logo

Herkes kuzusuna sahip çıksın!

Herkes kuzusuna sahip çıksın!

Herkes kuzusuna sahip çıksın!

madde kullanımı

Ülkemizde son yıllarda artan bir şekilde kendini hissettiren “madde kullanımı” konusunda sağduyulu anne babaların isyanını duymamak mümkün değil. Sokak başlarında, parklarda, olur olmaz yerlerde bazı şeylerin alınıp satıldığını görüyor, işitiyorlar. Bunları satarak çocuklarımızı ve gençlerimizi zehirleyenlerle mücadele etmek, en başta elbette Devletin ve onun polisinin görevidir. Okuldaki öğretmenin, mahalledeki kanaat önderlerinin, komşunun, yakın çevrenin ve tabii ki ailenin de bu mücadelede sorumluluk alması lazımdır.

Çocuklarımız ve gençlerimiz neden bu tür insanlara yönelip, bu tür maddeleri denemek ihtiyacı duyarlar ki? Bir alıcı gözle bakalım bu çocuklara; aileleri ne tür aileler, anne baba ne kadar yavrusunun üzerine titriyor, arkadaşını hiç merak ediyor mu? Derdini, sorununu hiç dinlemiş mi? Dert yanan bazı babalara sordum; “işten güçten vakit bulamıyoruz” diyenlerin sayısı hiç de az değil. Bu bir mazeret mi? Tabi ki hayır! Bir baba isterse çocuğuna günde on beş dakikasını ayırabilir. Bu süre yeter de artar bile. Sevgili babalar, öncelikle sizlere söylüyorum; bu sorunla mücadelede en temel aktör sizlersiniz. Çocuğunuzu, özellikle ergen yaşa geldiğinde ve onun hemen öncesinde birtakım yanlış hareket ve tutumları nedeniyle hemen yargılamayın; dinleyin, onun kişiliğine saygı duyduğunuzu ve değer verdiğinizi hissettirin. Bunu fark eden çocukta kendine güven duygusu gelişir, ailesine bağlılık pekişir ve iletişime açık hale gelir. Aksi halde, size kapanır ve dışarıya yönelir. Çünkü bu yaşlardaki çocuklarımız, ergenlerimiz emir ve direktiflere ters tepki gösterir ve kendi doğrularına göre hareket ederler.

Sonuç olarak; kendisinin ailesi tarafından çıkarsız ve koşulsuz sevildiğini, değer verildiğini idrak eden ergen, kendisini birtakım arayışlara ve olumsuz davranışlara iten akran çevresinden kopmaya başlayacak ve sağlıklı iletişim kurabildiği arkadaş ve akran ortamına yönelecektir. Şartlara tabi olmayacak, arkadaşını kendisi seçecektir. Aileler, çocuklarının üzerinde baskı oluşturmadan ama kontrolü de elden bırakmadan onlara güvenli ve sağlıklı akran ortamı oluşturmada destek olmalı; spor, sanat, edebiyat gibi kendini ifade edebileceği alanlarda teşvik etmeli, çocuğun bağımsızlaşma sürecine saygı duyarak, bu dönemi sağlıklı bir şekilde yaşamasına katkıda bulunmalıdır.

Peki ya anne babadan yoksun çocuklarımız ve gençlerimiz ne olacak? Onlara toplum olarak kucak açmak zorundayız. Bu, insanlığımızın ve inancımızın gereğidir; günahı da sevabı da hepimizin üzerinedir.

Anne babadan yoksun çocuklarımız ve gençlerimize toplum olarak kucak açmak zorundayız. Bu, insanlığımızın ve inancımızın gereğidir; günahı da sevabı da hepimizin üzerinedir.

Ahmed Akın VARICIER
Kağıthane Kaymakamı
Ordu Vali Yardımcısı

Etiketler: » » » » » » » » » » »
2626 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.