logo

İstanbul’a Hizmet Medeniyete Hizmettir

İstanbul’a Hizmet Medeniyete Hizmettir

İstanbul’a Hizmet Medeniyete Hizmettir

kadir topbaş

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’la 30 Mart Yerel Seçim sonuçlarını, projelerini ve kentsel dönüşümü konuştuk…

Kadir Topbaş Kimdir? Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

1945 yılında Artvin, Yusufeli’nde doğdum. Işık Lisesi’nde başladığım orta öğrenimimi İHL’de tamamladım. 1972 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden, 1974’te Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun oldum. Doktora tezimi, İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi ve Arkeoloji Bölümü’nde “Hidiv Kasrı ve Boğaziçi Sivil Mimarisindeki Yeri”  konusunda tamamladım.  Daha sonra uzun yıllar ‘serbest mimar’ olarak çalıştım. 1994–1998 yılları arasında, o dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlığını yaptım.

Kültür Bakanlığı İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma ve Anıtlar Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüm. Bir süre aile şirketimizin yönetiminde bulundum. 1999 yılında Beyoğlu Belediye Başkanlığı’na seçildim. Bu görevim süresince İstanbul’a model olabilecek ‘’Güzel Beyoğlu’’ projesini hayata geçirdim. 28 Mart 2004 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi’nden aday oldum ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçildim. Bu süreçte İstanbul’da pek çok ilki hayata geçirdim. Milyarlarca lira yatırımla İstanbul, altyapısı sağlam, daha estetik ve çok çok daha temiz bir şehre dönüştü. Bir rekor kırarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına 3 defa ardı ardına seçildim. Marmara Belediyeler Birliği Başkanlığı’nın ardından Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığına da seçildim ve halen bu görevi de yürütmekteyim. İstanbul’un küresel karar mekanizmalarına etkili bir şekilde katılımını sağladım. UNACLA, UCLG gibi kentlerin küresel karar mekanizmalarının başkanlığını yürütüyorum. Evliyim ve 3 çocuk babasıyım.

kadir abi teşekkürler istanbul

İstanbul, AK Parti oylarında gözle görülür bir yükseliş var. Bunu neye bağlıyorsunuz? Seçim oranı beklentilerinizi karşıladı mı?

Ak Parti yükseliyor zira halkımız samimiyetimizin, millete olan aşkımızın farkında… Yapılan yatırımlar, hizmetler ve çözülmez sanılan sorunlara üretilen çözümler ortada ve buna bağlı olarak insanımız sandıkta herkesin açıkça anlayacağı bir mesaj verdi. Yine Ak Parti dedi. Buna hiç şaşırmadık. Zira millet, iradesine ipotek konulmasını asla kabul etmedi. Bu seçimler Sayın Başbakanımızın liderliğinin de ne kadar haklı olduğunu ortaya koydu. Milletimizin kendi iradesinin üstünde bir irade tanımayacağını zaten biliyorduk. Zafer ve başarı milletimizindir. Bizleri hizmete layık gördüler, hizmetlerimizin devamını istediler. Tarihinde kolay yakalanamayacak bir şekilde ilk kez üçüncü defa bana belediye başkanlığını tevdi eden İstanbulluların sorumluluğunu aldığımız için ne kadar büyük bir mesuliyete girdiğimin farkındayım. Üçüncü dönemimiz olmasına rağmen oylarımızı yükseltmesini bildik. Siyasette bu çok önemli bir başarıdır. Bu desteğin bilinciyle hizmetlerimizin ardı arkası kesilmeden ‘Daha neler yapabiliriz?’ arayışı içerisinde yeni projelerimizi hayata geçireceğiz. İnanıyorum ki İstanbul çok daha farklı bir güçle dünyadaki etkisini sürdürecek. Tüm dünya tarafından yakinen takip edilmeye devam edecektir. İnşallah İstanbullular dönem sonuna geldiğimizde İstanbul’un başarılarından memnun olacaklar. Övgüyle konuşulan bir İstanbul’u birlikte yakalamış olacağız. Katılımcı, şeffaf bir yönetim anlayışıyla halkı kucaklayan ve ‘Türkiye yerelden kalkınır’ anlayışıyla hizmetlerimiz sürdüreceğiz. Yarınlar dünden ve bugünden çok daha farklı olacak. Çok daha farklı bir gelecek bekliyor bizi. Türkiye’de başlattığımız yerel yönetimlerdeki başarılı adımları sürdürerek ülkemizin gelişmesine katkı sunmaya devam edeceğiz. Türkiye model oldu, model olmaya da devam edecek.

