Onursuz Yürüyüşe Onurlu Bir Duruş

Kutsal ayımız Ramazan’da Müslümanlara meydan okurcasına gerçekleştirilmesi planlanan “LGBT Onursuzluk (!) Yürüyüşüne, Temiz İnsanlardan Onurlu Bir Duruş!”

26 Haziran günü yapılması planlanan LGBT yürüyüşüne tepkisini göstermek isteyenler 18 Haziran Cumartesi günü Saat:14.00’da Cağaloğlu’nda İstanbul Valiliği önünde basın açıklamasında bulundu.

Harun Danacı’nın sunuculuğunu yaptığı eylem-program “Lut Kıssası”nı içeren ayetlerin tilaveti ile başladı.

Kur’ân-ı Kerîm tilâvetinin ardından Genç Hareket Genel Sekreteri Serkan Demirel’in Basın Bildirisi’ni okuması ile program devam etti.

Oğuzhan Kabakcı’nın “Zulmü Alkışlayamam” şiir dinletisi gerçekleştirildi. 

Genç Hareket Günışığı Gençlik Başkanı Seyfullah Şenel, “İğrençlik, ahlaksızlık ve insan onurunu hiçe sayan LGBT hareketine karşı tüm devlet yetkilileri ve toplumu duyarlı olmaya davet ediyoruz” dedi.

İbrahim Doğan’ın “Kurşun Gazeli” ni tüm katılımcılarla seslendirmesi ile program sona erdi.

BASIN BİLDİRİSİ

ONURSUZ YÜRÜYÜŞE “ONURLU BİR DURUŞ”
Yeryüzünü muhteşem bir sanatla ve insanı kadın ve erkek olarak en güzel şekilde yaratan sonsuz güç ve kuvvet sahibi Allah’ın adıyla…

Onursuzluğa karşı ONURLU bir duruş için… Edepsizliğe karşı “Kör, Sağır, Sessiz” kalmamak için burada toplanmış bulunmaktayız.

Maksadının insan hak ve hürriyetleri ile alakalı olmadığı aşikâr olan bir acayip “onur” yürüyüşü çabası yüzünden Müslüman bir ülkede eşcinselliğin meşrulaştırılması mevzusunu konuşmak zorunda kalıyoruz.

Ülkemizde son yıllarda sıklıkla gündemleştirilen, televizyonda, sokakta, üniversitede görmeye alıştırıldığımız eşcinsellik olgusu, sözde sivil toplum örgütleri ve onların uluslararası destekçilerinin marifetiyle militarist eşcinselliğe doğru evrilmektedir.

Hümanizm, insan hakları ve demokrasi söylemleri üzerinden meşrulaştırılmaya çalışılan; gaylik, lezbiyenlik, biseksüellik, homoseksüellik gibi kavramları günlük kullanımın bir parçası yapıp, aslında normal, sıradan, herhangi bir kimliği tanımlar gibi kullanarak ülkemizde normalleştirilmeye ve alıştırılmaya çalışılan bu yaşam tarzının aslında ilk insanla başlayan ve binlerce yıldır hakla batıl arasında devam eden mücadelenin bir parçası olduğunun farkındayız.

Mücadele had-hudud bilenlerle haddini de hududunu da bilmeyenler arasında ilelebet sürecektir. Bu böyledir.

Biz tarafımızı insandan yana seçiyoruz. Fıtratın, yani ilahi, maruf ve hak olanın safında duruyoruz.

Cinselliğin sınırları meşruiyet zemininin dışarısına çıkartıldığında hiçbir cinsel düşünce ve davranışın doğrulanması ya da yanlışlanması, ahlakiliği diye bir şey kalmamaktadır.

Mideleri kaldırdığı ölçüde, sonuna kadar zorlanan azgın ve aşağılık bir cinsellik olgusu dayatılırken buna sessiz kalmak, aslında zinaya ve fuhşa, enseste, tecavüze, cinsel şiddete, bedenin pornografik bir nesne haline dönüştürülmesine sessiz kalmak demektir.

Ahlâkın ve sınırların yok edildiği yerde ahlâksızlık ve kaostan başka hiçbir ürün çıkmayacaktır.

