı yöneten “egemen sınıfın”, iyi kötü kendi halkına benzeyen birini Başkanlığa getirmek yerine, kendi elit sınıflarından (piramitin tepesinden) bir Karun’u Başkanlığa getirmeyi tercih etmeleridir. Demek ki, işbu “egemen güçler”, Firavunvari sistemlerinde yeni bir şiddet dönemi başlatma kararı almışlardır ve bu projede Karunlara ciddi görevler düşmektedir.

Bu yeni proje eskisinden daha fazla şiddet eksenlidir; sadece savaş, terör ve emperyal yayılma ile değil, ekonomik, kültürel ve psikolojik şiddeti de içerecek şekilde vuku bulacaktır!..

Dünya coğrafyasını her bölgede ve her alanda terörize etmeye hazırlanıyorlar!

Amerikan halkı tarihi bir hata yaparak, bu “egemen sınıfın” çıkarlarını ve hedeflerini korumayı, kendi menfaatlerinin dahi önüne geçirmiştir. Bunun bedelini tarihin huzurunda çok ağır ödeyecektir!

Günaha teslim olmuş zalim bir kumarbazla, servetinin sınırını bilmeyen narsist bir spekülatör ile sadece Amerika’nın değil, bütün insanlığın başı beladadır!

Rabbim, bu aymaz toplumun tercihlerinden de, şerlerinden de mazlumları muhafaza buyursun!

Necdet Meşe

Tweetle

Paylaş

0 Paylaşımlar