logo

VI.Mehmed-Sultan Vahdettin

VI.Mehmed-Sultan Vahdettin

VI.Mehmed-Sultan Vahdettin

VI.Mehmed, Osmanlı Devleti’nin 36. ve son Sultanı ve 115. İslam Halifesidir. Türbesi Türkiye’de olmayan tek padişahtır.

Abdülmecid Han’ın 42. ve son çocuğu VI. Mehmed, Gülüstü hanımdan dünyaya gelmiştir. Vahdettin Han’ın doğduğu sene valideleri Gülüstü Hanım vefat etmiştir. Abdülmecid Han’ın ikballerinden Şayeste Kadın tarafından büyütülmüştür.

Abdülhaziz Han’ın saltanatı zamanında VI. Mehmed çocuk olduğundan serbest yetişmiştir. Ağabeyi Sultan II. Abdülhamit, eğitim ve öğretimiyle ilgilenmiştir. Vahdettin Han çok kitapseverdir. Fıkıh, Hadis, Kelam, Kuran-ı Kerim, Arapça ve Farsça eserleri özen ve önem vererek okurdu. Genç şehzade, abilerinin destekleri ve dadılarının teşvikleriyle edebiyat, musiki ve hat öğrenerek kendini geliştirmiştir. Sazen olduğu Kanun çaldığı ve de nota yazdığı kaynaklarca sahihtir. Koleksiyon merakı da vardı ve materyal silahlar toplardı. Atıcılığı ile meşhurdu. 25 metreden yedi güvercini peş peşe vururdu.

Sultan Vahdettin ilk izdivacıyla Feriye’deki üç katlı ahşap sarayında yangın çıkana kadar yaşamıştır. Sonrasında İstanbul’da Çengelköy’de Ermeni ailelerden kalma olan III. Selim zamanına ait olan ve Kemalettin Efendi’den Abdülhamit Han’ın satın aldığı ve Sultan Vahdettin için temin ettiği güzide köşkte yaşamaya başlamıştır.

Vahdettin Han 5 kez nikâhlanmıştır. 1885’de Nazikeda Kadın ile Ortaköy Sarayında, 1905’de İnşirah Kadın ile Çengelköy Sarayında, 1911’de Müveddet Kadın ile Çengelköy Sarayında, 1918’de Nevare Kadın ile Dolmabahçe Sarayında ve 1921’de Nejat Kadın ile evlenmiştir. Yalnız ilk izdivacı Nazikeda Kadın’dan üç kızları; 1888’de Fenire Sultan, 1892’de Ulviye Sultan ve 1894’de Sabiha Sultan doğmuştur. Çengelköy’de stresten uzak ve nezih yaşam sürmeyi kendine adet edinen Vahdettin Han, kaliteli giyime, spora ve sanata burada daha fazla ehemmiyet vermiştir.

Meşakkatli zamanlardı. 1.Dünya Savaş’ı devam ediyordu. Sultan Mehmet Reşad padişah olduğu zaman; Sultan Vahdettin’in abileri Kemalettin Efendi ve Süleyman Efendi 1905 yılında birer birer hakkın rahmetine kavuşmuş ve Sultan Abdülaziz’in oğlu Yusuf İzzeddin veliaht olmuştu. Onun da vefat etmesi üzerine 4 Temmuz 1918 tarihinde 58 yaşında Sultan Mehmet Vahdettin padişah olmuştur.

Sultan Vahdettin, Türk milletinin istiklalini yok edecek, Türkiye’yi cihan haritasından silecek gibi görünen korkunç bir bozgunun arifesinde tahta oturmuştu. Memleket, düşmanların bin bir türlü hainlik hadiseleriyle dolu bir dönemece girmişti. 29 Eylül 1918’de Bulgaristan’ın mütareke ederek harpten çekilmesi Türkiye’nin diğer müttefikleriyle ilişkisini koparmasının yanında Filistin ve Suriye’nin de elden gitmesi büyük moral bozukluğu yaşanmasına sebep olmuştu.

8 Ekim 1918’de savaşın kaybedileceğinin anlaşılması üzerine Sadrazam Talat Paşa başkanlığındaki İttihat ve Terakki kabinesi istifa etti. Yerine Ahmet İzzet Paşa başkanlığında bir kabine kuruldu. Bu sırada fırsattan istifade eden Fransız filosu İskenderun limanına girmiş ve peşine 23 Ekim 1918’de Halep İngilizlerce işgal altına alınmıştı.

En nihayet savaşı sonlandıracak ümit ışığı olarak görünen 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi, Mondros Limanı’nda Bahriye Nazırı Hüseyin Rauf Orbay’ın Başkanlığında imzalanmış ve silahlı çatışma sonlandırılmıştır. Lakin Osmanlı Devleti’nin yıkılışını öngören çok ağır şartlar içermesi ve sonrasında baskıların artmasıyla 1919’da Kurtuluş Savaşı başlamıştır.

Kurtuluş Savaşı, 1.Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu’nun İtilaf Devletleri’nce işgali sonucunda Misak-ı Millî sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak için girişilen çok cepheli siyasi ve askeri mücadeledir. 1919-1922 yılları arasında gerçekleşmiş ve 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile fiilen, 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile resmen sona ermiştir.

Kurtuluş Savaşı zafer ile neticelendikten sonra TBMM Hükûmeti 1 Kasım 1922’de hilafet ile saltanatın ayrıldığını ve saltanatın kaldırıldığını bir kanun ile ilan etti. Vahdettin’in adı hutbelerden kaldırıldı. Bunun sonucunda Sultan Vahdettin 17 Kasım 1922 Cuma günü Dolmabahçe Sarayı’ndan Malaya Harp Gemisi tarafından alınıp Malta Adası’na götürüldü. Oradan Melik Hüseyin’in daveti üzerine Mekke’ye oradan da İtalya’daki San Remo şehrine giderek bu şehirde ikamet etti. Vahdettin 16 Mayıs 1926’da San Remo’da vefat etti. Cenazesi Şam’a getirilerek Sultan Selim Camii kabristanına defnedildi.

Volkan Yaşar Berber

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
1822 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.