Şubat Soğukları…

Şubat Soğukları…

2011 yılı şubat ayıydı; belki de en soğuk şubatları yaşayan Muhterem siyaset adamı Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN’ aramızdan ayrılıp Hak’ka yürüdü… Ne tesadüf ki 28 Şubat sürecinin en büyük mağduru rahmetli Başbakan yine bir Şubat ayının son günlerinde aramızdan ayrıldı.

Muhakkak bilinen bir şey vardı ki; her şey bir anda olmamıştı ve olmuyordu da. 28 Şubat sürecini bu ülkeye yaşatanlar bu kara günün tohumlarını hemen o akşam atamış belki de haftalar aylar öncesinden Refah-Yol hükümeti üzerine kara kaplı kapılar ardında kara bir senaryo hazırlamış ve saati geldiğinde de bu oyunu sergilemişlerdi.

Ve yine ne tesadüf ki Şubat ayındayız, 30 Mart yerel seçimlerinin son dönemecinde; siyasi partilerin belediye başkan adaylarını açıkladığı, meclis üyesi aday adaylarını mülakatlara tabi tuttukları süreci yaşıyoruz. Ve çok yakın geçmişimizde bir 17 Aralık vakası hala tazeliğini koruyor…

Kara kaplı kapılar ardında Türkiye aleyhine senaryolar yazıp entrikalar planlayanlar erken start veriyorlar; ikinci bir 28 Şubat süreci için; pazarlıklar, pazarlıklar, pazarlıklar… Her ne kadar 28 Şubat sürecinin başkahramanları ile farklılık gösterse de 17 Aralık sürecinin kahramanları; kahramanlar arasında değişmeyen tek nokta göz çarpıyor; “kendi çıkarlarını ülke çıkarlarından üstün tutan menfaat gruplar”

Hazır konular iç içe geçmişken başka bir soru sorup daha da bulandıralım zihinlerimizi; 28 Şubat sürecinde İslam adına hareket eden irili ufaklı tüm gruplar, topluluklar ve cemaatler zarar görürken bu süreçten yara almayan bu tufandan sağ çıkan hangi gruplardı? Ya da bugün ki Sayın Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ ın söylemi ile “Hangi Örgütler” di? Bence bugünün Türkiye’sin de yaşanan olayları algılayabilmenin yegâne yolu bu soruya cevap bulmaktan geçiyor?

Evet; son dönemeçteyiz ve belki de yeni bir Şubat soğuğu ile buz tutacaktı memleket; hazırlıkları önceden yapılmış senaryolar yazılmış başroller paylaşılmıştı. Fakat unutulan bir acı gerçek; Türkiye artık eski Türkiye değil, halkta eski halk değil… Nasıl ki bir önce ki yazımızda da vurguladığım üzere bu Devlet artık Gaffar OKKAN’ larına sahip çıkıyor, Mit Müsteşarı Sayın Hakan FİDAN’ını, Sayın Bakan Efkan ALA’sını yedirtmiyor, vatan hainlerine yem etmiyor…

Arkasında durduğu, Sen Yeter ki, Dik Dur Eğilme!  dediği Başbakanını da bu oyunlara kurban vermiyor ve sonuna dek sahip çıkıyor…

Son yazımızda Sayın Bakan Efkan ALA’dan bahsetmiştim sizlere; onun gelişiyle her şeyin daha da değişeceğini, tarafların tüm kozlarını oynadıklarını ve en büyük kozun ise sayın ALA olduğunu vurgulamıştım. Yazımızın tarihinden bu güne gelindiğinde Türkiye de özellikle Sayın ALA’nın temsil ettiği bakanlığa bağlı birimlerde yaşanan değişimler, atamalar, görevden almalar söylediklerimizi teyit etmiştir.

Son olarak; Muhterem Hoca, Rahmetli Başbakan Sayın Necmettin ERBAKAN’ ı saygı ve rahmetle anıyor tekrar tüm ülkenin başı sağ olsun diyorum.

Saygı ve Selam ile…

Av.Hasan Ferhat Karagöz