logo

HOŞ (MU) GELDİ UZAKTAN EĞİTİM

HOŞ (MU) GELDİ UZAKTAN EĞİTİM

HOŞ (MU) GELDİ UZAKTAN EĞİTİM

Aytaç Açıkalın “eğitim sisteminin kara kutusu” olarak tarif ediyor okulu. Devamında bu karmaşık sistemi okuyan, açımlayan, bütün unsurları öğrenime yönelten saygın makamın temsilcisi olarak tarif ediyor okul yöneticisini. Öğretmenin eğitimin öznesi, okul yöneticisinin ise eğitim ortamının fiziki alt yapısını hazırlayan, temizliğinden güvenliğine kadar bir dizi gereksinimini karşılayan taraf olduğu okul merkezli eğitimin bugünlerde sanıyorum kıymeti daha net anlaşılacak.

Korona virüs Covit-19 salgın riskini minimize etmek adına devlet birçok tedbir aldı ve almaya devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı bu kapsamda eğitimin devamını sağlamak adına “Uzaktan Eğitim” marifetiyle ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim öğrencilerine dönük hizmet sunacak. EBA ile uzun zamandan beri biriktirdiği tecrübe ve materyal ile büyük oranda bu hizmeti sunma potansiyeline sahipti. TRT ile iş birliği yaparak kapasite artırımına giden MEB, belki de yeni bir tecrübeye vesile olacak. Yaygı Eğitim usulüyle zorunlu eğitime tabi tüm öğrencilere eğitim verilecek bundan sonra.

23 Mart – 27 Mart tarih aralığında bir haftalık bir eğitim denilse de görünen o ki tedbir amaçlı idari tatil uzun sürecek ve uzaktan eğitim ile yetinmek zorunda kalacak velilerimiz. Sözün başında dile getirdiğimiz eğitimin öznesi öğretmenin yerine ebeveynin olacağı bu ye deneyimde.  Bu süreç, çoğu kesimin eleştirdiği “Ne kadar da çok tatil yapıyor!”  diyerek öğretmenin yaptığı işi küçümsediği eğitim faaliyeti, her ne kadar uzaktan erişim  desteği ile yükü büyük oranda sistem almış olsa da öğrencinin motive edilmesi, disiplini ve ödev takibi velinin uhdesinde olacak. Bu durum, tam da Nasrettin Hoca’nın betimlediği “Damdan düşen” tecrübesi yaşatacak hepimize.

Biz eğitimciler, bir taraftan geleceğin teminatı çocuklarımızı hazırlayan sürecin öznesi olurken diğer taraftan da veli olarak hizmet alan kesim olarak çift taraflı tecrübeyi yaşıyorduk. Yapılan işi anlama, öğretmenin yükünü kavrama bakımından avantajlıydık; Lakin,kendi çocuklarımızın evde eğitim yükünü bu kadarıyla yeni keşfetmiş olacağız. Geçen haftaki ara tatil süresinde, Cumhurbaşkanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın “Evde Kal Türkiye!”tavsiye ve talimatına uyarak, zamanımızın büyük kısmını evimizde geçirerek, uzaktan eğitim tecrübesini önceden yaşayalım istedik. 

İlkokuldan Üniversiteye kadar her eğitim kademesinden öğrencisi olan bir veli olarak, MEB’in yapmak istediğini,  önceden uygulayarak hazırlanalım düşüncesiyle bir eğitimci ebeveyn planlama yaptık. Kimin ne zaman ders çalışacağını, ara vakitlerde zamanın nasıl değerlendirileceğini paylaştık.

Sonuçta ne mi çıktı?

-Evde öğretmen olamıyorsun ve sözün ancak kendi öğrencine geçiyor.

İşin latifesi bir tarafa, zorunlu uzaktan eğitim uygulaması, öğretmenin kadrini kıymetini anlama bakımından önemli bir fırsat olacak gibi. Birçok velinin-belki de kısmen haklı olarak- hayatının merkezine koyduğu çocuğuna hafif kaşlarını soluğu CİMER’ de almanın ne kadar doğru bir tutum olduğunu tecrübe edecek bu süreçte. Şubat tatili, yaz tatili uygulaması üzerinden yüklendiği öğretmeni, kendi çocuklarını, uzaktan eğitim sürecinde disipline etmede zorlanırken kulaklarını çınlatacaklar ve belki de hayırla anacaklar.

Hz. Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum!” sözünün ne kadar da haklı olduğunu hep birlikte tecrübe edeceğimiz bu uzaktan eğitim süreci-inşallah-öğretmenin itibarının örselendiği günlerin sona ermesine vesile olur. Öğretmeni ve yaptığı işin kıymetini ve zorluğunu anlamamıza empati imkanı sunan bu sürecin bir an evvel sona ermesi, Covit-19 musibetinden dersler çıkarmak suretiyle adalet ve hakkaniyet ilkesinin egemen olduğu bir yarında buluşabilmek hepimizin ortak duası olsun.

İdris ŞEKERCİ
EBS İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı

Etiketler: » » » » » » » » »
1159 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.