SONUÇ: Küresel Gücün İnsanlığı Ne Hale Getirebileceği Görüldü!

SONUÇ: Küresel Gücün İnsanlığı Ne Hale Getirebileceği Görüldü!

Amerikalı bilim adamı Rafarelle Pompelli’nin Türkmenistan’ın ANU bölgesindeki yapmış olduğu kazılar sonrası insanlığın ilk medeni yolculuğunun Türkler üzerinden olduğunu, bundan 8 bin yıl veya daha fazla önce başlamış olduğunu, elde ettiği belge ve bilgilerle ortaya koymuş ve somut hale getirmiştir.

Bölgede meydana gelen iklim değişikliği sonucu bundan 6 bin yıl önce bölgede yaşayan Türkler 3 ana kol olmak üzere dağılırlar; Bir kol kuzey yönüne İskandinav ve Orta Avrupa’ya doğru. Bir kol Doğu Güney Çin ve Hindistan’a doğru, bir kolda güneye aşağıya doğru, bugünkü Mezopotamya’ya doğru gelir. Bu yöne gelenler Mezopotamya’nın bataklık olduğunu görür. Tam 150 yıl bölgenin ıslahı ile uğraşırlar. Yapmış oldukları kanal ve barajlar sonucu bölge tarım ve hayvancılık yapar hale gelir. Ardından Anadolu’yu da içine katarak bugün bilinen Sümer Devletini kurarlar. Hititler ve ardından Truva ile bölgenin en etkin başa ve lider gücü olurlar.

Bunları niye yazdım. Şunun için yazdım. Eğer bir Türklük iddianız var ise bunun bilinmesi gerek. Yakın tarih Türkistan’ın aydınlanmasını zaten yazdım. Bütün bunlar bize şunu anlatıyor: Bizim çok dinli, çok dilli ve çok uluslu toplumları yönetme kabiliyetimiz var. Bu genetik. Bize lazım olan tüm bunları bilerek şimdi ne yapmalı?

Üst kimliği Türklük ve Türkçe olan; hoşgörü ve inanç serbestisi mevcut bir yapı. Türk milletinin inanç ekseni mutlaka ehli rey, yani akıl, bilim ve hikmet eksenli olmalı. Bunu karşılayacak bir ekole sahibiz. Ehlisünnet merkezli olarak sistemi oluşturan İmam Matüridi bize bu konuda rehberlik yapabilir. Bu ekol Müslüman Türk milletinin olmazsa olmazı olmalıdır.

Devrimcimiz yani sol görüşlü insanımız da mutlaka Türk devrimcisi olmalıdır. Gelir dağılımı ve adaleti mutlaka sağlamak gerek. Ekonomik modelde kapitalist veya sosyalist değil, milli model olmalı. Paranın arzı mutlaka milli devlet tarafından yapılmalı. Küresel gücün elindeki merkez bankasının önünde milli olma şansınız asla mevcut değildir. Eğer kendi milli paranızı hür iradeniz ile basamıyorsanız, zaten geriye söyleyecek bir şey kalmıyor ki!

Adı Yoğun Medeniyet olan ve Türkistan’a hayat veren bu model mutlaka incelenmeli ve hayata geçirilmelidir.

Bugün çok fazla seküler olmuş bir milletten bahsediyoruz. Sağcısı, solcusu, dincisi, dinsizi. Hepsinin ortak bir özelliği var. Seküler. Artık herkes için dünya hayatı ve sefası merkeze alınmış. Gelecek için hiç bir şey üretmiyoruz. Ne dünyevi, ne de uhrevi. Oysa gerek İslam inancı gerekse Türk devlet ve millet inancımız önce yakınımız olan ailemize, sonra milletimize, sonra da insanlığa dair mutlaka bir sözümüzün olması gerektiğini, sonrada bunun gereği olarak üreten bir toplum olmamız gerektiğini ifade eder. Bunu tarihsel tüm taş yazıtlarımızda, menkıbelerimizde görebilmekteyiz.

Şimdi bir şans yakalandı. Bu pandemide herkes kendine geldi. Küresel gücün insanlığı ne hale getirebileceği görüldü. Şimdi çok daha güçlü ve büyük bir şansımız var.

Allah (c.c.) onların oyununu bozarım dedi. İnşallah bu süreç doğru yönetilir ve halkı HAK ile buluşturur.

Türkiye’deki tüm siyasi parti ve kuruluşlar bana göre (şu an herkese göre) sınıfta kaldı. Eğer Türk milletinin içinden gerçek bir uyanış, dirilişi temsil edecek bir hareket çıkarabilir isek bu gelecek adına ümit verici olacaktır.

Türk milletinin bundan sonra çıkacak siyasi harekete çok iyi bakması ve onu okuması en büyük dileğim. Tüm duam kendini milletine dinine devletine adayanlara olsun.

Necati YÜZÜAK