Arap Baharı ve Serin Savaşlar

Arap Baharı ve Serin Savaşlar

Anadolu coğrafyası, hüzünlerini tarih diliyle aktara gelmiştir. Üstünde yaşanan kanlı savaşların vahşeti bu tarihi ile buluşabilen herkesi hüzne boğmaktadır.

İnsanlığın medeniyet beşiği olan bu coğrafyayı sarhoş kusmuklarıyla çizdikleri nefret haritalarıyla yeniden kan gölüne çevirmeye çalışıyorlar. İman şuurunu yitiren ve millet olma bilincini kaybeden Ortadoğu halkları ahvallerinin bedelini öderken, Batının kangren kafası aynı bedeli bize de yaşatmaya çalışıyor.

Kendilerini bir çimento gibi birbirlerine yapıştıracak, bir binanın tuğlaları gibi tutturacak olan şuuru kaybeden İslam Milleti, maalesef en küçük sarsıntılarda bile tuğla dökülür durumdadır. Yüzlerce yıl süren savaşlarından ortak bir düşman bularak silkinen Avrupa Milleti ise karşısında işini kolaylaştıran bu topluluğu bulunca planlarını çok daha çabuk gerçekleştirir olmuştur.

Çok zorlanmıyorlar çünkü bu millet üç asırdır imamesini kaybetmiş tespih taneleri gibi sağa sola dağılmış; senlik benlik davasına, ben ben sevdasına kapılmıştır. Ahireti unutturan dünya hevesi, o yüce gaye uğruna ölmeyi göze almak varken nefsin peşi sıra sürüklenme gafleti bu sonucu doğurmuştur.

Batının Helen kafası ile beslediği Roma ruhu bir dönem Haçlı Seferleri olarak üzerimize felaket getirmişti. Şimdi ise serin savaşları ile aynı kafa aynı ruhu besleyerek aynı nefreti üzerimize kusturuyor. Tek farkı var ki Batı, eskiden kılıç elinde doğrudan üzerimize gelme cesareti gösterebilirken günümüzde ahmaklığımızdan faydalanarak demokrasi havarisi kılığında geliyor.

Bugün yaşananlar için serin savaş tabirini kullandım çünkü bu karşılıklı yapılan bir savaş değil savaşın ateşi onlara asla uğramıyor. Bu ateşte yanan hep Müslümanlar oluyor. Onlarsa gölgeliklerinde oturarak keyif çatıyorlar. Buna Serin savaş diyorum çünkü ilk darbeyi vuruyor,  kaosu çıkarıyor ardından da arka plana geçip savaşı oradan yönetiyorlar.

Kim bilir baş başa verdiklerinde nasıl da gülüyorlardır halimize. Aralarındaki konuşmaları tahmin etmek hiç de zor değil:
“Irak’ta demokrasi yok, haydi onlara biraz demokrasi gönderelim”

“Yüklensin koalisyon uçakları, demokrasi dağıtıcı bombaları salsın Irak Halkının üstüne”

“Sonra gelsin Libya, Tunus, Suriye…”

Ardından mı? Çok iddialı bulabilirsiniz ama Bütün ülkelere saldırının arka planında Anadolu coğrafyasına ulaşma emeli olduğunu düşünüyorum… Biraz işi dallandırıp budaklandırıyorlar, hepsi bu! İşte şimdi hedeflerine ulaşmak için son bir hamleleri kaldı:  Çevresinde yaktıkları ateşi bu coğrafyaya taşıyarak, Türk’ün Anadolu’daki varlığına son vermek.  Yani Arap baharının amacı Anadolu coğrafyasına kışı yaşatmaktır.

Bu karamsar tabloya rağmen ümidimiz sonsuzdur. İçimizdeki ötekileştirme hastalığından vazgeçerek bu ülkede yaşayan her ferdin kendisini milletin bir parçası olarak görebileceği ortamı hazırladığımız an bu millet yeniden kenetlenerek Batının hasta kafasıyla kurduğu bütün planları altüst edecektir.

Gölgesine sığınacağımız Al Bayrağımız bu milleti her türlü felakete karşı koruyabilecek büyüklüktedir.

İnan, sabret ve çalış.

Başkaca yol yoktur…
Vesselam
İlhan Kurt

Etiketler: ahval » Al Bayrağımız » Anadolu » Anadolu coğrafyası » Arap baharı » Arap Baharı ve Serin Savaşlar » Arap baharının amacı » Avrupa Milleti » Haçlı Seferleri » Helen kafası » İlhan Kurt » Irak » Irak’ta demokrasi yok » İslam Milleti » kanlı savaşlar » Libya » Ortadoğu halkları » Ortadoğu halkları ahvalleri » Roma ruhu » Serin Savaşlar » suriye » tarih dili » Tunus » Türk