logo

Manevi Kalkınma Olmadan, Maddi Kalkınma Olmaz

Manevi Kalkınma Olmadan, Maddi Kalkınma Olmaz

Manevi Kalkınma Olmadan, Maddi Kalkınma Olmaz

Değerli okuyucularım, hiç düşündük mü? Neden bazen gayri Müslimler Müslüman’a galip geliyor? Çünkü Müslümanın her hali İslam’a uygun olmadığı gibi gayri Müslim’in her hali de İslam dışı değildir.

Hekimoğlu İsmail, “Avrupa’da gizli İslam yaşanıyor. Yani biz Müslümanız, çoğu ahlakımızı onlar yaşıyor” demiştir.

Milli Şair Mehmet Akif Ersoy, Avrupa seyahati dönüşü: “Onların işleri dinimiz gibi kavi, dinleri işimiz gibi çürük” tespitinde bulunmuştur.

Mesela ilim tahsil etmek, çalışkan olmak, sanatta ilerlemek Müslüman’ın hakkı iken, Müslüman bu ve benzeri hususlarda geri kalabilir. Gayri Müslimlerde ilerleyebilir. O zaman gayri Müslimler galip, Müslümanlar da mağlup olurlar. Dikkat edilirse burada galip olan gayri Müslim’in kendisi değil, galibiyete sebep olan ilim, çalışkanlık ve sanattır.

Ne zaman ki Müslümanlar İslamiyet’i öğrenip, anlayıp samimiyetle yaşarlarsa o zaman gerçek Hak sahipleri birleşir ve galibiyeti elde eder geri kalmışlıktan kurtulur. Geri kalmışlık kabuğunu yırtıp kendimize; milletçe, aşkla, şevkle maddi ve manevi kalkınmayı şiar edinmeliyiz.

Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın “Önce ahlak ve maneviyat” düsturuyla yola koyulmalıyız. Hamdolsun 15 senedir Tayyip beyin düsturuyla bu yola koyulduk.

Bugün dünyada Japonya ve Amerika gibi mazilerine, geçmişlerine sımsıkı bağlı milletlerin maddi kalkınma ve refah açısından dünyanın önünde bulunmaları da cidden dikkat çekicidir.

Daha dün 2.Dünya savaşında yurtları yakılıp, yıkılan Almanlar, mazilerinden aldıkları güçle ve yetişkin ilim adamlarının planlayıp uyguladıkları kalkınma hamleleriyle, kısa zamanda eski itibarlarına kavuşmuşlardır. 1960 yılından itibaren Türkiye’den aldıkları binlerce işçimizin Almanya’nın kalkınmasında katkıları büyüktür. Şimdi ise bunlar unutuldu…

Kalkınmanın yolu birdir. Başka ülkeler nasıl kalkınmışlarsa, onları örnek alarak biz de kalkınabilir ve daha insani çizgiler üzerinde bütün dünyaya örnek olabiliriz. Bu ise devletimizin, milletimizin cehd-ü gayretine bağlıdır. Tarihte de böyle olmuştur.

Büyüklerimiz, “Her ağaç kendi kökü üzerinde durur”, “Aslını inkâr eden haramzadedir” demişlerdir. Bizi biz yapan ve ayakta kalmamızı sağlayan başlıca üç değer vardır. Bunlar; dil, din ve tarihtir.

Rahmetli Prof. Dr. Mehmet Kaplan, kendi tarihine yan bakanlara, kendi kendisini inkâra kalkışanlara şu cevabı veriyor: Ölmek üzere olan bir adama bakarak; bu adam bütün hayatı boyunca böyle hasta ve bitkindi demek ne kadar yanlış ise imparatorluğun çökme anını görerek işte sizin maziniz budur demek de o kadar yanlış olur.

Rahmetli M.Zekai Konrapa, “Bugünü bilmek, yarını bulmak için dünü öğrenmek gerekir” sözünü çok tekrarlardı. Yine bir düşünürümüz “Maziden alacağımız ibretler, yüklerimizi ve sıkıntılarımızı taşıyacak olan istikbale bizi daha rahat ulaştıracaktır” der. O halde hayatımızda ölçülü olmalıyız.

Kalkınmanın iksirini büyüklerimiz vermiş: “Sabah, erken kalkmak için; yatsı namazını kılar kılmaz yatmalıyız” sözü, gene Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in bir sünnetidir.

Onun için atalarımız “erken kalktım işime şeker kattım aşıma”, “sabah işine akşam eşine”, “sabahleyin geç kalkan, her işine geç kalır” demişlerdir.

Sabahleyin kaybedeceğin bir saatin, bütün gün zararını görürsün. Bir Fransız atasözünde de “Erken yatan erken kalkan; hem akıllı hem sıhhatli hem de zengin olur” der.

Atalarımız “Çalış kazan kâr senin, herkes seni sever. Çalışma kazanma zarar senin, kimse seni sevmez.” Rahmetli Mehmet Akif “Kim çalışıp kazanmazsa bir ekmek parası/Dostunun yüz karası düşmanın maskarası” der.

Rahmetli babam Hacı Samet Hoca, 50 sene evvel İstanbul’a geldiğinde bana şunları yazdırmıştı:

“Çalış dindar muhtaç olma namerde,

Çalışmayı Hak, farz etti her ferde,

Çalışmadan yaşanmıyor bir yerde,

Çalışmakla erişilir murada”

Selam Hüda’ya tabi olanların üzerine olsun.

Muzaffer Coşkun

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » »
1521 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.