logo

Seçimin Anlamı

Seçimin Anlamı

Seçimin Anlamı

1 Kasım-Seçimin Anlamı

7 Haziran seçimleri sonrası tarihimizde ilk kez, tekrar seçim denilen bir süreci yaşıyoruz. Ülkemizin yapısal reformlarını tamamlaması, dinamik bir ekonominin iyi akabilmesi için ihtiyaç duyduğu meclisimiz,  yemin merasimini takiben kapandı. Vekiller seçim hazırlıkları nedeniyle bölgelerinde çalışmalar yaparken, 2015 yılının 6 aylık döneminin de çöp olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Ülkemiz 2002’de başlattığı değişim rüzgârını 10 yılı aşkın süre başarıyla sürdürdü.  Güçlü, yeniliklere açık, değişen şartlara uyum yeteneği gösteren tek parti iktidarının nimetlerinden tüm kesimler istifade etti. Büyük ve çok yönlü kalkınma planları devreye sokularak, vatanın en ücra köşelerine kadar yatırım ve yenilikler taşındı. Gerçek anlamda ülkenin bitkin, yorgun vaziyetinden sıyrılıp koşmaya başladığı bir süreç yaşandı. İnsanımız bunları gördü ve memnuniyetle bu ilerlemeyi destekleyerek iktidarın oyunu yüzde 50’ye kadar yükseltti.

Kendi asli tabanı dışında siyasi yelpazenin başka kulvarlarından oy alabilen tek parti oldu yıllar yılı AK Parti. Bu başarısını yaşamında dine büyük bir yer vermeyen, milliyetçi duygularla pek işi olmayan, çağdaş ve zengin bir ülke vatandaşı olmak isteyen liberal kesimlere de uzanmasına borçluydu.

CHP’yi yeterince özgürlükçü, ufku açık ve Türkiye’yi yarınlara taşıma becerisinde görmeyen sosyal demokratların da oy verdiği bir parti oldu AK Parti.  Gerçek milliyetçiliği, ülkenin tüm renklerine açık siyaset yapan, geçmişin hatalarını tekrar etmeyen ve büyük silah alımlarıyla kaynaklarımızı heba etmenin önüne geçmekte gören insanların da teveccühüydü. Fakat elbette bu büyük destek, kaydı hayat şartıyla verilmedi.

AK Parti, 2011 seçimlerinde aldığı oyun 9 puan altında kalarak dramatik bir düşüş yaşadı 7 Haziran’da.  13 yıldır iktidar olmanın yıpratıcılığı dünyanın en yoğun çatışma bölgesinde,  pek çok farklı aktörün ortasında, yanlışsız ilerlemeye çalışmak ve bunu iç dinamiklerle uyumlu gerçekleştirebilmek, her zaman mümkün olmayabiliyor.  Yanı sıra Türkiye’yi kendi arzuladıkları doğrultuda görmeyip, zayıf ve sorunlu bir ülke gibi göstermek isteyen, hem de hiç yabana atılmaması gereken, etki alanı hayli geniş bir kesim de elinden geleni yıllardır fazlasıyla yaptı, yapıyor.

Hiçbir partiye sonsuza dek açılmış bir kredi vermiyor halkımız.  Güvensizlik, tehdit, uzlaşmazlık,  yasakçılık ima eden her tehlike karşısında, adım adım uzaklaşıyor oy verdiği partiden. Teveccühünü kazanmış olduğu bu kesimleri neleri yanlış yaparak kendinden uzaklaştırdığını AK Parti çok iyi görmeli. Çünkü tek başına iktidar olmak, yine bu kesimlerin en azından bir kısmından alınacak yüzde 3-4’lük oylara bağlı.

Uzun yıllarını iç mücadeleler yolunda harcayan, daha yakın yıllara kadar sivil-asker ilişkilerini oturtamamış bir ülkeydi Türkiye. Bağımsız ve sadece kendi milletinin iradesinden beslenen bir yönetimle neler başarılabileceğini kısa zamanda gösterdi.

Kibirli ve mütehakkim pozlar takınan, iktidarı, uzun yılların alışkanlığı olarak daima çantada keklik gören, enerjisi ve birikimi tükenmiş, coşkusu azalmış siyasi ayak bağlarına bu partinin ihtiyacı yok.

Yüzde 40’ları aşan büyük bir kesim tarafından,  şimdiye kadar süren gelişim çizgisini devam ettirme potansiyeline sahip tek siyasi yapı olarak görülüyor AK Parti. Temiz,  şeffaf, uzlaşmacı ve vicdanlı siyaseti bu dönemde de bütün gücüyle savunmaya devam etmeli.  Hatalarından dönmesini en iyi bilen, kendini daima üretebilen, yenileyebilen bir parti oldu yıllar yılı AK Parti. Umarız ki 7 Haziran seçim sürecinde yapılan hatalar, önümüzdeki günlerde tekrar etmesin.

Ülkemizin siyasi kaos ve istikrarsızlıkla geçecek bir güne bile tahammülü yok.

Ahmet Çağan

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1483 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.