logo

Hiçbir Varlık Olduğu Kadar Değildir

Hiçbir Varlık Olduğu Kadar Değildir

Şair Yazar Mehmet Akpınar ile kitaplarını ve şiiri konuştuk…

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1961 Gültepe doğumluyum. İlköğretimi Gültepe İlkokulunda, Ortaokulu Gültepe Ortaokulunda, Liseyi Gültepe Endüstri Meslek Lisesinde bitirdim. Üniversiteyi, Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü bitirdim. 1986 yılından itibaren öğretmenlik yapıyorum. MEB’ ten onaylı rehber öğretmen belgesine sahibim. 30 yıldır öğretmenlik yapıyorum. Halen İstanbul Vali Hayri Kozakçıoğlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde Felsefe Öğretmenliği yapmaktayım. Evli ve 2 çocuk babasıyım.

Kaç eser çıkardınız? Bunların hepsi şiir kitabı mıdır?

Yazılı matbu kitap olarak 2 adet kitabım var. Birincisi 2005 yılında Kashna Yayınlarından çıkan “O Çocuk Senin”, İkincisi de 2015 yılında Venüs Yayınlarından çıkan resimli çocuk şiirleri olan “Ekmek Ağacı” dır. Bunun dışında basılı olmayan çalışmalar var. Kaymakamlık onaylı “kişisel gelişim, motivasyon, takım ruhu ve aile içi iletişim” gibi bir takım seminerler veriyorum. En son 10 Mart Perşembe günü İmece İlkokulu’nda Ç.Y. Eşref ve Sadullah Kıray Anaokulu velilerine “O Çocuk Senin” konulu semineri, 15 Mart Salı günü de Robot Yarışması için Türkiye’den Amerika’ya giden ARC Grubun öğrenci ve öğretmenlerine “takım ruhu ve motivasyon” konulu bir seminer verdim.

Siz bir felsefecisiniz fakat kitaplarınız çocuklar hakkında, neden?

Doğrusu biraz bu iş, beni felsefen çıkaracak gibi. Öğretmenlikte hep çocuklarla, gençlerle iç içe olduğumuzdan, benim felsefecilikten çok öğretmenlik tarafım çocuklar üzerine yazdırıyor. Gençlerde gördüğüm öyle haller var ki. Bazen basit bir dokunuş, çocukların bu hallerini düzeltiyor. Bir öykü anlatıyorsunuz çocuğa, çocuk başka bir insan oluyor. Onun için; o çocuğa, öğrencilerime dokunma yolları seçtim. Onlardır aslında benim yazdıklarım. “O Çocuk Senin” kitabım, verdiğim seminerlerin özetidir aslında diyebiliriz.

O Çocuk Senin-Mehmet Akpınar

O Çocuk Senin kitabınızda anlatmak istedikleriniz nelerdir?

Bir filozof der ki: “Hiçbir varlık olduğu kadar değildir.” Ben ve sen olduğumuz kadar değiliz. Daha fazla bir şeyler olabiliriz. Ol emri bize gelmiş, olma yolundayız. Bu olmamızı biz engelliyoruz; nefsimiz, tembelliğimiz v.s. gibi şeylerle. Özetle bizim daha iyi olma şansımız ve ihtimalimiz var. Bu da çocuk eğitiminden, aile ilişkisinden ve devletin eğitiminden geçer. Biz de bu kitapta tamda bunları anlattık.

Ekmek Ağacı Şair Yazar Mehmet Akpınar

Sizce şiir ne demektir?

Şiire tanımı herkes vermeye çalışmış. Şiir, cehd isteyen bir ilhamdır. Der ki bilim adamları insanın aklına günde ortalama 18 bin tane fikir gelirmiş. Ama biz bunların çoğunu öldürürmüşüz. Düşünmediğimiz için, üzerinde gayret etmediğimiz için. Ben bu fikirleri bir ilham olarak düşünüyorum. Ben de 18 bin fikirden yakalayabildiklerimi yazmaya çalışıyorum. İşte onların bir kısmı duygudur. Her duygu da cehd ister, çaba ister, emek ister. Şiirde bir melodi olmalıdır, bir uyum olmalıdır. Bence şiir biraz ritimdir, musikidir. Bu konuda Yahya Kemal gibi düşünmekteyim.

Ekmek Ağacı-Mehmet Akpınar

Son şiir kitabınız Ekmek Ağacı neden bu isim?

Benim hayatımda yaptığım bir şey var. Bu kitaba isim ararken hangi ismi koyalım dedim şu çıktı. Şöyle ki; bir Hadisi Şerifte geçen “bir kadının çölde susuz kaldığı vakit kuyudan su aldıktan sonra bir köpek içinde kuyudan ayakkabısı ile tekrar su çıkarması, köpeğe su vermesi ve kurtuluşa ermesi” olayından ilham aldım. Her kedinin, köpeğin veya her muhtacın gözünde cennete giden bir kapı vardır diye düşünmekteyim. Bu anlama gelen başka Hadisi Şerifler de var. Ekmek Ağacı da benim kediler için yıllardır yaptığım bir şey. Bu yaptığım işler benim hayatımın, duygularımın bir parçası; ben de yaptıklarımı, hissettiklerimi şiir olarak ifade etmeye çalıştım. Bunun öyküsüne de çalışıyorum. İnşallah yakın zaman da öyküde çıkacak.

Ekmek Ağacı kitabında öne çıkan şiiriniz var mıdır?

