logo

Diyanet İşleri Başkanına Mektup

Diyanet İşleri Başkanına Mektup

Diyanet İşleri Başkanına Mektup

Görevine yeni başlayacak olan Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Prof. Dr. Ali ERBAŞ hocamıza çağın mağduru olma riskiyle karşı karşıya kalan gençlerimizle ilgili hatırlatma içeren (haddim olmadan buradan yazdığım) mektubumdur;

Çok değerli başkanım öncelikle yeni görevinizde başarılar diliyorum. Ülkemizin en güzide ve en zorlu makamlardan birinin sorumluluğunu üstleneceksiniz, Allah yâr ve yardımcınız olsun.

Vazifeyi üstlendiğiniz andan itibaren danışmanlarınız ve yardımcılarınız dahil olmak üzere ne yapmanız gerektiği konusunda çevrenizden oldukça faideli tavsiyeler alacaksınız. Bu tavsiyeler muhtemelen güzel projeler ve projeksiyonları içeren olumlamalarla dolu fikirler ihtiva edecek. Ben ise “Dost acı söyler” bâbında biraz hazin biraz da ayartıcı bugünü tasvir eden bir kaç kelam ederek nâçizâne bir tavsiyede bulunmak isterim. Surç-ü lisan edersem affola.

Kıymetli başkanım; gençler âdeta sebebi bilinmeyen bir yorgunluk içinde. Çağ yorgunluğuna mâruz kalmış duygu çeperine hakikatin nüfuz etmesi ise gittikçe zorlaşıyor.

Yaşları gereği kolaycılığa kaçmak zorunda kalıyorlar; Zamanın ruhu çalıyor zihin kıvrımlarını ve mıhlıyor uzak maraza. İlkelleşmiş seküler rasyonun hazır müritleri hâline geliyorlar. Tefekkür ve hakikat ilişkisinin bağımsız merkezi olacakları yerde denetimlerini çağın kendi tekeline teslim ederek negatif düzeyde birbirine benzemeye başlıyorlar.

Kalplerin bir ama zihinlerin bağımsız atacağı münbit araziler gün geçtikçe kuruyor. Kalpler ayrı zihinleri ise bağımlı atmaya müsait hâle getirilerek emperyalist mühendisliğin denekleri gençlerden oluşturulmaya çalışılıyor. Münbit arazilerimizin iki asırdır ecnebiler eliyle sürülmesi neticesinde yarının neslinin bugünden hazin sonuna doğru koşturulmasına sebep olunabiliyor.

Derinliksiz felsefî spekülasyonların moda havarisi yapılmaya çalışılan gençlerin zihinleri çağdaş paradigmanın vasat tornasından geçirilerek tek düze rasyonun tek tip figüranı haline getiriliyor. Bu tornada insanımızın kalbi çivileniyor ve hâlâ insanımız senlik-benlik kaygısıyla oyalanıyor.

Kalp ve zihin dünyâsı ayrık otlarıyla doldurulmuş olanlar her geçen gün din dilinin hakikatine de yabancılaşıyor.

Sayın başkanım esâsen çok şey söylemekten imtinâ ederek belki de kasıtlı olarak biraz mübalağalı bir tablo arzettim size, lâkin bu tablonun doğruluk payının bulunduğunu da hatırlatmak isterim.

Yükünüz ağır ve işiniz zor biliyorum fakat sorumluluğunuz haddim olmadan bu tabloda size şu tavsiyede bulunmamı emrediyor;

“Son nefesin çaresizliği gelip çatmadan ve tarumar edilmeden kalpler bağnazlıklardan arındırılarak bir olana yakîn hale getirilmeli ve tevhid edilmelidir…”

Çok değerli başkanım hakkın ve hakikatin sesi olmanız temennisiyle Allah’a emanet olunuz.

En derin kalbî muhabbetlerimle

Yakup BAYAKIR

Etiketler: » » » » » » » »
2248 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.