logo

Kentsel dönüşüm için Belediyeler insiyatif almalı

Kentsel dönüşüm için Belediyeler insiyatif almalı

Kentsel dönüşüm için Belediyeler insiyatif almalı

ibrahim karagöz

 

Kik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Karagöz ile Türkiye Ekonomisini, Kentsel Dönüşümü ve Kağıthane ile ilgili projelerini konuştuk…

Bize kısaca kendinizden bahsede bilir misiniz? Kimdir İbrahim KARAGÖZ 

1969 Gümüşhane doğumluyum. Babalarımız altmışlı yılların sonuna doğru buraya yerleşmişler. 40 yıllık Kağıthaneli, 40 yıllık Şirintepe’liyiz. Metalürji mühendisiyim. İstanbul Teknik Üniversitesi Sakarya Mühendislik Fakültesinden 1995 yılında mezun oldum. Akabinde İst. Büyükşehir Belediyesinde görev aldım. 10 yıl Çevre Koruma Müdürlüğü yaptım. Torba kömür projesini yürüttük. Altın Boynuz “Haliç” e dökülen dereleri, cendereyi temizledik. Haliçte pis kokunun, kirliliğin önüne geçmiş olduk.

Akabinde inşaat molozlarını ve hafriyatın atıklarının bertarafına ilişkin bir yönetmelik hazırlayıp bunun bugün hala geçerli olan sisteme entegresini sağlayıp uygulamaya geçirdik. Sonrasında ise belediyede artık mutlu olmadığımı görüp istifa etmek suretiyle Büyükşehir Belediyesinde ki görevimden ayrıldım. Bu süreç içerisinde
pek çok çeşitli projede görev aldım. İstanbul’un havasını temizledik. O ekibin de içerisindeydim.

kik yapı logo kikyapı projeler

Kik Yapı inşaat süreci nasıl başladı?

Sektör olarak genelde hafriyat, toprak kazı işleriyle başlamış olan aile çalışmamız, sürekli olarak gelişerek
devam etti. İş bu sektörün neredeyse farklı alanlarının her birinde ayrı ayrı faaliyet gösteren aile şirketlerimiz oluşmaya başladı. Son altı yıldır ise bu şirketlerimizin inşaat alanında ki faaliyetlerini üstelenen bu alanda çalışmalar yürüten Kik Yapı İnşaatın başında müdürlük yapmaktayım. Güzel, verimli ve oturmuş bir ekibimiz var. Faaliyet süremiz içerisinde irili ufaklı bir çok projeye imza atarak bugünlere geldik.

kikyapı insaat

Ağırlıklı olarak Kağıthane bölgesinde iş yapıyorsunuz, Kağıthane için projeleriniz var mı?

Dediğimi gibi ben yıllarca bürokrat olarak görev yaptım. Elbette Kağıthane de yapılacak çok şeyler var. Daha radikal imkânları kullanmaya yönelik çözümler üretileceğine inanıyorum. En çok önem verdiğim husus camilerin etrafının açılması hususu. Artık camilere girdiğimizde ferahlık yok, huzur yok, beton yapıların içinde daralıyoruz. Kendimizde inşaatçıyız, betonların arasında huşuyu yakalayamıyoruz. Sultanahmet’te kıldığımız namazın huşusunu buralarda alamıyoruz. Kâğıthane’mizde bulunan 19 mahallemizin her birinde bulunan camilerin etrafını açarak nefes alınabilir, sohbet edilebilir alanlar yapabiliriz, buraları yeşillendirebiliriz.

Belediye planlarında yeşil alanlar gözüküyor ama pek çoğunda binalar var. Betonların arasında kalan yeşil
alanlar bir yere sıkışmış, bunların dağılımı da önemli. Tabi bunları belediyedeki yetkililer de biliyordur, eminim bu hususta fazlasıyla çaba gösteriyorlardır.

“İmar Kanunu temelli değişmese bile sürekli yönetmelikler değişiyor, bunlar da merkezden yapılıyor.”

Kağıthane Belediyesi yönetiminden iş sahanızla ilgili beklentileriniz var mı ?

Kendi alanımızla ilgili ise biz belediyeden daha fazla destek bekliyoruz. Muhtelif kentsel dönüşüm projelerimiz var ama mevzuattaki sistem bizi de fazlasıyla zor durumda bırakıyor. Birçok projemiz şuan kilitlenmiş durumda, ileri de gidemiyoruz, geri de dönemiyoruz, bu durumdan muzdaribiz. Ve bu durum sadece bizim için değil aksine bölgede aynı sektörde faaliyet gösteren tüm firmalar için geçerli bir durum aynı durumdan pek çok firma rahatsız
ve hareket alanı kısıtlanmış durumda.

