logo

Hicri Yılbaşınız Mübarek Olsun

Hicri Yılbaşınız Mübarek Olsun

“21 Eylül 2017 Perşembe günü 1 Muharrem 1439 Hicri Yılbaşıdır. Bu hicri yılımız yurdumuza ve Tüm İslam âlemine hayırlı olsun. Dünya Müslümanlarının uyanmasına, silkinmesine, ayağa kalkmasına ve özüne dönmesine vesile olsun. Amin!”

Efendimiz Hz. Muhammed  (s.a.v.) ‘e peygamberlik, Miladi 610 yılında (Ramazan Ayının Kadir Gecesinde) Nur Hira Dağında inzivaya çekilmişken verilmiştir. Hira-Nur mağarasında Cebrail (a.s.) gelmiş ve Ona ”Oku Yaradan Rabbinin Adıyla” diye başlayan İkra Suresinin ilk beş ayetini bildirmiş ve böylece peygamberlik verilmiştir. Buna “Bİ’SET” denir.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) 23 yıl peygamberlik yaptı. Cihan şümul olan İslam dinini yaymaya başladı. Üç yıl gizli tebliğde bulundu.  Tâ ki Hz.Ömer Müslüman oluncaya kadar.  Bu 23 yılın 12 yıl, 2 ay 22 gününü Mekke-i Mükerreme ’de, kalan 10 yıl 9 ay 8 gününü Medine-i Münevvere ’de yaydı.

Mekke’de müşrikler 13 yıl efendimize çok eziyet ettiler. Hayat hakkı tanımadılar, kız alıp vermediler. Âdetâ mahalleye hapsettiler. Nihayet ilahi işaretle Medine-i Münevvere’ye (Orda İslam’ı yaymak için ortam müsaitti) hicret emri çıktı.

Zaten insanlık tarihi hicretle başlamıştır. Hz.Adem (a.s.)’le Hz.Havva validemizin cennetten bu dünyaya indirilişi bütün hicretlerin başlangıcıdır. Yani Cennetten dünyaya göç ettirilmişlerdir. Zaten bütün göçler zahmetli olmuştur. Hz.İbrahim (a.s.) Nemrud’un zulmünden göçe zorlanmış hicret etmiştir. Hz. Musa (a.s.) Firavun’un zulmünden göçe zorlanmış hicret etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ebu Cehillerin, Ebu Leheplerin zulmünden göçe zorlanmış hicret etmişlerdir. Bu hicret asla bir kaçış olmadığı gibi sıradan bir göçte değildir.

Hicret, İslam davasının hedefe giden yolunda bir dönüm noktası, bir uyanma, bir silkinme ve İslam toplumunun teşkilatlanması, bir güç haline gelmesi, çevresine kendini kabul ettirmesi sürecinin ilk adımı olmuştur.

Hicret, Allah rızası için; maldan mülkten Ana-Babadan, yardan, diyardan vaz geçerek peygamber (a.s.)’a itaat ederek her şeylerini Allah için göz kırpmadan terk eden Mekkeli Muhacirlerle, onları bağırlarına basan Medineli Müslümanların “ENSAR” ın destanıdır.

O günün Müslümanları inkardan imana, batıldan Hak’ka, kötüden iyiye, şerliden hayırlıya, kabalıktan inceliğe hicret etmişlerdir. Nihayet hicret kaçış değil, ümmetine İslam’ı yaşamak ve yaşatmak için bir arayıştır. Resulullah bu arayışa önderlik etmiştir.

Cenab-ı Hak (c.c.) bu mübarek yolculuğa çıkanlara Tevbe Suresinin 20.Ayetinde müjdesini vermiştir: “İman edip hicret edenlerin ve Allah (c.c.) yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad eden kimselerin mertebeleri, Allah katında daha üstündür. İşte onlar, başarıya erenlerin ta kendileridir.” Buyurarak Ashabı ve bu yolda olanların maneviyatını yükseltmiştir.

Günümüzde Hicret, İslami, imani, ahlaki faziletleri yaymakta bir hicrettir. Hele hele en büyük hicret; günahlardan sevaplara kaçıştır.

Muzaffer Coşkun

Etiketler: » »
1352 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.