Son Dakika
Bugün 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin 44. yıldönümü.
Peki, bize kimler kıydı?
İhtilal olduğu sabah İstanbul’da kaldığım öğrenci evinde idim. Sabah namazına kalktım. Evde bir arkadaş vardı. Teğmenlikten atılmış. Onu uyandırdım ve yolculadım. Kocaeli’ne gidecek idi. Namaz kıldım. Balkona çıktım. Bir tuhaflık vardı. Camlarda kadınlı erkekli insanlar camdan bakıyordu. İçimden dedim ki? İstanbul imana mı geldi? Herkes ayakta?
Çok geçmeden yolculadığım arkadaş geri geldi.
Sordum? Hayırdır?
Dedi yollarda asker dolu.
İhtilal oldu. Evine geri dön.
Hızlıca evdeki radyoyu açtım. Hasan MUTLUCAN, Milli Türküleri söylüyordu. Evdeki herkesi uyandırdım. Kalkın! İhtilal olmuş.
Ve ilk sorum: Evde emanet veya başka bir şey var mı?
Yok dediler.
Sonra radyoda askeri konseyin bildirilerini dinlemeye ve anlamaya çalıştım.
Diğer arkadaşlar da ülkücü idi. Lakin sadece öğrenim için okullarına giden arkadaşlardı. Ben ve asker olan kişi ile göz göze geldik. Trabzon öğrenci yurduna bir ulaşacak olsak çok iyi olurdu. Bizim ev Fındıkzade de idi. Günlerden cuma idi.
Yurttan haber aldık. Bir albay gelmiş demiş ki: İhtilal yurtseverler tarafından yapıldı. Endişe etmeyin!
Sonra Alparslan TÜRKEŞ’in evinde olmadığını ve gözaltına alınamadığını radyodan öğrendik. Büyük bir sevinçle karşıladık. İnşallah ihtilal, milliyetçi askerler tarafından yapılmıştır diye.
Gece oldu.
Her gün İstanbul’da silahların susmadı ve birçok Türk genci sağdan ve soldan öldü.
Kendi kendime sorduğum ilk soru: Ne oldu da bir anda silahlar sustu?
İlk o zaman anladım ki bu asker bizim askerimiz değil.
NATO’nun askeri!
İkinci yüzleşme sorguda işkence sonrası beni bir başka odaya alırlar ve gözlerim yine bağlı iken sohbet ederek beni çözmeye çalışırlar kendilerince.
Bir gece sordum dedim ki: Biz orduya askere polise karşı silahlı bir eylem ve söylemde bulunmuyor idik. Niçin bu eziyeti yapıyorsunuz?
Cevap: Siz de bağımsızlık yanlısı idiniz. Mevcut düzene karşıydınız.
O vakit anladım ki bu asker bizden değil. Türk ve Türkiye Cumhuriyetinin askerî değil.
Sonra gel zaman git zaman Anavatan Partisi ile ortaya Fethullah diye biri çıktı. Parlatılmaya başlandı.
İlk soruyu FETÖ’cü bir avukat aracılığı ile haine haber gönderdim.
Türkiye Dar-ül harp mıdır yoksa Dar-ül İslam mıdır?
Cevabı çok geçmeden faize olumlu fetvasını kendi aralarında ve topluma empoze ederken anladım.
Sonra ortaya Devlet BAHÇELİ sayesinde 1-3 Kasım erken seçimi sonrası AK Parti diye bir parti ve Recep Tayyip ERDOĞAN ile Abdullah GÜL çıktı.
Sonuçları çok acı ve yıkıcı olan 12 Eylül’ün kıydığı genç ve aydınlar artık hayat mücadelesi ile yorgun idiler. Çünkü askerî darbe hem fiziki hem ruhsal hem ekonomik yıkım bıraktı o gençler üzerinde.
Türk’e kim KIYDI?
Bellidir, sonuçları ortada. Gelecek de belli.
Mahpus damında içimizi döktüğümüz duvarlar şahidimiz olsun ki. Bu hesap kapanmadı. Biz yaşamı iki yönlü görecek kadar imanlıyız hamdolsun.
Buradan selam olsun. Ölümü öldürenlere.
Necati YÜZÜAK
Etiketler: 12 Eylül 1980 » 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi » 80 darbesi » Askeri Darbe » BİZE KİMLER KIYDI » bize nasıl kıydınız » Necati YüzüakYorum yapabilmek için Giriş yapın.
BENZER HABERLER