logo

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-16

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-16

TÜRKİSTAN’ın Kayıp Aydınlanması-16

Türkistan toplumunun eğitim seviyesi.

Arap fetihlerinden bir asır önce yani 6.asırda Semerkant’ı ziyaret eden bir Çinli, kentteki gençlerle ilgili şöyle bir gözlem yapmış. Semerkant sakinleri tüccar olmak için yetiştiriliyorlardı. Bir çocuk 5 yaşına geldiğinde ona okumayı öğretiyorlar ve okumayı sökünce hemen ticarete yönlendiriyorlardı diyor. Yine devam ediyor Çinli seyyah “genç 20 yaşına kadar kervanlara gönderilmezdi. 20 yaşına kadar eğitim ve tecrübe yapması sağlanır daha sonra kervanlara katılması istenirdi” diyor

Arapların fethi öncesi farklı kaynaklar bu bölge insanının okuma, yazma ve eğitim seviyesinin o günkü dünyanın çok çok ilerisinde olduğunu belirtmişlerdir. Macar asıllı İngiliz Kâşif Aurel Stein, Kansu şehrinin sınırındaki bir Çin gözetleme kulesinin etrafındaki kazılarda M.Ö. 313’de sıradan bir ev kadınının kocası tarafından sürgün edildiği için kocasına yazdığı mektubu bulmuştur. Mektupta kocasına serzenişte bulunur.

Sovyetler döneminde ise bir Tacik araştırmacı; “Bölge insanı İslamiyet öncesinde çok daha fazla okumayı ve yazmayı biliyordu” diye yazmıştır.

Semerkant’ın başkent olduğu Sogdia’nın halkı matematiğe çok ilgiliydi.

M. Ö. 313’de Sincan’daki bir tüccar Semerkant’taki eşine bir mektup yazar; “Varzak’a ödeme yapması gerektiğini hatırlat. Parayı alınca say. Eğer geciktirirse faiz işler ve bir nakil belgesi iliştir” demekteydi.

Gemicinin gönderdiği yük faturası, teminat mektubu ve diğer belgeleri okumadan nasıl tüccar olunurdu. Yüklerin ağırlığı ve tespiti için matematik bilgisi gerekliydi. Bölge insanı tüm bunları biliyordu.

Her şey bir yana nasıl sözleşme yapılacağı, sözleşmelerin nasıl uygulanacağı, yatırımcıların nasıl cezbedileceği, kaynakların bir para biriminden diğerine nasıl çevrileceği ve binlerce km. öteye nasıl para gönderileceği bilinmek zorundaydı. Bu meziyetlere ise Avrupa 5 asır sonra birazına ulaşabilmişti.

İşlerin tabiatı gereği tüccarlar bilinçli veya bilinçsiz olarak malların yanı sıra bilgiyi de taşıyorlardı. Tüccarlar eliyle elde edilen bu pratik zekâ bir bütün olarak kültüre de sirayet etmiştir.

Harvard’da çalışmalarını yürüten Richard N. Frye bu duruma “Ticari Sekülerizm” adını vermiştir.

Asırlar sonra bölge insanı İslam’a girince 4 mezhepten Hanefiliği bilinçli olarak seçmiştir. Hanefiliğin gerek ticari, gerekse sosyal kent hayatı için en uygun mezhep olduğu düşüncesi sadece Türkistan’ı değil bu bölge insanının etki alanındaki tüm bölgelerinde Hanefi mezhebine girmesini sağlamıştır. Bu düşünce, bugün bile hala geçerlidir. Arap İslam dünyası dışında bu hal halen devam etmektedir.

Ne acıdır ki geçmişte tüm dünyayı etkileyen bir kültür ve düşünceden, bugün bizi Arap Selefizminin kucağına taşıyanlara hatırlatırım.

İmam Maturidi, Hanefi mezhebini yeniden inşa ederek kendi adıyla anılan Maturidi mezhebini kurmuştur. İmam Maturidi doğru bilgiye ulaşmak için bilgi teorisini sistemleştiren ilk İslam alimidir.

Not: Yazısı dizisi devam edecek inşallah.

Necati YÜZÜAK

Etiketler: » »
1075 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.