logo

ALLAH RASULÜNDEN GÜZELLİK DAMLALARI

ALLAH RASULÜNDEN GÜZELLİK DAMLALARI

Sadece 63 yıl yaşadı. Yaşadığı tarihten bugüne 1450 sene geçti. Unutulmadı. Hiçbir zaman da unutulmayacak.

Nice şairler onu anlatmaya, dörtlükler yazmaya, şiirler yazmaya doyamadı. Nice yazarlar ömürlerini yazdıkları satırlara adadılar. Lakin onun güzelliğini, onun yüceliğini, onun merhametini anlata anlata bitiremediler.

Nice senaristler onunla ilgili yazdıkları senaryoya doyamadılar. Yorulmadılar yine yazdılar, yine yazdılar, yine yazdılar.

O yetimdi. Öksüzdü. Okula gitmedi. Ama okulu dünyaya o öğretti. Kalemle yazmayı bilmezdi ama kalemin yazacağı en güzel yazıları o işaret etti.

Hani günümüzdeki Kişisel Gelişim Uzmanlarından bahsediyoruz ya. O “Evrensel Gelişim Uzmanı” idi. İnsanlığa gönderilen bütün elçiler birer kişisel, toplumsal gelişim uzmanıydı ama O evrenseldi.

Bir Bedevi yanında bir salkım üzüm getirmişti ona. Mübarek parmaklarıyla bütün salkımdaki taneleri tek tek yemiş, teşekkür etmiş ve o bedeviyi uğurlamıştı. Adam, ne de sevinmişti Kâinatın Sultanı (s.a.v.)’na bir salkım üzüm ikram ettiği için. Güle oynaya evinin yolunu tutmuştu ama arkadaşları şaşkındı. O hiç böyle yapmazdı. Yediklerinden dostlarına da her zaman ikram ederdi. Ama bu defa böyle olmadı. Sebebini öğrendiklerinde hayretler içinde kalmışlardı: “Üzüm henüz olgunlaşmamıştı. Tatlı değildi. Eğer size o tanelerden verseydim, ekşi olması sebebiyle yüzünüzü buluşturur onun sevincine gölge düşürebilirdiniz demişti.”

Bu ne incelikti.

Sahi onu hangi psikologlar bugünlere yetiştirmişti. O, insan psikolojisini nereden biliyordu.

Bir adam gelmiş: “Ya Rasulallah! Bana acil bir işim çıktığı için deve lazım demişti. Ona: “deve yavrusu versem işini görmez mi?” diye mukabele etti. Adam “Ey Allah’ın Resulü deve yavrusu işimi görmez. Bana deve lazım” deyince Allah Resulü: “Yok yok sana bir deve yavrusu vereyim o işini görür” tekrarında bulundu. Adam şaşkındı. Sanki işini görmek için araba isteyen birine, bisiklet teklifi gibi bir şeydi bu.

Allah Rasulü’nün yüzündeki tatlı tebessümün altından, şu ince şaka çıkmıştı: “Her deve, bir deve yavrusu değil midir?”

Kişinin isteğini yerine getirmiş ama gönüllerde hoş bir lezzet bırakmıştı.

Hani bir defasında bir kadın kocası ile ilgili endişelerini birbiri ardınca sıralarken: “şu senin gözünde beyazlık olan adam mıydı kocan?      “ diye sordu. Kadın “hayır Ya Rasulallah benim kocamın gözünde bir beyazlık yoktur” demişti de ona “tanıdım tanıdım senin kocan gözündeki o beyazlık olan adam” deyince, kadın kocasının hastalıklı biri olmadığını ima etmeye çalışarak ve itiraz tozunu yükselterek “Vallahi benim kocamın gözünde beyazlık yoktur Ey Allah’ın Peygamberi” demişti.

Allah Resulü kadının haklılığını hoş bir tebessümle dile getirecek ve şöyle diyecekti “her erkeğin gözünde bir beyazlık yok mudur?”

Peki, Allah Resulü bu kadar güzel ve ince espriler yaparken, karşıdan görmüş olduğu esprilere ve şakalara nasıl mukabele ediyordu acaba diye sorarsanız bakın O’ndan hoş bir hatıra:

Hz. Suheyb (r.a.) anlatıyor: “Bir gün gözlerimden çok rahatsızlanmıştım. Fakat önüme gelen hurmaya da kıyamayıp bir bir atıştırıyordum. Allah resulü bana dikkatle bakarak: “Ya Suheyb gözlerin ağrıdığı halde hurma mı yiyorsun?” diye sormuştu. Ben de kendisine “Ya Rasulallah! Ağrımayan tarafımla yiyorum” demiştim de Allah Resulü bu cevabıma, azı dişleri görününceye kadar tebessüm etmişti.

Sahabe’den İbn Abbas (r.a.)’a sordular: “Allah resulü nasıl bir insandı? Sizlerle şakalaşır mıydı?” Evet, cevabından sonra, nasıl bir şakaydı diye sorduğunda İbni Abbas (r.a.) şu cevabı vermişti: “Allah Resulü eşlerinden birine güzel ve bol bir elbise giydirmiş ve şöyle demişti: “Bu elbiseyi giy, Allah’a şükret ve eteklerini gelin gibi yerlerde sürü”

Evet Sevgili dostlar!

Sevgililer Sevgilisinin insanlarla olan diyaloğunda hoş latifeleri ve şakaları görülürdü. İçinde bulunulan zamana neşe katan, gönüllere ferahlık veren şakalar…

Siz bizimle şakalaşır mısınız Ey Allah’ın Sevgili Peygamberi demişlerdi de verdiği cevap günümüzde bizlere çok güzel ders içeren nitelikteydi: “Evet, ben şakalaşırım. Lakin benim şakalarında iki şey yoktur. Bunlardan birincisi kalp kırmak diğeri yalan söylemek.”

Dostlar günümüzde bu kadar yalanlar havada uçuşurken, O’na ne kadar muhtaç olduğumuzu bir kez daha hissedebiliyor muyuz?

Hayırlı cumalar.

Selam ve dua ile

Yaşar YAVUZ

550 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.