logo

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINDA YENİ SÜRECİ OKUMAK

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINDA YENİ SÜRECİ OKUMAK

Milli Eğitim’de yeni bir dönem başladı. Yeni Milli Eğitim Bakanı Mahmut ÖZER, her ne kadar sabık bakan Ziya SELÇUK’un ekibinde yer alsa da iş tutuşu, sorun teşhisi ve çözümü noktasında farklı bir anlayışa sahip olduğunu söyleyebiliriz. Pandemi sürecinde tüm tartışmaları bir kenara bırakarak itiraf etmemiz gerekir ki okulları adeta bir üretim merkezine dönüştüren irade, Sayın Bakan’ın iradesidir.

Haftanın başında “Andersen masallarında sona doğru” derken birçoğunuzun MEB’in “Anadolu Masal Evi” projesini eleştirdiğimi düşündüğünüzün farkındayım. Her ne kadar,  “hikâyesi olmayanın masallar sığınağı olur” anlayışına sahip olsam da, buradaki temel yaklaşımım, “Milli Eğitim Bakanlığı’na algı peşinde koşmadan, eğitim meselelerini kendine dert edinip çözmek için uğraşacak” tespiti ile yeni süreci tahlil eden Erhan AFYONCU ile benzer kanaati taşıyor olmamdı.

Gidenin ardından konuşmayı kerih görmekle birlikte -açtırdığı soruşturmalara eyvallah etmeden- inandığımız doğruları o gün de savunmuş olmanın verdiği cesaretle; bugün tekrar İfade etmeliyim ki, DYS’ye bakılmadan Ziya Öğretmen’in twitter adresine bakıldığı, hastage çalışmaları ile “Sosyal medya hipnozu” ile geçen bir algı yönetimiyle ancak bu kadar olabilirdi.

Yeni süreç -itiraf etmeliyim ki- kısa süreli de olsa bizi de ofsayta düşürdü. Sosyal medya hesabı olmadığını bildiğimiz Sayın ÖZER adına açılan twitter adresi ve paylaşımının -birçok bürokrat gibi- biz de fake hesap olduğunu fark edemeyerek paylaşım yaptık. Günün sonunda, Sayın Bakan’ın kişisel sosyal medya hesabı kullanmayacağı; bakan adına, bakanlığın sosyal medya hesaplarından paylaşım yapılacağı ifade edilerek tam da Erhan AFYONCU Hoca’nın dediği gibi -deyim yerindeyse- algı devrine nokta konulacağı ilan edilmiş oldu. Böyle ofsayta can kurban demekten ve anlık yanılgıya sonucu dikkate aldığımızda şükretmek gerektiğini de ayrıca ifade etmeliyim.

Taşra teşkilatı -anlaşılan o ki- yeni sürece adapte olmak da biraz zorlanacak. Algı devrinin sona erdiğini, kök sorunlara odaklanarak magazin projelere ve akademik getirisi olmayan angarya çalışmalara nokta koymak gerektiğini -maaledef- fehmedemeyenler var.

Meramı ifade etmek adına farklı illerden farklı proje(!)leri sayabiliriz. Ancak derdimiz bu olmadığı için bir tanesi ile iktifa edelim:

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, “Hatırlanmak Güzeldir” tumturaklı başlığı ile “Her ay 13 öğretmenevinde 13 öğretmene doğum günü kutlama yemeği ve sürpriz hediyeler” diyerek düzenlediği etkinliği neresinden tutalım. İstanbul’un her sorunu çözüldü de doğum günü kutlaması mı kaldı desek yoksa sürpriz hediyeler ve kutlama için gerekli finansın kime hangi kuruma fatura edileceğini mi sorsak bilemedim.

Son söz olarak demem odur ki; Artık, klavye başında; okul, ilçe, il veya bakanlık idaresi sona ermiştir. Yeni duruma ayak uyduramayan ve kendini güncelleyerek yeni anlayışa uygun yönetim anlayışı ortaya koyamayanların zorlanacağı aşikârdır.

Bizden söylemesi!

İdris ŞEKERCİ
Eğitim Bir Sen İstanbul 6 No’lu Şube Başkanı

452 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.