Seçimi Kim Kazandı

Kaset üzerinden yürütülen bir muhalefet cephesiyle bunların hiçbirinin doğru olmadığını söyleyen iktidarın kapışmasından iktidar galip çıktı. Kimseler, İl Genel Meclisi oyları açısından oy yüzde 43’ü geçmiyordu, tüm iktidar olanakları kullanılarak bu oyu almıştır gibi basit küçültme çabalarına girmesin.

AK Parti, yurt içinde ve yurt dışında, benzerlerini Türkiye’nin yeni gördüğü bir itibarsızlaştırma operasyonuna rağmen, gazete köşelerinde ellerini ovuşturarak yüzde 35’ler civarında oy bekleyenlere en acısından bir ders vermiştir. Halkımız, büyük teveccühüyle iktidarın yolunu açmış ve yönetimin belirlenmesinde kendinden başka kimsenin etkili olamayacağını dört bir yana duyurmuştur. Bu iktidarla mücadele etmenin yegane yolunun ekonomik çöküş olacağını, seçim sonrası piyasanın, ülkeyi daha da riskli görüp tedirginlik içine gireceğini bekleyenler avuçlarını yalayarak yeni yeni senaryo girişimleri için hesap kitap yapmak zorunda kalmışlardır.

Türkiye,  son 12 yılın bitmek tükenmek bilmeyen engellemelerin birinden daha yarasız atlamayı başarmıştır. Halkımız, sabah uyandığında faizin, dövizin nerelere fırlayacağını düşünerek yaşadığı tedirginlik günlerini unutmamış olacak ki, istikrara, yatırımların devamına, kesintisiz büyümeye devam iradesini ortaya koymuştur. Önümüzdeki bir yılı aşkın bir süre, muhtemel korsan girişimlere rağmen, memleketimizde anlamlı büyük bir çoğunluğun tedirginlikten uzak yaşayacağı bir zaman dilimi olacaktır.

Pekiyi, seçimin kaybedenleri kim öyleyse?

Tüm gelecek planlarını Erdoğan’ı bitirmek üzerine yürüten, bunu gerçekleştirmek için AK Parti’nin içinden çıkacak çatlak seslerden medet uman, yeni siyasi yapılanmalar için kapı kapı gezen alternatifçiler bu seçimin ağır mağlubudur. Çareyi merkez sağda, her kesimin rahatça oy vereceği bir oluşum planlayarak bulacağını zanneden, partiden yakın zamanlarda ayrılmış küskünlerle, muhafazakâr ve liberal eğilimli siyasetçilerle bir çıkar yol arayan kesimler fena halde hezimete uğramışlardır. Önümüzdeki dönemde de hem TÜSİAD’ın içinden hem medya yapılanmalarından, içte ve dışta iktidarın tercih ve iradesinden rahatsız olanlar, bu arayışı olanca hızıyla sürdüreceklerdir. Sebebi başka bir çarenin gözükmeyişi, ne yara kaşımanın, ne yeni tapelerin ne de sansasyonel iddiaların parti oyunu milim bile yerinden oynatamadığını gözleriyle görmeleridir.

Seçim süreci, bu topraklarda eşine rastlamadığımız başka oyun ve tezgâhların da gün ışığına çıkması bakımından ufuk açıcı gelişmelere sahne oldu. Bir araya gelmesi aklen, vicdanen ve tarihen mümkün gözükmeyen taraflar, düşmanımın düşmanı dostumdur fikrince bir araya gelip tuhaf bir koalisyon oluşturdular. Bu uğurda yan yana zor duran insanların çalışmaları, ilginç görüntüler ortaya çıkarmaları, için için mızmızlanmalara rağmen seçime kadar denip omuz omuza vermeleri kalabalıklarca şaşkınlıkla karşılandı.

Bu topraklarda yaşayan, oy zamanı sandığa giden ama verdiği reyle hiçbir şeyi değiştiremeyen, ayaktakımı sayılan, vakti zamanında başkentlerde görülmek istenmediği için merkezi caddelerde o köylü kıyafetiyle gezemeyen insanların bir umudu vardı. Kendisine yakın zamana kadar market kasalarında bile tahammül edilemeyen, örtüsüyle bir tek orta hizmet görülürken rahatsız olunmayan, hasbel kader üretim yapanı para kazananı varsa, o da yeşil sermaye diye yaftalanan insanların bir umudu vardı. Üstü çizilmiş, kendisine şüpheyle bakılan insanlar, günün birinde üzerlerine yapıştırılan bu kem sıfatlardan arınmak, otorite karşısında ezilip büzülmemek, ülkesini bir masal gibi dinlediği tarihin derinliklerinde olduğu gibi müreffeh bir memleket olarak görmek gibi bir umut taşıyorlardı. Bunun hem de büyük bir kuvvetle olacağına, metotları başka bile olsa bu uğurda çabalayan müminlerin aynı hedefte birleşebileceklerine dair bir umutları vardı insanların.

Seçimin büyük mağluplarından biri, hayır işler yapmakta, musibetlerin berhava edilmesinde yürek yüreğe vermesi gereken insanların, ne olursa olsun aralarındaki buzları eritip nefret dilini ortadan kaldıracaklarına dair umuttur. Anlaşılıyor ki son gelişmelerle beraber, birlikte başarılan onca işe rağmen, umut ortadan kalkmış görünüyor. Bir kısmına alçaklık sıfatının bile az geleceği, kimin başlattığının hiçbir öneminin olmadığı rezilce atışmalar, gazete köşelerinde televizyon ekranların bekleşen egoları yüksek şahıslar, kavgayı iyice içinden çıkılmaz hale getirdiler. Bundan sonra kimse yapılan ahlaksızlığı ve hainliği unutmayacağına and içerek yoluna devam edecek.  Bu memleket için ne büyük yazık!

Seçimin ana ve yardımcı muhalefet gibi diğer kaybedenleri de var tabiîki. Fakat onlar zaten iktidar olmak için değil muhalefetten düşmemeye uğraştıklarından, rakamlar aksini gösterse bile gerçekten kaybetmiş sayılmazlar.