logo

Zamane Kutlaması

Zamane Kutlaması

Zamane Kutlaması

Zamane Kutlaması

Kongre merkezlerini, konferans salonlarını nasıl doldurduk ama? Hele büyük kocaman alanları hıncahınç doldurduk. Kimler gelmedi ki? En yukarıdan başlayıp aşağıya doğru sayayım mı?!

Kardeşim atamazlar bu sevgiyi kalplerden…

Sana layık bir program yapmanın verdiği sevinçle görevimizi ifa ettik bu sene yine. Yine seni andık, sayıkladık, gözümüz yaşardı, gönlümüz kabardı. Güller döktük, şekerler lokumlar dağıttık. En güzel şiiri, ilahiyi okuduk. Andık da andık fakat asıl meseleyi bir türlü anlayamadık, anladık da anlamamazlıktan geldik. Aslında biz uzun zamandır aslı unutup gösterişe tav olduk. Temiz olmakla temiz görünmek arasındaki o ince çizgiyi; dürüst olmakla dürüst görünmek arasındaki o nazik zinciri bir türlü kıramadık.

13.yüzyıldan beri Muzafferüddin Gökbörü tarafından başlatılan Mevlid-i Nebevi kutlamaları 1989 yılından itibaren ülkemizde Kutlu Doğum Haftası olarak kutlanmaya başladı. Ben hatırlarım küçüklüğümde Mevlit Kandili gecelerinde mevlit dinlerdik televizyonda. En koyusundan Osmanlıca bir şiir okunurdu. Bir şey anlamazdık, bir yer gelir ayağa kalkar kıbleye döner ellerimizi açar dua ederdik sonra yine güzel sesli bir mevlithandan, biraz daha şiir dinlerdik. O yıllarda öyle geçti. Misyon yoktu; şiir boldu.

Sonra siyer kitaplarından Peygamberimizin hayatını okuduk, öğrendik. Muhammed Hamidullah’ın İslam Peygamberi, Celaleddin Vatandaş’ın Hz.Muhammed’in Hayatı ve İslam Daveti eserleri bizi etkileyen eserlerdi. Mealler gibi siyer kitapları da zaman içerisinde patlama yaptı, piyasayı doldurdu.

Sonra durum değişti. Haftalık programlar halinde kutlamalar başladı. Günümüzde haftalar kategorik olarak bölündü. Anneler Günü, Sevgililer Günü, Kızılay Haftası, Yerli Malı Haftası… Velhasıl hafta haftayı kovalıyor önce büyük salonlar tutuluyor, süslemeler yapılıyor. Davetiyeler, mesajlar, sosyal medya bildirimleri. Protokol, arada günün anlam ve önemine ait olmayan siyasi mesajlar.

Kutlu Doğum Haftalarında verilen mesajların faydasını asla göz ardı etmek istemem. Vahdet, tevhit, ümmet, kardeşlik, birlik ve beraberlik mesajları her zaman anlatılması gereken konulardır.

Çarpık Peygamber algısı, toplumu nereye sürüklüyor? Mesela birisi çıkıp “Benim şeyhim, Peygamberimiz ile çok sık görüşüyor” diyor. Birisi rüyalarında talimat alıp 140 karakteri çoğaltma tutkusu içinde olup mesajı kripto cengaverliğiyle yayıyor. “Bizi ziyarete geldi, üstümüz açıktı, örttü ve gitti” yayılmaları. Işın ve ışınlama yoluyla dizilere konu olması ayrı bir saçmalama örneği. Dedim ya “Andık ama anlayamadık”

Cebrail göğsünü yarıyor
Kalbini dışarı çıkarıyor
Şeytanın, Sen de olan nasibini alıyor

Kalbini altın bir tasa koyup
Zemzem suyuyla yıkıyor
Ve kalbini yerine koyuyor

Arkada fon müziği eşliğinde okunan göz yaşartıcı bir şiir. “Altın Tas??” Hadi bunu siyer kitaplarında okumuşluğumuz vardır da “altın tas” nereden çıktı.

Yukarıda yazdığım bir sayfanın sonuna gelip geriye doğru baktığımda Peygamberimizle ilgili 3-4 bilginin dışında diğerlerinin hepsinin Peygambere yaklaşmak için uydurulan efsaneler, hurafeler olduğunu görmek hiç de zor değil.

“Kızım FATIMA! Kendini Allah’ın elinden (amellerinle) satın al. Vallahi senin için bir şey yapamam” diyen, Peygamberimizdi!

Kehf Suresi 110. ayette; “Ben de sizin gibi ancak bir beşerim. Ne var ki, bana ilah’ınızın ancak bir ilah olduğu vahyolunuyor. Onun için her kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse iyi bir amel işlesin ve Rabbine yaptığı ibadete hiç kimseyi ortak etmesin” buyrulmuştur.

Peygamberimizin gönderiliş amacını anlayabilmek için geçirilen bir ömür dileğiyle.

Serdar Çil

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1344 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.