EYLEMBİLİM

Nesiller boyu insanoğlu daima bilinmezliğin peşinde koşuşturup ne, neyi, neden, ne zaman sorgulayarak var olanı lakin gün yüzüne henüz çıkmamışların peşinde olmuştur. Başarılı insanların doğum yerleri, aileleri ve çevreleri bu yönde birçok sorumuzun cevaplarını almamız yönündedir. Elbet bu gibi fonksiyonlar insanın hırslı, zeki, meraklı olması yönünde kazanç sağlamaktadır. Adını dahi bilmediğimiz birçok bilim adamının bizlere insanlığa neler kazandırdığını yeni yeni keşfetmekteyizdir. Gerçek hikâyeler hayallerle başlar.

Planlanan projelerin aksine zamane henüz keşfedilmemişleri bulmak o insan için büyük lakin henüz toplum için erken olabiliyor ki tarih bunlarla doludur. Çekici görülmeyenler zamanla daha ilgili hale gelerek hakkı olan değil de zamanın bilim adamına aksettirilerek patendi sağlanabilmekteyken nerede adaletten bahsedebiliriz ki global ilim dünyasında bunlarla alakalı birçok örnek sunabilmekteyizdir ki hatta medya basın aracılığıyla büyük sunumlar düzenlenmektedir.

Anlamlaştırılamayan bir sözün dahi artık zamanla derin bulgularla doluluğunu var olan teknolojik, sosyal, kültürel yaşanmışlıkla anlayabilmekteyiz. Geç kalınmış birçok keşif bu söz olur, proje olur, ideoloji olur fark etmez yeter ki sürekliliğini idame ettirebilen varlığa hizmet teşkil edebilsin. Devamlılığı arz eden eylemlerin gözle görülmeyen alışverişi olur. Bahsedilen yararlılığın veya zarar verici hallerinin zamanla ne şekilde istifade edilebileceğidir. Sonun başlangıcının belirlenmesinde insanoğlunun çalışmaları yön verir.

Bilim dünyasında bulguların kültürel yaşantılarla eşdeğerliliği daima sorgulanmıştır. Görüntü her zaman pozitif olmayabilir mamafih istifade edilebilirliğinin ne derece olduğuna bakarsak eğer sonu yokmuşcasınadır ki buna sebep olanlara yapılan onursal değerlilik karşılığını buluyor mu? Farklı branşlara, dillere, edebiyatlara, mimarilere, geleneklere, göreneklere vb. ayrıştırılan reformların birçoğunun ihtiyaç dâhilinde ortaya çıkarıldığı göz önüne alırsak geçmişinden gelen eğilimlerin yaptırımlarının sonucudur.

Eylembilim çalışmaları, başlangıç sonuç ilişkisinde subliminal birçok çalışmalarla keşfedildiğine göre diyebilir miyiz ki her şeyin bilinmeyen zamanının olduğu. Sembollerin insanoğlunu yaratılışından itibaren variyetini koruduğu, yapıcılığının bilinmeksizin keşfedildiğidir. Ansızın olmadığı ulaşamadığımız gizem tarafından düzenlenerek bizlere ulaştırıldığıdır. Her eylemin bilinç olmaktan uzak bir şey olarak başlatılarak kuşkuya yer vermeksizin sonuca varacağıdır.

Bazı gerçeklere saklı kalsak da bilimin her zaman insifiyatifli olmayıp kabul gördüğüdür. Yapılagelen eylemlerin iyi amaçlı olmayıp üzücü şekilde kendilerinin tasvip ettiği lakin insanoğlunun edemediği şekilde biçimlendirilmesidir. Niyet her zaman umulduğu gibi olmaz. Çalışmaların güçlü şekilde nizamla sürdürülebilmesinde eylembilimle alakalı projelerin pozitif geliştirilmesi temennisiyle.

Volkan Yaşar BERBER