AHLAKİ DEĞERLERDEN UZAKLAŞMANIN DOĞURDUĞU SONUÇLAR

Yolda, sokakta, kahvede, ailede her yerde kime dokunsam bin ah işitiyorum. İlk cümlesi dolar, ikincisi altın ve devam ediyor; faiz, borsa, kur, bitcoin ve akabinde de yokluk, açlık ve sefillik feryatları. Evet, sadece biz değil pandemiden dolayı birçok ülke de ekonomik bir dar boğazın içindedir.

Tüm bunlar hayatın gerçeği fakat bizleri buralara getiren ve bizleri böylesine savuran bir gerçeği de atladığımızı unutmamalıyız! Cemiyetin sosyal, ruhsal, psikolojik ve ahlaki değerlerinden uzaklaştığını görmüyoruz. Daha özü; kendimiz dışında neler varsa oralara koştuğumuzu, benliğimizden ve öz varlığımızdan koptuğumuzu, kalabalıklar içinde gurbete düştüğümüzü göremez olduk!

Sadece sofralarımızı arabamızı, evimizi düşünürken kendimizi, çocuğumuzu, ailemizi, dostluklarımızı maskeli balolarla süsledik. Tövbesiz nedametsizliğimizi madde ile örtmeye çalıştık. Her şeyi madde penceresinden görerek benliğimizden, varlığımızdan koptuk. Madde pazarlarında para köleleri olduk. Derdimiz bir iken bin oldu. Hayatı çekilmez hale getirir olduk. İnanın çare bizde! Ne bir sihirbazın ruhuna, ne de gordiyondaki düğümün üstüne kılıcını indiren bir kahramanın ruhunda ne de siyasi bir dehada.

Bugüne kadar ne siyasi dehalar geldi gitti, ne değişti? Eski tas eski hamam.

Çare öz benliğimize dönüp ezel bezmindeki ruhlarımızı yeniden bedenlerimizde hissedip ruhlarımızı bedenlerimize köle etmeden yaşayabilmek, işte o zaman bin derdimiz bire düşebilir.

Anadolu dervişi gibi saf ve temiz, kuşkusuz ve korkusuz kaossuz ve endişesiz yaşayabiliriz inşallah.

Unutmamak lazımdır ki madde ruhun düşmanıdır.

Ahmet AL