Son Dakika
Göktürklerin Kafkasya’ya doğru fetih girişimleri içinde, Suvarlar ile aynı boy birliği içindeki Hazarlar da vardı. Hazar boyu zamanla güçlenmiş ve Suvarların yerini almıştır.
Albanlar Tarihinde 2. Şapur zamanında (309-379) Hazarların Çola Geçidini aşarak Albanya’ya, saldırdıkları haber doğru değil gibi gözükse de yine aynı kaynağa göre 552 senesine tekabül eden saldırıyı gerçekten Hazarlara mal edilir. Oysa bu tarihten önce 20 yıl süren bir barıştan bahsedilir. Demek ki bu tarihten çok önce bu bölgede Türk varlığı var. Çünkü İran Bizans savaşlarında bu bölge ve daha yukarı bölgelerde yaşayan Türklere iş kapısı olarak her iki devlet de paralı askerlik teklif eder.
Bizans tarihçi Prokopius, Savaşlar Tarihi yazılarında, katılımcılardan bahsederken Türkleri Suvarlar diye verir. Ancak siyaset sahnesine önce Suvar boy birliğinden çıkmış olsa da Hazarlar 552 senesinde kendi adları ile kayıtlara geçmeye başlar.
Göktürk hakanı İstemi Kağan, 560 yılı civarında Avarlar’ı Türkistan’dan göçe zorlar. Oysa bu zorlamada, Suvarlar geçmez.
Taberi’nin tarihinde de bahse konu Suvarlar’ın Başat gücünün Hazarlar olduğudur.
Bizanslı Theophanes de geçen “Hazar denen Türk” ifadesi, Bizans İmaparatoru Heraklius tarafından İranlılara karşı davet edilen Göktürk ordusu içindeki unsurları yazar. Bu ordu Kafkasların güneyine gelerek İranlıları yenmiş ve bu bölgeden çıkartmışlardır. Ordunun yöneticileri Göktürk asıllıydı. Ordu, Hazarlar idi ve siyasi, askeri olarak Hazarları Albanya İstilası ve Tiflis kuşatmalarında görmekteyiz.
Özellikle Kalangarlı Musa’nın Albanlar Tarihi kitabının S. 149-153, 161-171’de ayrıntılı biçimde saldıranları Hazarlar diye adlandırır.
Göktürk ordularının komutanı olan Şada 630 senesi içinde bir haber geldi babasından. Anayurtta isyan çıktı, haydutlar babasına baskın yaptı ve “Sen artık yüzümü göremeyeceksin. Sana tavsiyem biran önce beklemeden, yanındakileri hepsini mahvetmen ve canını onlardan kurtarmandır. Eğer onlar senden önce bu olayı haber alırlarsa seni öldürürler ve veliahtsız kalırım. Ve gerçekte de böyle olur. Göktürk Yabgusuna gelin gitmekte olan İstanbullu Prenses Eudokia, Heraklius’un Yabgu’ya vaadi olan bu gelin gönderme olayı 631 senesinde Yabgu’nun ölüm haberi üzerine Prenses İstanbul’a geri döner.
Çin kaynaklarında da adı geçen bu Göktürk Yabgu Kağanı T’ung Yabgu’dur. Amcasının isyanı sonrası Batı Göktürk Devleti yıkılmış yerine amca Bagatur geçse de artık Güneyde oluşan Türk boyları 4. ve 6.yüzyıllarda artık bağımsızdır. Başlarına da Hazarlar geçer.
Bir belge bulunur. Kahire deki bir Sinegog mahzeninde. Alıcısı ve göndereni belli değildir. Ancak mektupta şöyle bir ifade geçer: “Hazar memleketinde (o zamanlar) hükümdar yoktu” denir ama belli bir askeri ve siyasi düzen varmış. Çünkü mektup bir Hazar beyine yazılmış. Memlekette olmayan şey sadece, Kağanlık geleneklerine göre tanınmış bir üst idarecidir. Bir bekleyiş süresi tahmin edebiliriz, bu süreyi. Sıkı bir yapının olduğu ve uç beyliği konumunda olduğu görünmekte. Bu süreçte Hazar ülkesinde bir isyan yok. Hazar ve Suvarlar bu bölgede bütünleşmiş görünüyor.
Nitekim aynı isimsiz mektupta belirtilen Yahudilere, Ermenistan’da yapılan baskı ve zulüm de bu tarihi doğruluyor. Burada baskıyı yapanlar Hristiyan olmalıdır. Çünkü Yahudiler Müslümanlara değil haç ve tasvirleri kutsal sayan Hristiyanlara putperest derler.
Uzun süren İran-Bizans savaşları döneminde Doğu Anadolu, kuzey Irak ve Filistin’deki Yahudiler İran’ı destekler. Devran döner ve bu bölgeler Bizans’ın eline geçince Heraklius Yahudilerden intikam almak için büyük bir katliama girişir. Sağ kalanlar ise ya vaftiz ya da sürgün edilir.
İşte bu dönemde Hazarya’ya gelen Yahudiler, Doğu Anadolu ve başka yerlerden gelen Yahudilerdir. Mektuptaki baskılar dayanılmazdı ifadesi. Bu baskının 626’dan 629’a kadar sürdüğü görülmekte.
İşte böyle Türkler tarihin her döneminde inancına, ırkına, bakılmaksızın Mazlumun sığınağı olmuştur.
Tarihin en büyük Yahudi göçü Sultan 2. Beyazıt döneminde İspanya’daki Yahudi göçüdür. Yıl 1492. Gelen insan sayısı 150 bin den fazla.
İkincisi Hristiyan göçü 1917 Komünist Bolşevik İsyanı sonrası Türkiye’ye gelen Ruslar 150 bin insan. Bugüne kadar hiç yazılıp söylenmedi.
Bu hikâyeyi genişçe yazacağım inşallah. Çünkü 1. Dünya harbinden çıkmış bir milletin en zor şartlarda bile neler yapabildiğine şahit olacaksınız!
Üçüncüsü ise yakın tarih Suriye ve Irak’tan gelen Müslüman nüfus 5 milyon.
Yahudi ve Hristiyan unsurlar devletimize ihanet etmedi. Her daim minnetlerini ifade ettiler.
Bakalım Suriyeli ve Iraklılar ne yapacak?
Necati YÜZÜAK
Yorum yapabilmek için Giriş yapın.
BENZER HABERLER