Hadi! Bu Yaz Bir Değişiklik Yapalım

Hadi! Bu Yaz Bir Değişiklik Yapalım

Okullar Haziran ayının dokuzu ile birlikte tatile giriyor. Doğal olarak çocuklarımızdan bu süreçten itibaren uzunca bir dinlenme fırsatı elde edecekler. Kimi memleketine gidecek, kimi ise şehrin içindeki dört duvar içinde vakit geçirecek. Her gün bir etkinlik içinde olamayacağından bu zaman dilimi miskinlik ile geçecek dersek doğru olur mu acaba?

Gelin bu tatilde başka bir şeyler yapalım. Yaz aylarını etkili ve verimli kullanalım. Mesela Ramazan ayında camilerimizi dolduralım çocuk sesleriyle. Gündüzleri vakit namazlarında ve sonrasında onlarla birçok etkinlik yapılabilir camilerde. Ya da başlasın çocuklar, kitabımızın harflerinden kendilerine biçim vermeye. Sonra birazını spora ayıralım zamanımızın. Belediyeler bu hizmeti ücretsiz veriyorlar. Hatta sokağınızdan alıp sokağınıza bırakıyorlar çocukları.

Tatil günlerinde çocuklarımızla doğa yürüyüşleri yapalım. Hayır işleri ile uğraşalım. Ama illaki bir şeylerle uğraştıralım çocuklarımızı. Altı yaşındaki çocuğun da yapabilecekleri var, on sekiz yaşındakinin de. Bu noktada ailelerin tutumları belirleyici oluyor. Aileler yaz aylarını yatma ve boş zamanları hunharca öldürme olarak görüyorsa; işte o zaman miskin bir gençlik yetişiyor demektir.

Bir de bu boş zaman meselesi var. Çocukların çoğu boş zaman arıyor kendine. Yaz tatillerini de bu yüzden bekliyor. Oysaki boş zaman denilen bir illetin bize nerede bulaştığını da bir öğrenebilsek… İllet dedim, çünkü boş zaman değil boşa geçen zamanlarımız oluyor bizim. Oysa ne bizim ne de çocuklarımızın boşa geçecek bir anları bile olmamalı.

Uykusunda tefekkür yapan bir milletten uyumak için an kollayan bir millete nasıl dönüştüğümüzü araştırma görevini de bu kardeşinize bırakmamalı bilim insanları…

Hadi! Bu yaz bir değişiklik yapalım. Çocuklarımızın zamanlarını onları dinlendirecek, kendi özünü bulduracak, geliştirecek, ufkunu açacak, sağlıklı bir nesil olmasını sağlayacak etkinliklerle dolduralım.

Sokaklarda boş boş gezen, otobüste yere bakan, trende duvarları seyreden, bekleme salonlarında “uflayıp, puflayan” bir gençlikten; okuyan, okuduğunu anlayan, düşünen bir nesle doğru yol almasını sağlayalım.

Hadi! Bu yaz çocukları uykuya teslim etmeyelim. Kendi dinini, tarihini ve değerlerini bilen bir çocuk yetiştirmek için bir adım atalım. Bu yaz çocuklarımıza boş zamanın gereksizliğine, boşa geçecek zamanı olmadığına ikna edelim.

Ramazan Ayının Türk ve İslam âlemine hayırlar getirmesini temenni ederek sizleri selamlıyorum.

Erdoğan Ergin