Seçim öncesi başlatılan Hükümeti yıpratma politikalarının asıl amacı çevre ve yolsuzluk iddiaları mıdır?

Aslında cevap sorduğunuz soruda gizli… Burada amaç haktan görünerek fakat belden aşağı vurarak hükümeti yıpratmaktır. Zira artık şehit haberlerinin gelmediği, insanların özgürlüklerinin kısıtlanmadığı, IMF’ye borcunu sıfırlamış, milli geliri her geçen gün artan ve devleşen bir Türkiye’de yaşıyoruz. Bu elbette birilerinin kanına dokunacak zira meyve veren ağaç taşlanır. Bu kesimler için hükümet yıpratılmalı ve düşürülmelidir. Mesele hükümetin yıpratılmasıysa geri kalan her şey yapılacak darbenin aracıdır. Şu an adalet mekanizması o süreci aydınlatacak çalışmalar içinde. Ortada casusluğa kadar varan iddialar var. Bağımsız yargı organlarımız bu süreci her yönüyle aydınlatacaktır. Adaletten hiçbir şeyi kaçıramazsınız. Hep birlikte bekleyip göreceğiz. Zira son 12 yıldır hem Türkiye’de hem de İstanbul’da büyük bir çevre hamlesi gözleniyor. Milyarlarca ağaç dikildi bu ülkeye… Yeni ormanlar, yeni parklar ve yeşil alanlar kazandırıldı. Sadece İstanbul’daki yeşil alan miktarının yüzde 60’ların üzerinde artması bunu göstermektedir. Diğer yandan Cumhuriyet tarihinde yapılmamış yatırımlar bu dönemde yapıldı. Eğer yolsuzluk olsaydı, bu yatırımlara nereden kaynak ayrılacaktı. Üstelik yapılan pek çok yatırımda kamu kaynaklarından bir kuruş harcanmıyor. 3. Havalimanı gibi dev bir tesisin yapımı buna örnek değil mi? Dünya çapında bir iş halkımıza tek kuruş harcatmadan hayata geçiriliyor. İçeride ve dışarıda Türkiye’ye lig atlatacak bu tür yatırımlara elbette engel koyma çalışanlar var. Fakat Sayın Başbakanımız önderliğinde Ak Parti’nin kararlı duruşu, bu hain emellere ulaşılmasını engelliyor.

kadir topbaş ibb

İstanbul da 2004’ten beri hizmet veriyorsunuz. Size gerçekten bir İstanbul sevdalısı diyebilir miyiz?

Elbette… Zira İstanbul gibi bir dünya kentine belediye başkanı olmak için bu kente aşkla bağlanmak, yorulma kavramının ne olduğunu unutmak lâzım gelir. İstanbul’a hizmet etmek, köklerini tarihin derinliklerine saplamış bir medeniyet piramidinin yükseltilmesinde pay sahibi olmak demektir. İstanbul, dev bir eser, bir şaheserdir. Dev gibi bir eser verebilmek için karıncalar gibi çalışmak gerekir. Bundan dolayı İstanbul’a hizmet edecek bir belediye başkanı, 365 gün 24 saat İstanbul’u düşünmek ve sorunlarını çözmek için çalışmak zorundadır. Sonuç olarak, daha çağdaş, daha düzenli, daha yeşil ve modern yaşam alanlarına sahip, sorunları çözülen bir kent tablosu elde edersiniz. Artık çalıştıkça dinlenmeye başlarsınız çünkü bu sonuç, size, çektiğiniz tüm sıkıntıları, yorgunlukları unutturur.

Başkanım, birçok projeniz var. İstanbul için hayalini kurduğunuz ve vaat ettiğiniz projelerin ne kadarını gerçekleştirdiniz?

