SENİN GENÇLİĞİNİ DE BİLİRİZ

Bir gün Nasrettin Hoca Akşehir’de gezerken,
Dönmek için köyüne daha vakit çok erken.

Zaman geçirmek için uğrar at pazarına,
Çok gösterişli bir at ilişir nazarına.

Eski günleri gelir Hocanın göz önüne,
Hülyalara dalarak döner gençlik gününe.

Hoca biraz yaklaşıp at sahibine döner;
“Görmenizi isterim, var bende birçok hüner.

Bu ata bindiğimde kaldırırım şaha da,
Şimşek gibi koşturur, tur ararım sahada.”

Hoca at sahibinden ricayla izin ister,
Adam istihza ile der; “Hünerini göster.”

Hoca besmele çekip dizgini ele alır,
Geriye sıçrayarak ata binmesi kalır.

Bir üzengiye dahi basamaz ayağını,
Buğulu gözleriyle anar gençlik çağını.

Sesini yükselterek; “Ah gençliğim nerdesin?
Bir nara attığında dağda çınlardı sesin.

Yıldırım gibi koşan bir küheylanın vardı,
Sıçrayıp bindiğinde bir de şaha kalkardı.”

Mahçubiyet duyarak görenlerden utanır,
Kendi duyacak kadar hafifçe mırıldanır;

“Biraz desteksiz atıp büyük sözler sarfettin,
Senin gençliğini de biliriz be Nasrettin.”

Sezayi TUĞLA

Etiketler: Nasrettin Hoca fıkraları » SENİN GENÇLİĞİNİ BİLİRİZ » SENİN GENÇLİĞİNİ DE BİLİRİZ » Sezayi Tuğla