Derin Sorgulamalar

İnsanların hak etmediği şekilde yaşamalarına imkân veren, sistemlerdir. Bu var olan sistemler muhtelif coğrafyalarda değişkenlik göstermiş olsa da odağı insandır. Yüzyıllardır bir arada yaşayan halkların bir anda ne olupta ayrıştırılarak zaruri farkındalığa maruz bırakılarak sürgün edilir. Kimileri renginden, kimileri inancından canını kanını verirler.

İnsanların doğduğu, yaşadığı topraklardır esasen sahiplenmişçesine içtenlik. Global sömürgecilik yolunda birçok toplumlar mankurtlaştırılmak istenmiştir ki, insanın kendini serbest hissettiği, inancından, aidatından, aldığı yasal eğitimden, mesleğinden, düşüncelerinden fişlenmediği dayatma görmediği yerdir vatan. Mamafih yaşam haklarının, insani özgürlüklerin, yaşamını mahkeme koridorlarında geçirilmediği yerdir vatan toprağı.

Geçmişte yaşanmış mezalimliklerin, halen zamanımızda da süre geldiği bilinmektedir. Elbet sosyal medyanın etkisini göz önüne alırsak eskiye nazaran azalmışlığına rağmen dolaylı yöntemlerle halkların üzerinde algı devam ettirilmektedir. İnsan kendi toprağında dahi dış şer odakların aracılarıyla rahat bırakılmamaktadır. Kimilerince din, dil, ırk vb. sebeplere dayatılarak maruz bırakılanların gelecekte içten kin ve nefretle kendilerinden sonra gelecek kuşaklara bıraktığı miras elbet sadece kaygı, endişe ve strest olacaktır.

İnsanın hayatını idame ettirebileceği kendine yeteri alanı dahi fazla gören sömürgeciler, gün gelir yapılanların ters tepeceğini hesap etmeksizin büyük bir hataya sebep olmaktadırlar. Bu tür ağır yaptırımlara maruz bırakılan toplumların, bilhassa kendi kimliğine geri dönmeleri çok zor olur. Kendi toprağında tarihinden, dilinden, gelenek, göreneklerinden uzaklaştırılarak yaşamalarını sağlamak var olan son deme kadeh vurmak gibidir.

Herhangi bir coğrafya da yaşayan insanların sadece “vatan” kavramının kendisi üzerinde değil, bu kavram etrafında yeni değerler sistemi de yaratıyorlar yani doğduğu yer değil doyduğu yeni yeni muhtelif coğrafyalara bilerek kendini bekleyen olumlu olumsuz yaptırımlara maruz kalacağı bilgisiyle gurbete çıkmaktadırlar. Gönüllü olarak saha değiştiren bu tip düşüncelere sahip insanlarda artışın sebebi kanımca ya var olan topraklarındaki zulümden kaçarak asimile edilmeyi göze alması veyahut da daha iyi yaşam haklarına kavuşma özlemidir.

Sınırsız ayrıcalıklarla devşirilen halkların soyu sopundan dolayı bir başka yaşam standartlarına baskılandırılarak kendi kişisel özgün iradeleri ellerinden alınır. Nice emperyalist akımların bu şekilde uzun projelendirilerek insanların nefislerini elde edebilmek babında limitsiz maddiyatlar döktüğüdür. İktidar devşirenlere ses çıkarılmazsa eğer o toplumların ayakta kalması mucizedir. Geçmişten ders alarak geleceğe yatırım yapanlar kazanmaya layıktırlar. İlgili odaklar yüksek tecrübeleriyle bulmacayı çözebilmelidirler ki erdemliliğin gereği budur.

Volkan Yaşar BERBER