“Ekmek Ağacı” şiiri bir numara diyebilirim. Gözde olarak düşünürsek çünkü onu daha da işleyeceğim. İki numaraya “Peygamber ve Çocuk” koyabiliriz. Bu konuda bir öykü çalışmam var daha bitmedi. Üç numara da “Çocuk ve Babası” şiiridir. Orda da ikili yazmaya çalıştım. Baba ne diyor, çocuk dünyasından ne anlaşılıyor. Bir anlamda birinci kitabımın değişik versiyonda şiire dökülmesidir bu şiir kitabı. Son şiir “Siyah Çocuk” zenci kelimesi yerine bir siyah çocuğun gözünden hayata bakmaya çalıştım. Biz de çocukluğumuzda gençliğimizde Müslümanlığımızdan dolayı zenci çocuk pozisyonundaydık aslında. Biraz kendimizi zenci açısından yazmaya çalıştım bu şiirde.

Başka ne gibi projeleriniz var?

Çocuk şiirlerinden sonra yetişkin şiirlerim var. O da bitti sayılır ama üzerinde biraz çalışmam gerekiyor. Yine peygamber efendimizin çocuklarla olan iletişimini, sahabenin çocuklarla olan iletişimini öyküleştirmek gibi bir çalışmam var. Yani çocuk ve peygamber şiirimin bir açılımı olarak düşünebiliriz. Kişisel gelişim ve motivasyon üzerine bir kitap çalışmam daha var. Bu konu incitilmiş bir konu, teknik bir konudur. Adam bu konuda seminer veriyor öğrencileri bir anlamda gaza getiriyor. Adama soruyorum. Siz hangi üniversiteyi bitirdiniz diyorum; hukukçuyum veya maliyeciyim diyor. Kardeş sen sınıfta çocukların psikolojisini bilmiyorsun, öğretmenlik yapmadın. Bu çocukları gaza getirdin ama çocuğun taşıdığı bir depresyon varsa ve senin anlatımınla bu çocuk gaza geldi, yapmaya çalıştı ve yapamadı. Bu sefer depresyonu daha da ağırlaştı. Bunu nasıl tedavi edeceksin. Çok kritik bir konu ama düz mantıkla yapılan kişisel gelişim ve motivasyon çalışmalarına ben hep kaygı ile bakıyorum. O yüzden bilimsel çalışmalar yapıyorum ve onu da tamamlamaya çalışıyorum.

Şair Yazar Mehmet Akpınar

Sizce Felsefe nedir, Felsefeden ne anlamalıyız?

Felsefe aslında hepimizin yaptığı işin adıdır. Biz çocukken ne yapmaya çalışıyoruz; çocuk aklımızla hayatı anlamaya çalışıyoruz. Anlamadığımızı annemize, babamıza soruyoruz. Bazen babaya aynı soruyu yüz kere soruyoruz. Babanın her cevabını içimizde tartıyoruz, aklımıza yatmıyor bir daha soruyoruz, bir daha soruyoruz. Felsefe işte bu. Biz bu yaşta da bunu yapıyoruz. Hayatla ilgili sorularımız var, kendimizle ilgili sorularımız var ve bunlara cevap arıyoruz. Eğer bir insan konuşmaya başlarsa Galallahu Teâlâ diye başlıyorsa ayet söyleyecektir bu dindir. Gale Resulullah diye başlıyorsa hadis söyleyecektir. Bu da dindir. Gale insan diyorsa felsefe yapıyordur. Dolayısıyla hepimiz aslında felsefeciyiz. Hepimiz bir felsefe yapıyoruz. Felsefenin kendisi ile felsefe yapan kişileri biz birbirine karıştırıyoruz. Yani falan kişi yanlış bir şey söylemiş olabilir. Falan doktor da yanlış tedavi etmişte olabilir o zaman tıbba karşı mı olacağız? Hayır. Felsefe yaparken kullanılan, kullanılması gereken bir takım yöntemleri var. O yöntemlerle yapılırsa felsefe oluyor. Öbürlerine çocuk felsefesi diyebiliriz. Felsefe yapmıyorum diyen aslında “Felsefe Yapmıyorum” felsefesini yapıyordur.

Mehmet Akpınar Hasbahçe Gazetesi Röportaj

Öğretmen arkadaşlarımıza ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Kendi öğretmenliğimde uyguladığımı hızla bir şekilde söyleyebilirim. Ders bir şekilde anlatılır, kitap bir şekilde işlenir, işlenmeyen kısmı varsa da önemli değildir. Ancak biliyoruz ki çocuk yaparak öğreniyor, genç de yaparak öğreniyor. Ben öğretmenliğim boyunca çocuklara sürekli bir şeyler yaptırmaya çalışıyorum. Yani bir cümle veriyorum hadi bunu yaz ya da konuş, eleştir veya savun. Çocuğun neyi savunduğu önemli değil, nasıl yaptığı önemli. Biz şu an okulda çocuklardan skeç yazmalarını istedik. Bitti yazılar topladık okuyacağız. Gençler kendilerince bir skeç yazdılar ama ilk defa yazıyorlar. Bunun kursunu da almadılar. Elbette eksiği gediği olacak. Ama yarın yaparsa daha iyisini yapacaklar. Çünkü yapmayı denedi. Buradaki uygulama yapmak, uygulamak ve görmek.

Okurlarımız için neler söylemek istersiniz?

Her insan kendisini sever. Kendimizi severiz ama derin soru şu kendimizi beğenir miyiz? Kendimizi beğenecek kişiler haline getirmeye çalışmak önemli. Bir gün gözlerimizi kapatıp izleyeceğimiz filmde, iyi ki bunu yapmışım diyebileceğiniz bir hayat sürmelerini diliyorum.

Röportaj: Ayetullah Coşkun

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
3070 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.