İNSANLIK NEREYE GİDİYOR?

İNSANLIK NEREYE GİDİYOR?

İnsanoğlu öyle bir varlık ki ne elindeki ile ne yetinir ne de arzu ve isteğinden vazgeçer. Hal böyle olunca tarihi süreç insanlığın hep bir sınamada kalmasını sağlar. Tek ve ebedi olan yaratıcı Allah (c.c.) da bunu bildiği için insanoğluna her dönem peygamberler ve vahiy üzere olan ilahi metinler ile doğru olana ve hak olana doğru yürümeyi ve iman etmeyi tavsiye etmiştir. Lakin insanoğlu önce bu ilahi davete icabet eder. Ancak kısa bir süre sonra da yine hayvani dürtüleri ile hareket etmeye başlar.

Büyük Nuh Tufanı ile bir gemi içinde yeniden başlayan hayatta bugünlere gelir. Tufan olayından ders aldı mı hayır. Sonra yine içsel dürtüleri ile hareket eder. Bunun üzerine Rabbimiz yine peygamberler ve ilahi metinler ile uyarmaya devam eder. Son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) ile bu süreç tamamlanır.

Sonrasında dünyadaki tüm dengeler, Müslüman Türkler eli ile değişir. Tam bin yıl sürer. 7.asırda başlayan Türkistan’daki aydınlanma 17.asır da son bulur. 17.asır ve sonrası sanayi devrimi ile başlayan ve bugün bilişim ve biyoteknoloji ile evrilen batı emperyalizmi bugünün dünyasına egemen olur.

Peki, olursa ne olur?

Önce sömürü ile başlar her şey. Sonra kapitalizm ile ad bulur. Karşısına da Komünizm ve Faşizmi konumlandırır. Önce Faşizmi 1946’da sonlandırdı. Sonra Komünizmi 1989’da sonlandırır ve artık tek başınadır.

Liberalizm sürecinde insanlara vadettiği bireysel özgürlük ve zenginlik ile tüm dünyayı etkiler. Artık Çin de Rusya’da Liberalizmin kalesi olur. İslam dünyasının ise Türk devleti olan Osmanlının yıkılışı ile artık ne bir sözü ne de bir iddiası vardır. Arapların zaten yok idi.

Herkes elindeki dünya nimeti ölçüsünde Kapitalist oldu. İş ve geçim her şeydi artık. ABD seçimlerinde Trump’ın seçimi kazanmasına sebep, sadece iş ve aş vadidir. Onun için Trump gelir gelmez tüm dünya ölçeğindeki küresel güç odaklarına savaş açtı. Çin’deki ABD firmalarına ülkeye geri dönün dedi. Dönmediler. Şimdi dönüyorlar. Niye?

İnsanlık konuşulmayan bir tehdidi görüyor lakin susuyor. Bu ileri teknoloji, biyoteknoloji ve bilişim ile yapay zekâ sonrası herkes işsiz kalacak. Böylesi bir kaosu dünya kaldıramaz. Hiç mümkün değil.

Ya küresel ısınma ve sonuçları ne olacak?

Ulaşılabilir gıda arzı çok az olacak!

Sonuçlarını düşünebiliyor musunuz?

Küresel güçlerin sonunu ne getirecek? Ulus devletler mi, kadim kültürler ve dinler mi? veya bugün yaşadığımız küresel salgın mı?

Tüm bunlara cevabı olabilecek tek unsurun Müslüman Türk milletinin olabileceğini düşünüyorum. Niye mi?

Önceki 12 bin yılda tarım uygarlığının yegâne taşıyıcısı olmuşuz. Tüm dünya milletlerine tarımı öğretmişiz. Ve devletler kurarak toplumsal nizamı sağlamışız. İş, aş, güvenlik ve adalet ile insanlığa hizmet etmişiz.

Sizlere haftalardır yazı dizisi olarak anlatmaya çalıştığım, kaleme aldığım yüksek teknoloji ve medeniyeti, insanlığa ilk başlatan da yine Türkler olmuştur.

Bizler geçmiş bin yılda kurmuş olduğumuz medeniyeti Allah (c.c.) rızası ölçüsünde insanlığın emrine sunmuşuz. Asla “Emperyal” olmamışız. Ne diline ne dinine ne aşına ne de aile düzenine karışmamışız. Onun için bin yıl bunu sürdürebilmişiz. Oysa batı emperyalistler bunu sadece iki yüz yıl sürdürmüş ve sona gelinmiştir.

Artık Türklerin bir sözünün olduğunu tüm dünya insanlığına anlatmak gerek. Yoksa her bir insan fare gibi kapanlarda hayatlarını sonlandıracak.

Batı insanlık tarihinde ilk kez yüksek teknolojiye sahip oldu. İki yüz yıldır. Ve sahip olduğu bu gücü insanlığın yok oluşuna ve mahvına kullanmaktadır. Kölelikte artık onların istediği değildir. Tüm dünya kaynaklarını küçük bir nüfusun yeryüzünde kalarak kullanmasını istemektedirler. Bugünün yeni Firavunlarıdır bunlar.

Dünya milletleri bunu görmeli ve bir karar vermelidir.

Bir iddiamız var. Bunu tüm insanlığa ilan etmeliyiz.

Necati YÜZÜAK

Tweetle

Paylaş

0 Paylaşımlar