logo

Dua Türkçe ya da Arapça değil Yürekçe edilmeli

Hüseyin Akın

Hüseyin Akın
huseyinakin@hasbahcegazetesi.com
Dua Türkçe ya da Arapça değil Yürekçe edilmeli

Size dokunmayan edepsiz bin yıl yaşasın mı?

Dua ederken ağzından değil ama yüreğinden ne çıktığını çok iyi bilmeli inanmış adam. Dua Türkçe ya da Arapça değil Yürekçe edilmeli.

İnsanın en anlamlı çağrısı duadır. Çaresiz kaldığı ya da içinden çıkılmaz durumlar yaşadığı zaman insan zayıflığını dolayısıyla yaratıcısını hatırlar. Bunun için inanan bir insan olduğunu tescil etmek şart değildir. İnanmayan insanlar da en az bir dinin müminleri kadar dua ederler. Düşen bir uçakta, batan bir gemide ateist yoktur.

Modern zihin bir şeyin hemen neticelenmesine ayarlıdır. İster ki dilediği şey ayak izlerini belli ederek hemen gerçekleşsin. Bu yüzden modern insan için dua sabrı diye bir şeyden bahsetmek mümkün değildir. Sabrında bile aynı acelecilik hakimdir: “Allah’ım bana sabır ver; ama çabuk olsun!”

Çoğunlukla sessiz kaldığımız anlar sahici, müstesna dua ortamlarımızdır. İçinizden geçen şey inandığınız güçle tesis ettiğiniz ruhsal alışveriş halidir. Bu şekilde dua eden insan çoğunlukla dua ettiğinin farkında değildir. Duada asıl olan Arapça ya da Türkçe değil yürekçe olduğuna göre kalpten istediğimiz her şey adresine ulaşır.

Peki kalpten istediğimiz her şey gerçekten bütün zamanlarda bizi mutlu edecek yarınlarımızda da bizim lehimize olacak şeyler midir? Doğrusu buna evet demek mümkün değildir. Yürekten ısrarla istediğimiz, gerçekleşmesi için deli divane olduğumuz bir şey tahakkuk ettiğinde başımızın belası haline gelebilir.

İnsan bugünkü içinde bulunduğu şartları düşünerek hareket ettiğinden dolayı ısrarla dua edip koşulları kendi lehine çevirmek ister. Bu ısrarın sebebi duvarın arkasını-iki gün sonrasını- görememektir. Dua sonucu sahip olduğu şeyin kendisi için hayırlı olup olmayacağı hesabını hiç yapmaz. Çünkü modern zihnin lügatinde ‘hayır’ ve ‘şer’ diye bir kelime yoktur. Bir şeyin ölçütü iyi ve kötü oluşundadır.

İyi ve kötü ise kaynağından kopuk, günü kurtarmaya yönelik kelimelerdir. İyi ve kötü dün ve yarın bağlamından kopuk olduğu için dünle ilgili muhasebesi ya da yarınla ilgili tedbir ve temkini yoktur. Bütün maksadı içinde bulunduğu koşul ve zamandan kazasız belasız çıkmaktan ibarettir.

Zenginliği ve şöhreti çok isteyen ve bu isteğini de duaya tahvil eden kişi aslında neyi istediğinin pek farkında değildir. Sahip olduklarıyla baş edemediği için belli bir zaman sonra aslında istediğinin huzursuzluk ve bela olduğunu anlayacaktır.

Dua insanı matlubu ve maksudunca dönüştürür; ama duadan dönmek o kadar kolay değildir. Çünkü insanın üzerinden ağırlıkları atması kış gecesi sarındığı sıcak yorganı fırlatıp atması kadar zordur.

Yukarıda ödünç aldığımız başlığın sahibi ünlü Amerikalı düşünür Waldo Emerson bu aforizmayla transandantal bir gerçeğe işaret ediyor. Bir karı-kocanın çocuk dünyaya getirme tasarımı olmadığı halde çocuk sahibi olmaları gibi insan her halükarda derin isteklerini yaratıcıya ulaştırıp umulmadık bir zamanda isteğinin gerçekleştiğine tanık olabilir.

Dua ederken ağzından değil,ama yüreğinden ne çıktığını çok iyi bilmeli inanmış adam. Neden dualarım kabul olmuyor diye yakınarak duvarları yumruklayan kişiye gelince, tam anlamıyla şaşkın ve ahmaktır o. Bilmez ki bir şeyin gerçekleşmesi için o şeyi sadece bizim istememiz yeterli değildir onu aynı zamanda Allah’ın da istemesi lazımdır.

