Son Dakika
Her dönemde, her asırda statü vardı. Son yıllarda ve günümüzde ayyuka çıktı. Ya Hafiz!
İki kişi yolda karşılaşınca her şeyden evvel ilk soru nerelisin, ne iş yapıyorsun, buralarda mı oturmaktasın?
İnsan merak ediyor ilk tanıştığı bir insanın ne iş yaptığını! Peki, niçin insanın ilgilisini çeker ki? Neden tarihten, kültürden, sevgiden, sosyal veya ekonomik gidişattan bir soru değil de ilk soru şehir ve iş, ikinci soru kaç çocuk var veya evli misin bekâr mısın hele yaşı da engin biri ise yandın!
Çocuğunun isminden önce üniversitesini söyler, tabi iyi bir üniversite ise şeddeli şeddeli bir de kabararak ismi ile söyler. Eğer sıradan bir üniversite ise sadece üniversite okuyor deyip geçer. Bir de üniversite bitirmiş iyi bir yerde çalışıyorsa yandın Valla! Başlar mal beyanından evini, arabasını, şanını-şöhretini dinle Allah dinle! Tabi varsa o kadar sabrın!
Hâlbuki bazı ülkelerde bırakın kişinin malını-mülkünü sormayı, adamlar isimleri önündeki ünvanlarını bile ilk tanışmada söylemiyor. Yani ben Doktor Mehmet veya ben Avukat İbrahim gibi yapmıyor. Sadece ben Mehmet ile yetiniyorlar!
Gerçekten söylenmesi bir kural ise ünvanın sıvacı veya çöpçü ise neden ben Çöpçü Mehmet demiyor? Hâlbuki onlarda insana hizmet ediyor. Avukatlık bir iş ise çöpçülük de bir iş, fırıncılık, kebapçılık bunlar da bir iş illa müdür, amir veya bir ünvan mı gerekli vasıflı tanışmak için? İnsan merak ediyor!
Birçok insan mesleğinin getirdiği ünvanlarının arkasına sığınıyor. Nedeni, karşı tarafta bir imaj yaratmaya, bir algı oluşturmaya çalışmasıdır. Hâlbuki atamız demiyor mu “Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz” ne iş yaparsanız yapın dürüst ve hakkaniyetli yapmıyorsanız ünvanınızın size katacağı bir şey yoktur. Kaldı ki ünvanlar gelip geçicidir. “Mahkeme kadıya mülk olmaz” derler.
Bunun örneklerini 15 Temmuz darbesinden sonra ne paşaların, ne amirlerin ne de koca koca üniversiteler bitirenlerin ünvanlarının önemli olmadığını gördük! Aslında hüner statü ve unvanda değil. Gerçek ünvan imanda, ahlakta, erdemde ve samimiyettedir.
Genellikle statü ve ünvan hastalığı en çokta Ortadoğu’da görülmektedir. Kimi servetin arkasına sığınmış, kimi makamın arkasına kimi de şöhretin arkasına saklanmış. Bu ünvanları kaldırdığımızda bazen içimizi acıtan hatta insanlığımızdan hayâ eder ahvallerle karşılaşıyoruz. Bu ünvan ve statü belasından başta bizleri ve bütün insanları Mevlam kurtarsın. Âmin!
İnsan olmamız birbirimize yeter de artar. İlla da bir adım önde olmak istiyor isek imana sarılmak bize yeter. O bizi Sultan eder.
Kalın sağlıcakla.
Ahmet AL
Yorum yapabilmek için Giriş yapın.
BENZER HABERLER