ABD Ne Yapıyor, Ne Yapmak İstiyor?

Hem Ortadoğu’da hem dünyanın birçok yerinde ABD maalesef saldırı politikası izlemektedir. 12 Eylül bilmecesinden sonra kendisi bilmece olmaya başlamıştır.

Kudüs konusunda Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma kararı akıllara zarar bir karar, temsilciliğini Kudüs’e taşıma kararı o bölgede bilinçli bir kaos politikasına geçiş ve BOP projesini destekler nitelikte.

Suriye’de hala devam eden PKK, PYD, YPG destekçiliği, PYD’lilerle ABD askerlerinin futbol oynamaları, verdikleri tahmini 10.000 Tırlık silah ve mühimmatı geri almayıp, oyalama politikası izlemeleri.

Yine Suriye’de insanlık suçu, savaş suçu olabilecek PYD, YPG‘nin çocuk yaşta gençlerin ellerine silah verilerek eğitilmeleri, ABD’nin PYD ve YPG terör örgütlerine verdiği destekler.

Başka açıdan İran gibi kardeş ülkeye tekrar ambargo kararı, bizim ülkemize karşı alttan alttan yaptırım adı ile aba altından göstermeler.

Suud ve diğer bazı Arap ülkeleriyle ABD güdümlü İran’a karşı hızlı işbirliği!

Bunların tamamı arka planda İsrail’in işine yarıyor, ekmeğine yağ sürüyor gibi. Tabii bunu zaman gösterecek, hep beraber gelişmeleri göreceğiz ve görmekteyiz maalesef.

İslam ülkeleri açısından tabi bu durum içler acısı. Dünyadaki birçok meseleye eksik ve yanlış baktıkları müddetçe, oyun kurucu ve diplomasi de söz sahibi olamadıkları sürece daha çoook tezgâh kurulur ve daha çoook mazlum ve mağdur insanlarımız olması kaçınılmazdır.

Ferasetli bir iktidara sahibiz, hem dünya için hem de Ortadoğu için büyük bir kazanç. Eğer Brezilya’dan, Afrika’dan, bazı Asya ülkelerinden hatta Rusya’dan Türkiye gelişmeleri yöneten ülke olarak görülüyor ise bunun önemini çok iyi kavramak lazım. Politika sahnesinde oyuncu değil oyun kurmak zaten Türkiye’nin geleneğinde vardır.

Şimdi bu kadar birikim ve bu kadar tecrübenin iyi kullanılması vaktidir.

Biz doğru olduğumuz müddetçe Cenab-ı Hak yardımcımız olacaktır. Doğruluktan, insanlıktan ve Müslümanlıktan asla taviz veremeyiz.

ABD’NİN YAPTIRIMI;

Dünyada Çin’e karşı, Kuzey Kore’ye, İran’a karşı ve sırayla bazı ülkelere karşı yaptırım kararı elbette kendi kendini lider sultasından kurtaramadığı için, USD’nin dünyadaki tahtını korumak için yaptığı eylemler gibi gözükmekte.

Bir yandan da bu liderlik vasfının sorgulandığı bir dönemde yaşıyoruz. Her ülke kendi parasını ticarette kullanıma ağırlık verdikçe, USD’nin tahtı sarsılmaya devam edecektir. Gerek Şanghay beşlisi ülkeler, gerekse diğer G8-G20 içindeki ABD haricindeki ülkeler artık kendi paralarını USD zincirinden, USD prangasından kurtarmak için konuşmak zorundadırlar.

ABD’nin “İran’a ticaret yapan ülke, ABD ile ticaret yapamaz” sloganı, bu ne demektir?

Asıl ABD‘ye diğer ülkeler yaptırım yapmayı düşünebilir. Biz ülke olarak ABD’nin yaptırım sözlerinin ne kadar gayriciddi olduğunu bilmekteyiz, siyasi bir karar olduğunun farkındayız. Fakat önlem konusunda “dervişin fikri neyse zikri de odur” sözünü de unutmamak lazım.

Gelecek neslimiz için, teknolojimiz için, savunma sanayimiz için, ülkemizin birlik ve beraberliği için gerekli önlemleri almak zorundayız.

Hiçbir ABD vatandaşı Dünyanın her yerindeki bir insandan daha kıymetli ve söz sahibi olamaz.

Bizim için insan her yerde insandır, her yerde aynı değere sahiptir. Her dünya vatandaşı gerek Filistinli, gerek Iraklı, gerek Afrikalı, gerek Suriyeli olsun, diğer ülke insanlarıyla eşit haklarda ve insanca yaşamak hakkına sahiptir. Bu aynı zamanda insan hakları evrensel beyannamesinde vardır.

Bizi biz yapan değerlere sahip çıkan toplum olmak dileğiyle.

Selam ve Dua ile

Fethullah Fakıoğlu