Adamların kalplerine mi indireceksiniz?

Adamların kalplerine mi indireceksiniz?

Yıllardır bizi biz yapan değerlerden kopartılıyorduk. Sakalın mı var? “Sakallılar sapık.” Başörtün mü var? “Hangi hocaya dördüncü olacaksın?” Bir yerde dini hatırlatan en ufak bir düzenleme mi var? “Yetişin komşulaaar! Şeriat geliyor!.”

“Ay bana bir şeyler oluyor Nazike! “

“Orhan beyciğim ne yapıp edip bu yobazların kökünü kurutmalıyız!”

“Kafandakini çıkar.”

“Geri kafalı örümcek beyinli!”

“Olmasaydı Yorgogil’in kızı derlerdi.”

“Ata’m, bizi affet, sana nasıl hesap vereceğiz?”

“Ah koruyamadık yavrular. Ah tencereler de yetmedi. “

“Aman Tanrım orta çağa dönüyoruz. El aman sarı saçlım mavi gözlüm!”

Neden oy veriyormuşuz öğrendiniz artık.

İslam’ı tatbiken kendileri yaşayıp biz yaşadık mı çıldıran/çıldırtan Avrupa’ya inat “Erdoğan” dedik.

Dedik ve geçtiğimiz günlerde ardı ardına müthiş haberler aldık. Önce din dersinin yaşı indirildi. Sonra Osmanlıca’nın zorunlu ders haline geleceği duyuruldu. Meslek liselerinin programlarından alkol ve kokteyl hazırlama dersi kaldırıldı. Şimdi de karma eğitime nokta sinyali verildi.

Bize “Makarna veriyor” demişlerdi ama hala vermediler. Müthiş bir kandırılma hissi içerisinde yapılan yenilikleri izliyorum. İzliyor, seviniyor, yerimde duramıyorum. Ama bir yanım bedbaht, bir yanım muzdarip. Bu ne hız? Tamam, biran önce o açığı kapatmalıyız. Kaldığımız yerden dünya gücü olmaya devam demeliyiz. Ama sizin “en azından bin yıl sürer” diye rehavete salmışlara hiç mi saygınız yok? Ya bir şey olursa? Ya kalpleri tutarsa? Görmüyor musunuz sol medyayı? “Şimdilik falaka gelmedi” diye etrafa korku dolu haberler saçıyorlar. Yazık günah değil mi?

Sokağa dökülseler desem, dökülecek mecalleri kalmadı. Yoruldular herhalde ki Yalova Belediyesi’nin kestiği ağaçlara kadar gidemediler. Vura vura tencereleri delindi demek ki sesleri çıkmaz oldu. Zaten meseleyi açıklayacak birileri de ortada yoktu. Partileri de bölünmüş, Tarhan kendine garip tanıtım şarkılı bir parti kurmuştu.  

Napsındı bu insanlar?

Yürüyen merdivenden yukarı inip de sağa sola hakaret mi etsinlerdi?

Nasıl öfkelerini çıkarsınlardı?

Biraz vicdan Erdoğan. Birazcık.

Az soluklansınlar hele.

Bizden bir çay içip kendilerine gelsinler.

Kömür ateşinde ısınıp ellerini hohlasınlar.

Belki karınları da açtır. Makarna ikram ederdik?

Sema Gündağ