Diğer bir husus ise; imar kanunu temelli değişmese bile sürekli yönetmelikler değişiyor, bunlar da merkezden yapılıyor, merkez de muhitin derdinden anlamıyor. Ankara; Kağıthane ile ilgili bağlayıcı kararlar alamaz alsa da görüldüğü üzere bu kararlar çok verimli sonuçlar doğurmaz. Çünkü buranın durumu, jeolojisi, demografik yapısı coğrafyası farklı. Hal böyle olunca da bu yönetmelikler yapacağınız çalışmaları engelliyor, havada kalıyor. Bundan dolayı şirket olarak uzun vadeli planlar yapamıyoruz. Yapılacak değişiklikleri devletin en az 1 yıl evvelden
bildirmesi lazım. Diğer bir tabirler bu durumda iki ayağınızı bir pabuca sokulmaya çalışmış gibi oluyor.

kik yapı ibrahim karagöz

Kağıthane sizin objektifinizden nasıl görünüyor?

Kağıthane tarihi ve coğrafi açıdan olağan üstü öneme sahip olsa da kanaatimce çok sıkıntılı bir bölge. Şöyle söyleyeyim Büyükdere Caddesi finans merkezi, İstanbul’un göz bebeği, ekonominin can damarı, yolun karşısındaki bir daire 500 Bin TL iken karşısı 150 bin TL dolaylarında. Bu da çarpık yapılaşmadan kaynaklanıyor.
Kağıthane de zamanında oy kaygısına düşen iktidarların almış olduğu paletif çözümlerle bu yapı bu bozuk hale kavuşmuştur. Kaçak katlar yapılmış ve benzeri pek çok yanlış ya da eksik uygulama işlemiş geçmişte.

Sorunlar iç içe geçiyor bazen; ama yine de dediğim gibi çözümler için merkezi yönetimin daha hassas davranması sorunları çözebilmek için sorunun olduğu bölgeye göre çözüm önerisi getirmesi daha yerinde olacaktır.

Mesela yine bir yönetmelik çıkıyor, çıkmalar kalkacak, iyi de zaten bu binaların hepsi çıkma. Aldığımız kararlar en az 10 yıl vadeli olmalıdır. Mesela bugün ziyaret ettiğimiz Almanya’ya 5 yıl sonra gittiğinizde yine her yer aynıdır.
Bizde öyle değil! Yeni bile çarpık. Çok ciddi sınır tecavüzleri var, bu da o günkü kadastrodaki insanların çizim hatası. Hiç olmazsa sınırları mevcuda göre yapsaydınız, sonra da aylarca sınır düzenlemesi için uğraşıyorlar. Yetkililere de sesleniyorum, hiç olmazsa yapının konuşlandığı alanda sınır tecavüzü yoksa buna kolaylık göstermeleri lazım. Bu zaten defakto bir durum, insanlar zaten mağdur, yüklenmemek lazım. Bu da şuan görevdeki arkadaşların hatası değil, eski yönetimlerin hatasıdır.

Bir de şunu ifade etmek istiyorum, sorunlara makro gözle bakmak lazım, küçük işlerle uğraşıp boğulmamak lazım. Biz de küçük işlerden yorulduk. Bize alt yapı ve siyasi desteği sağlayacak olan yine yetkililerdir, Kağıthane de çok ciddi trafik sıkıntısı var, bir araç çok kısa mesafelik bir yolu yarım saatte gelemiyor. Bu sıkıntıları el
birliğiyle aşmamız lazım. Çözümler üretmemiz lazım. Ben yaptım oldu değil, herkesten fikir alıp ortak akılla yapmamız lazım. Ortak akılla bir çok sorunun üstesinden daha kolay gelinebileceği inancındayım.

Eski bir bürokrat olarak gündeme dair ne düşünüyorsunuz?

Piyasalar şuan tedirgin. Bu 17 Aralık’tan sonra bir tedirginlik var. Bence piyasanın en önemli aktörü moraldir. Güven ve moral varsa kimse bizi tutamaz. 2008’ler de yine böyle bir sıkışma olmuştu. Çok manidardı. Bir banka müdürü arkadaş bankadaki likiditemizi ikiye bölmemizi istemişti, dolar ve TL bazında yatırım yapmamamızı
tavsiye etmişti o dönem. Bizim birinci maksadımızın para kazanmak olmadığını anlatmak adına şöyle dedik; biz bu parayı dediğin gibi yaparız iki katına da çıkarız ama inşaat öyle bir sektör ki 500 kalemden oluşuyor. En az 150 kişi en ufak bir işte bile ekmek yiyor. Çolukları çocukları var. Biz bu işi yapmazsak onlar ne yiyecek dedik. Düşüncemiz karşısında aldığımız cevap ise; “Siz ticaret yapıyorsunuz size ne”? oldu. Biz sadece ticaret
yapmıyoruz, ülkemize hizmet ediyoruz. Biz o gün o işi yaptık, çok para kazanmadık ama Elhamdulillah
birçok kişinin duasını aldık.

Son Olarak neler söylemek istersiniz?

Bu güzel röportajın vesilesiyle bizde sayenizde bir nebze olsun Kâğıthane’ye, Kâğıthaneliye dair düşüncelerimizi arz etme imkânı bulduk, tüm Hasbahçe Gazetesi ailesine, çalışanlarına ve tüm emekçilerine de ayrıca teşekkür
ediyorum.

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
3313 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.