Son Dakika
İlk insandan itibaren “hak ile batıl” arasındaki mücadele hep olmuştur. Hak ile Batıl birbirinden nefret eden iki düşman gibidir. Kâinatın devam etmesi ve dengelerin sağlanması için bu iki kavram, devamlı çatışma halindedir. Hak ile batıl var oldukça bu çatışmalar da var olmaya devam edecektir. Nasıl ki Adalet ile zulüm, karanlık ile aydınlık ya da cehalet ile ilim bir değilse, hak ile batıl da aynı değildir.
İnsanlar, tarih boyunca iki zıt davetle karşı karşıya kalmışlardır. Bu davetlerden biri hak ile diğeri ise batıl ile yapılan davettir. Hakkın olması için, batılın olması lazım. Karanlık olmasa, beyazı bilebilir miydik? Karanlık olacak ki beyazın varlığı ortaya çıksın.
Yüce Allah (c.c.) Peygamberleri ve gönderdiği kitapları, Hakk’ı yaymak içindir. Şeytan ise yasak olan ve nefse hoş gelen şeyleri yayarak batılı özendirmiştir. Yüce Allah (c.c.) Dünya hayatını hak ile batılın varlığı üzerine kurmuştur.
Batılın var olması boşuna değildir, bir plan dâhilindedir. Eğer hak ile batıl arasında savaş meydana geliyorsa, hak cephesinin gelişmesi içindir. En değerli varlık olarak yaratılan insan, bu iki kavramla denenmektedir. Bunun için insan ortaya çıkacak ve ona haktan ya da batıldan yana olma seçenekleri sunulacaktır.
Günümüzdeki zararlı ve sapkın akımların yaptıkları olumsuz propagandalar, batıl adına yapılan mücadeleler olarak da ifade edilebilir. Haktan yana olursa ebedi hayatı, yanı cenneti, batıldan yana olursa ebedi cehennemi tercih etmiş olacaktır. İlk insandan son insana kadar herkes için bu kural böyle işlemektedir.
Hak, Kuran’da en çok kullanılan kavramlardandır. Türevleri ile birlikte 200 den fazla adı geçmektedir. Batıl da türevleri ile birlikte 40 civarındadır. Bu konuda Peygamber efendimizin hadisleri ise Kur’an-ı Kerim’den çok daha fazladır.
Hak ile batıl, doğru ile yanlış, güzel ile çirkin, ancak vahiy ile bilinir ve vahiyle değer kazanır. Hak, temel, batıl ise görecelidir. Hakkın kaynağı vahiy, batılın kaynağı heva ve hevestir. Yüce Allah’ın katında batıl, boş ve anlamsız olduğu için karşılığı da yoktur. Hak ile batıl insanlara göre değil; Allah’a göre sonuçlandırılır. Batıl, sürekli galip gelemez; sürekliliği olan, hayat ve medeniyeti sürdüren hak olmuştur. Batıl önce parıldar ama daha sonra söner ve yok olup gider.
Bu açıklamalardan sonra batılın yaygın olduğu bir dünyada günümüz insanı ne yapmalıdır?
Önce, batılın var olduğunu kabullenmeliyiz. Hangi durumlar, hangi şartlar ve hangi sistemler olursa olsa olsun, mutlaka batılın varlığı devam edecektir. Batılın varlığı gerçek olduğuna göre önceden tedbirli olmak büyük önem taşıyor. Bu durum, ilahi adaletin bir tecellisidir. Biz istesek de olacaktır, istemesek de bu devran böyle sürüp gidecektir.
Çünkü Yüce Yaradan, her şeyi zıtlıklar üzerinde kurmuştur. Burada önemli olan, kişinin batıl karşısında nasıl durmasıdır? Var olan ahlaksızlıklar, yolsuzluklar, gayri meşru yaşantılar ve batılın her çeşidi hiçbir müminin moralini bozmamalı. Her şey sebep-sonuç ilişkisi içinde devam etmektedir. Burada önemli olan, her mimin üzerine düşeni yapmakla mükelleftir. Sonuçlarla uğraşıp kaygılara düşmemek gerekir. Çünkü sonuçları insanlar değil, Yüce Allah (c.c.) belirlemektedir.
Diğer bir husus da aile hayatında, çocuklarımızı hayat hazırlarken Hak ile Batıl kavramlarını çok iyi öğretmemiz gerekiyor. Hayatta güzel şeyler olduğu kadar kötü şeylerin de olduğunu seviyelerine göre anlatmalı. Ne yazık ki bu eğitim, ne aile de nede okul hayatında verilmiyor. Hep başarı, hep başarı ile işler yürümüyor. Başarıya giderken de kötülüklerin olacağını ve bunları aşmanın yolları da verilmeli.
Mustafa K. TOPALOĞLU
Etiketler: din ve yaşam » Haber » haberler » hak ile batıl » Hak ile Batıl Her Zaman Olacaktır » kağıthane sondakika » kıyamet » Mustafa K.Topaloğlu » sonYorum yapabilmek için Giriş yapın.
BENZER HABERLER