logo

Algılama

Algılama

Algılama

algı operasyonu-algılama

Hayatı devam ettirebilmek için gereken şeyleri fark etmeye algılama denir.Ortalama bir tarifle görmek, duymak, düşünmek, hissetmek akledebilmek vb. şeyleri algılamanın içinde zikredebiliriz.

Aklı olmayanı ne hukuk nede din sorumlu saymaz. Tabiatta tüm canlılar; var olabilmek ve hayatını devam ettirebilmek için iyi bir algılamaya sahip olmalıdır. Algısını yitiren varlıklar av olur ve hayatı son bulur. Bu hayati bir gerçektir. Uyanık olanlar hayata devam ederler. Bu; hayatın son bulması veya devam edebilmesi, sadece güç kuvvet ve büyüklükle birebir örtüşmez tarif edilemez. Çok küçük bir canlı, devasa büyüklükteki canlıların sonunu getirebilir. Bu gerçeklik hayvanlar içinde insanlar içinde vardır.

Algının yönetimi de vardır. Buda olan bir şeyi başka şekilde göstermektir. “Zehiri balla kaplayıp yutturmak” tamda buna güzel bir örnek. Bu algı yönetimi operasyonlarını yutmamak. Perdenin arkasını görebilmek. Bilge bir deyimle tepenin ardını görebilmek liderliktir. İşte zor olan da budur…

İş burada bitiyor…

İkiz kulelerin vurulduğu gün Allah selamet versin Aziz Çevik hoca “bu işi Müslümanların düşmanları yapar” demişti. Neden? Müslümanların üzerine terörizm bahanesiyle saldırılması kılıfını takmak için…

Hâlbuki İslam ile terör yan yana yazılamaz bile. İslam aklı, malı, nesli, canı koruma altına almıştır. Bunlara zarar veren her şey İslam dışıdır. Terörü İslami göstermeye çalışanlar İslam düşmanlarından başkası olamaz. İslam kelime olarak zaten barış manasındadır. Selametle kal, sağ salim deyimlerindeki sözlerin kökü İslam kelimesinden türetilmiştir. İslam barıştır.

Sonradan çıktı ilan edilenlerin bu işi yapmadığı. Bu işin profesyonel bir algı operasyonu olduğu…

Japonya’ya savaş ilan edilmesi konusunda Amerikan halkına bir anket yapılır. Yüksek oranda hayır cevabı çıkar. Japonlara Amerikan gemisi koordinatları haberi sızdırılır. Japonya da gemiyi bombalar. Sonrasındaki yapılan ankette Amerikan halkı yüksek oranda savaş ister. İşte algı operasyonu…

Toplumlar üzerinde profesyonel eller bu operasyonları yapar. İnsanların bunu yutmaması zordur…

Tarihte yüzlerce örneği vardır. Malkoçoğlu haçlı ordularına komutanlık yapmış, Lawrence de Müslüman gibi görünerek Osmanlıya darbe vurmuştur.

Bugün toplumumuz maalesef haramları helal sayar duruma getirilmiş ki bu insanı dinden çıkarır. İslam akidesinde haramları helal saymak dinden çıkmaktır. Liseli yıllarımızda İlyas Özyurt hocamız “otuz iki farzın otuzunu bağışladım size ikisini verin bana “demişti ve sormuştu o iki farzın ne olduğunu iyiliği emretmek, kötülüğü nehyetmek. Nerde şimdi? Yanlışa yanlış demez olduk. Yanlışı yapan bizdense sus. Böyle insanlık mı olur? Herkes tek bir partiye tek bir cemaate mensup olamaz ki. Bu kadar ülkeyi germenin ne âlemi var.

Her gün televizyonda horoz dövüşü gibi siyasilerin kavgasından bıktım. Kavga etmek için mi varsınız? Allah insanları iradesiz robotlar yapamaz mıydı? Neden her insana farklı farklı düşünme yeteneği vermiş, neden dünya dümdüz değil, dağlar tepeler var? Dağlar dengeyi sağlıyor, aşmak zor olsada…

Elli senedir yetmedi mi edilen kavga? 

Bu millet ne zaman kavga etmeyen hakaret etmeyen saygılı nazik beyefendi idarecilere kavuşacak.

Salim Yılmaz

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
2379 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.