Ve sözümüz son sözden anlayanlara…

Sapkınlıkların tarihi insanlık tarihi kadar eskidir, bunun farkındayız. Hiçbir iyilik ve kötülük hali nevzuhur değildir. Ve insanlık mücadelesi iyilerle kötülerin, adaletle zulmün, hakla batılın mücadelesi olarak devam etmektedir.

Kendi nefsini, zevkini ilah edinmiş, sınırları sonuna kadar zorlayan, hiçbir ahlaki, dini, toplumsal değer kabul etmeyen insanlar daha önce olduğu gibi bugün de varlar ve aramızdalar. Onlar bir mücadelenin içerisindeler… Biz de bir mücadelenin içerisindeyiz!

Her Müslümanın asla aklından çıkarmaması gereken şey; Allah’ın emir ve yasaklarının, kul yapısı tüm insan hakları bildirgelerinden çok daha fazla, insanın ve insanlığın haklarını koruduğu gerçeğidir.

Bu sebepten yürüyüşe karşı çıkarak insan hak ve hürriyetlerine zarar verdiğimizi iddia edenleri yok sayarak; toplumun ahlakını bozarak nesilleri ifsad etmeye niyetli bu zulme, haksızlığa karşı önce kalbimizle buğz ederek, sesimizi yükselterek ve gücümüz yeterse elimizle düzelterek tavrımızı ortaya koymaya çabalayacağız.

Zulmün en büyüğünün toplum nezdinde günahı ve haksızlığı meşrulaştırmak ve bunun toplum tarafından kabullenilmesini sağlamak olduğunun farkındayız. Helak olan kavimlerin günahı topluca işledikleri için değil, topluca günaha göz yumarak, teşvik ederek, onaylayarak ortak oldukları için helake uğradıklarını biliyoruz.

Bundan dolayı LGBT örgütlerinin, günahı toplum nezdinde meşrulaştırma çabalarına göz yummayacağımızı ve bunun için elimizden geleni yapmaya çalışacağımızı beyan ediyoruz.

Elbette Allah dinini koruyacak ve yüceltecektir. Niyetimiz ve çabamız, Lût (as) kavmine benzemediğimize, Cumartesi sakinlerine ses etmeyen veyahut kız çocuklarının diri diri gömülmesine itiraz etmeyen Cahiliye toplumları gibi olmadığımıza Allah’ı şahit tutmak ve hesabımızı kolay kılmak içindir.

Unutmayın ki ahlaksızlık eken kaos ve zulüm biçer!
GENÇ HAREKET

Hasbahçe Gazetesi olarak çirkinlik, iffetsizlik ve onursuzluk üzerine temellendirilmiş LGBT Yürüyüşe “Onurlu Bir Duruş” sergileyen tüm kardeşlerimizden Rabbimizin rızasını umarız. Yapılan eylemin mahşer günü salih ameller olarak karşımıza gelmesini niyaz ederiz.

Etiketler: 18 Haziran Cumartesi » Abdulvahab Kösesoy » ahlaksızlık » biseksüellik » Cağaloğlu » cinsel şiddete » enseste » eşcinsellik olgusu » fıtrata yönelik zulme » gaylik » genç hareket » Genç Hareket Genel Sekreteri Serkan Demirel » Genç Hareket Günışığı Gençlik Başkanı Seyfullah Şenel » Günışığı Gençlik » Günışığı Gençlik Başkanı Seyfullah Şenel » homoseksüellik » Hümanizm » İbrahim Doğan » iğrençlik » İstanbul Valiliği » Kör » Kurşun Gazeli » lezbiyenlik » LGBT » LGBT hareketi » LGBT Onursuzluk Yürüyüşü » LGBT yürüyüşü » Lut Kıssası » militarist » militarist eşcinsellik » Oğuzhan Kabakcı » Onurlu Bir Duruş » Onursuz Yürüyüşe Onurlu Bir Duruş » Onursuzluğa karşı ONURLU bir duruş » Sağır » Serkan Demirel » Sessiz » Seyfullah Şenel » şiir dinletisi » sözde sivil toplum örgütleri » tecavüze » Temiz İnsanlardan Onurlu Bir Duruş » zinaya ve fuhşa » Zulmü alkışlayamam