Allah’ın sizin için o an gerçekleştirmediği şey, belki de belli bir süre sonraki duanızdaki isteğinize karşılık gelecek bir şey olacaktır.

Kim bilir belki de bugün sahip olduğumuz mutluluk dün kabul olmayan dualarımız sayesindedir. İlle de dualarım kabul olsun da sonucu nasıl olursa olsun diyorsanız, içinizde duayı ihtirasa dönüştürmüşseniz gelecek belalara (güçlü sınavlara) şimdiden hazır olmanız gerekir. 

Dua sahip olma ihtirasımızı tatmin için yukarıdan sarkıtılan bir sepet ya da zor anımızda uzanan bir el değil, sahipsizliğimizde sahibimiz olan yüce kudrete çağrı göndermektir.

Kaynak: Haber7 – Hüseyin Akın Köşe Yazısı

Etiketler: » » » » » » » » » » »
4720 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Şehidin Makberi Göklerdir

    26 Mart 2024 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Kağıthane, Köşe Yazıları, Siyaset, Tüm Manşetler

    Tevrat Hz. Musa'ya, İncil ise Hz İsa’ya indirilmiş ilahi kitaplardır fakat yıllar içerisinde Musa'nın ve İsa'nın dinleri bozulmuş, kitapları deformasyona uğratılmıştır. Yani iki kitapta insan eliyle değiştirilmiştir. Şu an piyasada yüzlerce farklı çeşit İncil ve Tevrat var ve her birinin içeriği diğerinden farklıdır. Hiç bir ilahi kitapta, insanı da geçtim, hiç bir canlının, hele de bir masumun öldürülmesi emredilmez, tavsiye edilmez. Kur'anı Kerim bunun için var ve kıyamete kadar İslâm dini ve Kur'an-ı Kerim teminat altındadır ve nihai ...
  • Haksız Hukukun Kanlı Elleri

    13 Aralık 2023 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Zulüm ile kendi "haksız hukukunu" sağlamaya çalışan İsrail, hem kendi halkına, hem Dünya'ya ne kadar rezil, ne kadar acımasız hatta nasıl gaddar ve kalleş olduğunu her fırsatta gösterdi utanmadan. Sanmasınlar ki zalimlik ile âbâd olurlar! Neyi kurtarmaya çalışıyorlarsa bilsinler ki ilk önce ondan olurlar. Ve elbet mazlumun sahibi Allahtır. Bir gün kimin kimde ne hakkı varsa Allah (c.c.) herkesin hakkını iade edecektir. Gerek bu dünyada gerek ahirette. Hainlik ve gaddarlık ile zafer kazanılmaz bunu er geç anlayacaklar ya ahirette y...
  • Bir Yerlerde Birilerine Hep Yazık Oluyor

    08 Ekim 2023 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İnsanın her şeyi, layıkıyla hak ettiğini yaşadığı bir hayat yok.Bir yerlerde birilerine hep yazık oluyor.Bir yerlerde hep birilerinin hakkı çiğneniyor.Bir yerlerde hep birileri istemediği şeylere mecburen katlanıyor.Yaşamak güzel ama birileri bunu hep zorlaştırıyor, kendilerine de bize de! Olan olur üzülürsünüz, içiniz burkulur ama anlamazlar hislerinizi, anlamazlar gerçekleri.Boşuna anlatmakla heba etmeyin kendinizi. Aynı yere aynı pencereden bakmak, aynı şekilde görmek demek değildir. Gözle görülen aynıdır da gönüllerin gördüğü bamba...
  • Kabahat altın taç olsa, kimse alıp takmaz başına

    10 Temmuz 2023 Din ve Yaşam, Eğitim, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Sivil Toplum, Tüm Manşetler

    İçimde kocaman bir ağlamak var,Kimse gerçekleri görmüyor, duymuyor.Çok görüntü var!Dışı iyi gibi görünüyor ama içi öyle değil.Çok kelâm ediliyor, bakınca bir sürü laf sözAma kulak verince bakıyorsun ki,Ne sözü söz ne gözü göz. Çok suret var,Lakin her gördüğün yüzü insan mı sanıyorsun?Sureti öyledir ama sireti başkadır.Sen, o öyledir zannedersin,Bu böyledir, yerli yerincedir dersinAma bir bakarsın ne görünen göründüğü gibidir,Ne de beklediğin öyledir. Bilirsin;İyilikten iyisi, kötülükten kötüsü yokAma bakarsın;İnsan gibi insan olmaları iç...