Vaat edip de gerçekleştiremediğim bir proje yok. İstanbul halkı çok iyi biliyor ki, biz sözümüzün eriyiz; sözü namus biliriz. Metro hatlarından metrobüse, artıma tesislerinden kent meydanlarına ne vaat ettiysek İstanbul’a kazandırdık. Ancak Taksim-Yenikapı metro hattı örneğinde de olduğu gibi bazen karşılaştığımız bazı engeller işlerin bitimini geciktirebiliyor. Siz de biliyorsunuz ki, bu hat üzerinde İstanbul’un tarihini 8500 yıl öncesine götüren arkeolojik bir birikimle karşılaştık. Tarihin üzerinden kamyon gibi geçebilir miydik? Elbette hayır… Bu yüzden projemiz uzamış olsa da şimdi İstanbul, biz bunu kazanca, gelecek nesillere yapılmış bir yatırıma çevirdik. Hattı bitirdiğimiz gibi bir de yanına Türkiye’nin en nitelikli arkeopark’larından birini kazandırıyoruz. Zaten biz, bu anlayışla son 10 yılda çok mesafe kaydettik. Sayın başbakanımızın yerel yönetim anlayışını sürdürdük. Başlanan projeleri tamamlamak da nasip oldu, yenilerini üretmekte… Bu şehirde yaşayanlar ve bu şehri ziyaret edenler, İstanbul’un son yıllarda kat ettiği büyük mesafeyi görüyor. Şehircilik hamleleri başka kentlerin esin kaynağı oluyor. İstanbul bugün şehircilik uygulamaları ile dünya şehirlerine örnek olan bir şehir. Bu şehrin yollarını, kavşak ve köprülerini, demiryollarını, arıtma sistemlerini yaparken uzun vadeli baktık. Bu şehre yakışan, şehrin estetiğine katkı yapan, zenginlik katan işler yaptık. Bir yandan birikmiş ve acil çözüm isteyen meseleler vardı, çözmeliydik. Diğer yandan şehrin değerlerini korumak ve şehre değer katmak arzusundaydık, yapmalıydık.

Sadece yollarını, köprülerini, kavşaklarını inşa etmedik. Biz, İstanbul’un havasını, suyunu ve denizlerini de temizledik. Bu kentin Anayasasını yani Çevre Düzeni Planını yapmak bize nasip oldu. Yaptığımız her işte, insanlara dayatmada bulunmak yerine toplumun fikrini almayı tercih ettik. Beklenti ve önerilere saygı duyduk. Projelerimizi bu beklenti ve önerileri karşılayacak şekilde planladık. Her işimizde üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, meslek birliklerinin ve tüm İstanbulluların katılımını aradık ve sağladık.

“İstanbul gibi bir dünya kentine belediye başkanı olmak için bu kente aşkla bağlanmak, yorulma kavramının ne olduğunu unutmak lâzım gelir. İstanbul’a hizmet etmek, köklerini tarihin derinliklerine saplamış bir medeniyet piramidinin yükseltilmesinde pay sahibi olmak demektir. İstanbul, dev bir eser, bir şaheserdir. Dev gibi bir eser verebilmek için karıncalar gibi çalışmak gerekir.”

Şehrin turizmini geliştirdik. Eski eserleri ihya ettik. Kayıp eserleri gün yüzüne çıkardık. Bugün İstanbul, son derece şık otelleriyle, kongre merkezleriyle, sanat galerileri ve müzeleriyle yabancı ziyaretçileri cezp ediyor. Sekiz yıl öncesine göre üç kat artan turisti, modern ve temiz otellerinde ağırlayabiliyor. Artık uluslararası kongrelere ev sahipliği yapan dev kongre merkezlerimiz var. Bu merkezlerde küresel sorunlara çözüm aranan organizasyonlar düzenleniyor. Bir dönem İstanbul küresel kararları uygulamakla mükellef bir kent haline gelmişti. Şimdiyse, geçmiş görkemli günlerinde olduğu gibi, yeniden küresel kararların alındığı bir kent oldu. Artık bu kent uluslar arası şampiyonaları dev salonlarında, zorlu pistlerde ve arena ölçeğindeki statlarında izletebiliyor. Ve asla çözülemez gözüyle bakılan ulaşım sorunu yapılan milyarlarca liralık dev yatırımlarla hızla çözüme doğru gidiyor. İstanbul, Kartal’dan Sarıyer’e, Olimpiyat Stadı’na raylı sistemlerle ulaşılabilir hale geldi, hatta mahalle mahalle metroya kavuşacak. Saatler süren güzergahlar, metrobüs gibi, metro gibi çevreci ve konforlu ulaşım sistemleri sayesinde her geçen gün dakikalarla ölçülür hale geliyor.  

kadir topbaş hasbahce gazetesi ayetullah coşkun-kadir topbaş

Kentsel dönüşüm hakkında bilgi verebilir misiniz?

