logo

Vatan Sevgisi İmandandır

Vatan Sevgisi İmandandır

Vatan Sevgisi İmandandır

vatan sevgisi imandandır

Türkiye’de demokratik tahammüller gereği yine bir seçim dönemini geride bırakmış bulunuyoruz. Cenab-ı Allah’tan seçim sonuçlarının tüm insanlığa ve Müslüman âlemine hayır getirmesini canı gönülden temenni ederim. Stratejik konumu gereği Dünyanın en kıymetli toprakları üzerinde yer alan Türkiye, istikrarlı bir seçimden sonra daha da güçleneceğini umut ederim. 2014 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 2015 Genel seçimlerinin yapılması için şimdiden hazırlıklara başlandı. Tarihin derinliklerine baktığımızda Türkiye’nin iç ve dış hainleri hiç bitmemiştir. Demokratik bir sistemde yapılması gereken seçimleri sabote etmek için mutlaka birtakım insanlar sahneye çıkacaktır. Bu insanlar geçmişte olduğu gibi gelecekte de hep olacaktır.

Yazımın başlığında “vatan sevgisi imandandır” demiştim, öyleyse inanç ve imanımızın gereği vatanımızı sevelim ve sevdirelim, ayrı-gayrı yapanlara fırsat vermeyelim. Doğusuyla-batısıyla, kuzeyiyle-güneyiyle birlik ve beraber olmaya gayret edelim. Şanlı tarihimizde, Sakarya’da, Dumlupınar’da Çanakkale’de omuz omuza çarpışan, Alevi, Sünni, Laz, Çerkez, Kürt, Türk ırk ayırımı yapmadan sadece Türk ordusu adıyla savaşan ve şanlı zaferler kazanan o askerlerin öbüründen farkı yoktur. Bugün ırk ayırımı yaparak, alevi-sünni ayırımı yaparak, aralarına nifak tohumları yerleştirmek isteyenler kirli emellerine ulaşamayacaklar. Şanlı tarihimizde birçok övgüyle dolu kahramanlıklar vardır. Türk milleti tarih boyunca zalimin karşısında mazlumun yanında olmuştur, fakirin, yoksulun derdiyle dertlenmiştir, kısacası kadirşinas bir millettir.

İşte, bundan dolayıdır ki hani derler ya üç günlük dünya, evet üç günlük ve fani bir dünya. Sultan Süleyman’a kalmayan dünya. Rivayete göre 650 sene yaşadığı söylenir. Sultan Süleyman çok uzun yıllar yaşayan, saltanatlar kuran, krallıklar süren birisi olarak ülkenin en sayılır insanıydı. Tabi ki her insan gibi oda yaşlandı, ahiret yolculuğunun yakın olduğunu anladı ve oğluna vasiyette bulundu: “Oğlum ben ölünce naşımı mezarlığa götürürken, ellerimi tabutun dışına çıkarın”. Oğlu babasının vasiyetine uyarak ellerini tabuttan çıkarıp, öylece mezarlığa götürüp defnederler. Definden sonra insanlar şaşırmış bir şekilde birbirlerine bu olayın mahiyetini sordular, kimseden cevap bulamayınca Sultan Süleyman’ın hocasına başvururlar. Hocası, bunu bilmeyecek var. Bakın şuanda dünyada her şeye hükmedebilen, yollarına altından sedirler serilen, sarayları altından olan sultan Süleyman bile öldüğünde elleri bomboş defnedildi. Öbür tarafa hiçbir şey götürmedi diyerek bu dünyanın kimseye kalmayacağını, mutlaka bir gün ömrümüzün biteceğini bildiriyor. Bundan da anlaşıldığı gibi hiç kimseye kalmayacak şu dünyada doğru yaşamak, düzgün yaşamak, vatanına milletine hayırlı bir insan olmaya çalışmak, komşusunu, akrabasını koruyup kollamak insan olmanın gereğidir. Yaşadığımız bu ülkede, ülkenin bir bireyi olarak ülkemizi seveceğiz, ülkenin hak ve hukukuna saygı göstereceğiz. Hangi mezhepten, hangi ırktan olursa olsun birlikte yaşadığımız insanlara tahammül etmeyi öğreneceğiz…

Prof.Dr Çetin Aygün

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
11306 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.