logo

Osmanlı Sikkelerinde İlkler

Osmanlı Sikkelerinde İlkler

Osmanlı Sikkelerinde İlkler

Osmanlı Sikkelerinde İlkler

Osmanlılarda ilk sikkeyi Osman Gazi, üzerinde Darphane adı yazılı ilk sikkeyi de Bursa’da Orhan Gazi bastırmıştır.

İlhanilerin XIV.yz. ilk yarısı başında Anadolu’da güçlerini yitirmesiyle, Timurtaş’ın H.727 M.1327 senesinde Mısır’a kaçması üzerine aynı sene Orhan Gazi Bursa’da ilk sikkesini kestirir. Kestirdiği sikkelerden evvel Anadolu’da isimsiz olarak, iki tarafında “Halledallahu Mülkehu” yazılı bir sikke kullanılmaktaydı. Bundan başka İlhanilere ait bir tarafında “Kelime-i Şehadet” ve diğer yüzünde “Es-sultan-ül-azam Halledallahu” yazılı sikkede kullanılmaktaydı. Orhan Gazi H.727 de ilk gümüş sikkesini yani akçe kestirir ki sikkenin adı Moğolcadan alınan akçedir. İngiliz İmparatorluğunun ilk sikkelerinde H.750 senelerde “Kelime-i Şehadet” ibareli altın bastığı da bilinmektedir.

Volkan Berber

Gümüş sikkeye dirhem denilir. Dirhem, şer’i ve örfi olmak üzere iki türden oluşur. Örfi dirhemler onaltı kırat, şer’i dirhem ondört kırattan oluşurlar. Orhan Gazi, sikkelerini örfi dirhem olarak kestirtmiştir. Bir dirhem onaltı kırat ve dört habbedir. Bu akçeler daha sonra “Akçe-i Osmanî” veya “Osmani” isimleriyle adlandırılmışlardır. Sonrasında I.Murad hem akçe (gümüş) sikke hem de bakır sikke kestirtmiştir. İlk defa olarak “Sultan-ül Galib” klişesi görülür. Paralara tuğra şekliyle isim yazılması ilk kez I.Murad ve Emir Süleyman sikkelerinde görülüp sonrasında Çelebi Sultan Mehmed, II.Murad’ın sikkelerinde de görülür.

Çelebi Sultan Mehmed sikkelerinde, babasını Han olarak vasıflandırmıştır. Çelebinin Sultan-ı Azam, Sultan Melik-i Azam klişesi sikkeleri de mevcuttur. Osmanlı akçelerinin vezinleri 5 kırat, bir habbe ve beş kırat üç habbe ve bazen altı kırattır, mangır yani bakırdan kesilmiş, moğolca da mongün lafzından türemiş olup vezinleri bir dirhemden ziyade veya noksan olarak muhtelif ağırlıkta basılmıştır.

Osmanlı da altın ilk defa Fatih Sultan Mehmed tarafından kesilmiştir. Osmanlı akçeleri Venedik dukası ve filori denilen yani en evvel Floransa’da kesilmiş altın olup üzerinde bir zambak çiçeği resmi vardı ki altın olarak ayarlanarak ecnebilerle ticari muameleler yapılmıştır.

Konstantinopol ise 1453 yılından itibaren Konstantiniyye adıyla Osmanlıların merkez darphanesi oldu. İslambol, kimi zaman Darül Hilafet olarak anılmıştır.

Sultanlar bu kentte altın, gümüş ve bakırdan sikkeler basmışlardır. Bunları sultani, alçe, mangır, zolta, dirhem, beşlik, onluk, fındık, cihaniye, hayriyezer-i, mahbub, rumi, eşrefi, kuruş, lira v.b. gibi isimlendirmişlerdir.

Araştırmacı Yazar
Volkan Yaşar Berber 

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
4176 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.