İstanbul, uzun yıllar plansız ve deprem riski göz ardı edilerek gelişmiş bir kent. Bir sanayi merkezi olarak kurgulandı. Bu hatalı yaklaşımdan da büyük zarar gördü. Aşırı göç aldı. Plansız gelişme neticesinde su havzaları, orman alanları, eşik bölgeler yerleşim baskısı altında kaldı. Denizleri, havası kirlendi. Ayrıca, 1998 yılına kadar İstanbul’u 2. derece deprem bölgesi olarak kabul eden bir anlayış vardı. Bu yüzden kent genelinde yapı stoku depreme karşı dayanıklı değil. Düşünsenize, 1 milyon 600 bin binanın yüzde 70’i imara aykırı. Bu çok büyük bir rakam. Bir afette oluşturacağı zararla kentin, hatta ülkenin geleceğini ipotek altına alıyor.

Bu sebeple biz, İstanbul’da kentsel dönüşümü belli başlıklar altında planladık. Deprem odaklı, stratejik ve tarihi mirasın korunmasına yönelik kentsel dönüşüm projeleri hazırladık. Bunları yaparken vatandaşlarımızın dönüşümün içinde yer alması için çalışıyoruz. Yasal zorlamalarla insanları baskı altına almak yerine geliştirdiğimiz araçlarla onları kentsel dönüşüme katılmaya teşvik ediyoruz. İmar transferi, imar artışına dayalı kentsel dönüşüm modeli, yerinde dönüşüm, donatılarıyla bir bütün oluşturan modern yaşam alanlarında sağlıklı konutları uygun maliyetlerle temin etmemizin nedeni bu. Bunda da başarılı oluyoruz.

 

istanbulda ramazan

Ramazan’da ne gibi etkinlikler yaptınız, bahseder misiniz?

30 gün boyunca konserlerden, şiir dinletilerine, geleneksel gösteri sanatlarından sohbetlere, Orta Oyununa kadar yüzlerce etkinlik İstanbullularla buluştu. Daha da önemlisi İstanbul’da Ramazan Etkinliklerine iki yeni adres kazandırıldı: Maltepe ve Yenikapı Şehir Parkları… Maltepe sahilinde 1 milyon 200 bin metrekare alan üzerine kurulan Avrupa’nın en büyük Yaşam, Spor ve Eğlence Merkezi, Anadolu Yakası’ndaki ve Yenikapı sahilinde oluşturulan 700 bin metrekare alan üzerine kurulan Yenikapı Meydanı ve Etkinlik Alanı da Anadolu Yakası’ndaki etkinliklere ev sahipliği yaptı. Her iki Etkinlik Alanında da; iftar öncesinde çocuklara yönelik sahne gösterileri, Orta Oyunu ve Tasavvuf Mûsikîsi dinletileri yer aldı. Etkinlikler iftar sonrasında da; Mehteran Konserleri, sahne gösterileri, Saray Tiyatroları ve Yeşilçam film gösterimleri, Dinletiler ve Konserler ile devam etti. Açıkçası bu Ramazan da İstanbul, bu kutsal ayı her yönüyle yaşadı.  Milyonlarca İstanbullu iftar sofralarımızda buluştu. Mobil Büfeler iftariyelik hizmeti verdi.  Feshane ve Beyazıt’ta sahne etkinlikleri yapıldı. Buralarda iftar öncesi, iftar sonrası ve Teravih Namazı sonrasında Tasavvuf Müziğinden Türk Halk ve Türk Sanat Müziği dinletilerine, Sema gösterilerinden Mehteran Konserlerine, geleneksel gösteri sanatlarından çocuk eğlencelerine kadar çok sayıda etkinlik sergilendi. Aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile Türkiye Diyanet Vakfı tarafından, bu yıl 180 Yayınevinin katılımıyla düzenlenen 33. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı, Ramazan’ı kültürler buluşturmayı sürdürdü. Meydanlara kurduğumuz ‘Sağlık Kabinleri’ de Ramazan boyunca, Sultanahmet Meydanı, Maltepe ve Yenikapı Şehir Parkları gibi yoğun katılım olan noktalarda olası sağlık problemlerine karşı İstanbullulara sağlık hizmeti verdi.

ramazanistanbul

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » »
1951 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.