Son Dakika
Şair, oyun yazarı, diplomat Abdülhak Hamit Tarhan’la (1852-1937), Tarihçi, Türk dili araştırmacısı,
İsmail Hakkı Danişment (1899-1967) arasında şöyle bir diyalog yaşanır:
Abdülhak Hamit, Türk dilinin fonetiğinden bahsederken, Ç sesinden nefret ettiğini söyler. Danişment bunun sebebini sorduğunda:
-Bu sesle başlayan kelimeler hep kötü manalı kelimelerdir.
Mesela, çile, çirkef, çirkin, çamur, çingene, çılgın, çetrefil, çapulcu, çopur, çatırtı, çakal, çekirge, çöl, çiğ, çukur, çakır ve daha neler neler… Böyle bir sesten kim hoşlanır? der.
Danişment ise Ç sesini şöyle savunur:
-Siz hiç çiçek sevmez misiniz? Çalgıdan hoşlanmaz mısınız? Çimen, çam ve çınar gibi şeyler içinizi açmaz mı? Hiç çay içmez misiniz? Çilek yemez misiniz? Çorba ve çerez gibi şeyler hoşunuza gitmez mi? Çocuk sevmez misiniz?
Abdülhak Hamit bu örnekleri duyunca gülümser, Ç sesine haksızlık yaptığını itiraf eder:
-Aferin sana! Şimdi bunları hatırlatınca Ç sesiyle aramızı bulmuş, bizi barıştırmış oldun der.
Olaya tek yönlü bakmak insanı yanıltır
Romalı filozof ve devlet adamı Seneca der ki, “Tek tarafı dinleyerek verilen karar, doğru olsa bile hiçbir zaman adil olamaz.”
Arif Nihat Asya verdiği bir konferansın ardından Fetih Marşını heyecanla okuyordu.
“Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!”
Arka sıralardan genç bir kız yüksek sesle karşılık verdi: “Nerede o ikinci Muratlar!”
Selam ve Dua ile
Ahmet AL
Yorum yapabilmek için Giriş yapın.
BENZER HABERLER