Kardeşliğimize Atılan Bombalar

Kardeşliğimize Atılan Bombalar

Türkiye’nin kalbinde birkaç ay içinde patlayan üçüncü bomba, terörün büyük kentlerde korkuyu büyütmek, huzursuzluğu artırmak ve dolayısıyla buraları yaşanmaz hale getirmek yolunu seçtiğini gösteriyor. Şehirlerin göbeğinde kendilerini patlatarak ortalığa dehşet manzaraları verenler, terörle mücadele eden güçlerin kararlılıklarını kırmaya,  kendileri için daha geniş alanlar bulmaya çalışıyorlar.

Kandil’in Öcalan’ın silahlar sussun mesajından rahatsız olduğu ve hemen güneydoğu sınırımızın ötesinde gelişen savaş koşullarını, Türkiye’nin bir bölümünü Rojava ilan etmek yolunda bir fırsat gibi gördüğü gün gibi ortadaydı. Kandil gözünü öylesine karartmıştı ki Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 13 oy almış ve 80 milletvekili çıkarmış, ülkenin batısından, büyük şehirlerden hatta sosyolojik zemini hayli yüksek kesimlerden bile destek görmüş bir partiyle ülkede temsil edilmek dahi onları memnun etmedi.

1974’te Öcalan tarafından bir Stalinist örgüt olarak kurulan PKK, uzun zaman taban bulmakta zorlandı. 80’li yıllarda devletin aşırı güvenlikçi ve özgürlükleri gasp eden siyasi yaklaşımı bu örgütün bölge insanı nezdinde kabul görmesi için bir imkân oluşturdu. Örgüt, tabanını daha da yaymak için meclisteki siyasi uzantısı üzerinden sol ideolojinin tüm fraksiyonlarını, Kürt milliyetçilerini ve bir iki dindar bilinen isimle birlikte türbanlı milletvekillerini de katarak daha muhafazakâr kesimlerin de destekleyebileceği geniş bir koalisyon üzerinden faaliyetlerini sürdürür hale geldi.

PKK tipinde bir örgütün yaşayabilmesinin yegâne yolu uluslararası güçler tarafından çeşitli nedenlerle desteklenmesidir. Rusya’nın, İsrail’in, Yunanistan’ın, Almanya’nın, İtalya’nın ve bugün ABD’nin dönem dönem bu yapıyı desteklemek için Türkiye’yle o dönemdeki ilişkileri mutlak belirleyici olmuştur. 

Son aşamada geldiğimiz nokta PYD, DAEŞ’e karşı ABD önderliğindeki yapının bölgedeki karakol gücü olarak destekleniyor. Fakat bu destek “PYD otonomi ilan ettiğinde tanımayız” çizgisinde hâlihazırda devam etmekte. Düne kadar hem Rusya hem Esad hem de ABD tarafından makbul sayılan PYD, Suriye içinde federasyon demeye başladığı andan itibaren Esad kuvvetleriyle çatışmaya giriyor. Bunun daha ne kadar süreceğini düşünürken herhalde kendileri de rüzgârın döndüğünü artık bölgede yeni bir faza geçildiğini anlamışlardır. Türkiye içindeki konumlarını Suriye savaşının sağlayacaklarıyla avantajlı hale getirmeyi umanlar artık yeni hesaplarını patlattıkları canlı bombalar üzerinden yapma peşindeler.

Türkiye, Temmuz 2015’ten bu yana yoğunluğu artan terörle mücadelesinde 300 şehit verme pahasına topraklarında illegal bir güce göz açtırmayacağını gösterdi. Hükümet, yıkılan şehirlerin yerine yenilerini yapmayı vaat ediyor ve en yakın zamanda da yapacağından kimsenin kuşkusu yok. Depremde yıkılan Van’ın yerine nasıl yepyeni bir kent yapıldıysa belki daha sistemli bir modern şehrin bölgede yükseleceğine hepimiz eminiz. Fakat Türk ve Kürt toplumunun en azından bir bölümünün arasında her pusuda ve bombalamada derinleşen öc alma duygusunu nasıl unutturacağız. Sivil kıyafetlerle çarşıda gezerken, banka önünde bekleşirken pusudan edilen ateşle öldürülen güvenlik görevlilerinin ve yakınlarının öylesine öyküleri birikiyor ki buradan sızan kan beyinlere nakşoluyor.

Sonuncu patlama gibi olaylar artık barışın gittikçe daha da uzaklaştığını gösteriyor. Sivil, masum insanların, otobüs durağında bekleşirken, çarşıda-pazarda alışverişteyken uğradıkları saldırılar, aslında devletin şimdiye kadar kimle mücadele ettiğini başka söze gerek kalmadan anlatıyor. Türkiye bu bombacıların siyasi uzantılarıyla ülkeye gerçek bir barış getirmek için müzakere etti, riskler aldı. Asla razı olmayacağı fiillere göz yumdu ve sonunda karşısında vakit ve mevzi kazanmaktan başka muradı olmayan samimiyetsiz bir yapı olduğunu gördü.

Bin yıllık ortak hafızamızın ve kardeşliğimizin üzerinde patlayan bombalar, barış ve huzur beklentilerimizi de havaya uçurmuştur.

Ahmet Çağan

 

Etiketler: ABD » ahmet çağan » Ahmet Çağan köşe yazısı » Almanya » DAEŞ » Esad » Esad kuvvetleri » federasyon » huzursuzluğu artırmak » İsrail » İtalya » Kandil » Kardeşliğimize Atılan Bombalar » kentlerde korkuyu büyütmek » Kürt milliyetçileri » Öcalan » PKK » PYD » PYD otonomi ilan ettiğinde tanımayız » Rojava » Rojava ilan etmek » Rusya » sol ideoloji » Stalinist » Stalinist örgüt » Suriye savaşı » Terör » terörle mücadele » türkiye » Yunanistan