logo

Pierre Loti Tepesi mi, İdris-i Bitlisi Tepesi mi?

Pierre Loti Tepesi mi, İdris-i Bitlisi Tepesi mi?

İdris-i Bitlisi’nin Yavuz Sultan Selim’e yazdığı Mısır Kasidesinde; Neden senin devrinde ilim cehaletin ayakları altındadır, sen ki vaktin İskenderi’sin, neden hikmet zelil durumdadır. Resul’un (s.a.v.) cilvegâhı olan Medine’yi, adaletsiz asilere vermen, nasıl uygun olur? Süleyman mülkü ve Belkıs Tahtı sana layıktır, fakat avane hüdhüd’ünü de hatırla. Zalimin günahkârlığı senin dergâhında affedilmekte iken günahsız olan benim için af dilemeye gerek yok, Zaman iyiyi kötüyü tamamen ayırır ve seçtiklerini tarihin defterine kaydeder” diyerek cesurca tenkitlerini ve adalet için gerekenleri belirtir.

İdris-i Bitlisi Tepesi ve bölgesi, binlerce şehit ve evliyalar bölgesi hatta efendimizin, evine misafir olduğu Eba Eyyub el-Ensâri’nin diyarıdır.

Mevlana Hakimuddin İdris-i Bitlisi, 1452 doğmuş 1520’de ise Hakk’ın rahmetine kavuşmuş bir ilim-fikir insanı, din âlimi, tarihçi, tarihe adını vermiş komutan, tasavvuf insanı ve siyasi bir dehadır.

II.Bayezid’in sevgi ve diplomatik başarısını kazanmış, Çaldıran Savaşı ile de o zamanki Şiilik anlayışını ve Kızılbaş tehlikesini Osmanlı devleti için tehlike olmaktan çıkarmış bir devlet adamıdır.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun Osmanlı’ya bağlanmasında büyük bir rol almış ve bugünkü harita ortaya çıkmıştır. 28 Kürt Beyini Amasya’da toplayarak Yavuz Sultan Selim’e bağlılık oluşturmuştur.

Sokollu Mehmet Paşa, III.Selim’in Hocası İsa Geylani Hz., Abdullah Kaşgari Hz., Kırklardan olduğu bilinen El-Hac Muhammed Harrani Hz., K.Karabekir, Ali Kuşçu, N.Fazıl, Ebussuud Efendi, Mihrişah Sultan gibi ismini sayamadığımız bir çok örnek insan, bu tepede metfundur.

İdris-i Bitlisi II.Bayezid’in emriyle ilk Osmanlı tarihçisi olarak “Heşt Behişt“ eserinin sahibidir. 1512 de Yavuz Sultan Selim onu baş danışman yapmıştır. Walter Hıntz’a göre Bitlisi, Sünni ve Kürt’tür. Rafızi Akımın karşısında durmuştur. Yavuz Sultan Selim, Mısır’ı fethettikten den sonra yeniden örgütlenme işini İdris-i Bitlisi’ye vermiştir.

İdris-i Bitlisi’nin “Kanun-i Şehinşâhi” isimli eserinde devlet adamı ve idarecilerle ilgili şunları söyler:

* Sultanın uyması gereken kurallar,
* Sultanın hükümlerini yürütmekle ilgili işler,
* Sultanda aranan ahlaki nitelikleri anlatmıştır.

Bir yerde Sultan’a Hitaben;

”Gece uyuyan kişinin, zulüm ile mülkünü harap etme, Bu dünyada vakarsız olursan, öbür dünyada utanan olursun” demiştir.

İlmi kişiliği; Hadis, Fıkıh, Tefsir, Kelam, Tıp, Zooloji, Kozmoloji, Felsefe ve Tarih ile ileri derecede ilgilenmiştir. Kadılık yapmış hatta bir ara Arabistan Kazaskerliği yapmıştır.

Ona göre bir Sultan’ın 4 ahlakı olması gerekir;

1-İffet,
2-Cesaret,
3-Hikmet,
4-Adaletli olması.

“İdris-i Bitlisi için “Doğu’nun Fatihi” denilecek kadar Doğu ve Güney Doğu’ya faydalı olmuştur.”

Eski adı ile İdris-i Bitlisi Tepesi ve Köşkü yeni adı ile Pierre Loti.

Pierre Loti 1850 Amerika Birleşik Devletleri Rockfort doğumlu, İlk olarak 1876’da Türkiye’ye gelmiştir. En son 1913’te 7. kez Türkiye’ye gelmiş toplasan 2,5 yıl kadar Türkiye’de kalmış ve Türklerle dost olmuştur. Fakat Müslümanlığı benimsemiş bir kişi değildir. İlk gelişinde Aziyade adlı bir köle ve Çingene kızı olan birine âşık olmuş ve o aşk Türkiye sevdasına dönüşmüştür. Pierre Loti Batı’nın kendine tezat oluşturan tutumunu hep vurgulamıştır. Gerek siyasi ve gerekse insani olarak Türk ve Türkiye dostu olarak tarihe mal olmuş bir yazardır. Batı kültürü ve medeniyetinin bağnaz ve çıkarcı yönünü eleştirmekten çekinmemiştir. II.Abdulhamid kendisine “Mecidiye Nişanı” vermiştir.

Kilikya’da, Antakya Ermeni Çetelerinin Fransız asker formaları ile yaptığı katliamı ve cinayetleri anlatmış ve bunların cezasız kaldığını yazılarında belirtmiştir. Osmanlı-İtalya arasındaki Trablusgarp savaşında Osmanlı’dan taraf yazılar yazmıştır. Örnek olarak; Pars ve manda karşılaştırmasında bulunmuştur. Dünyanın her yerinde gerçek ve doğru olanı savunan insanlar mutlaka olmuştur, bundan sonra da olacaktır.

Yine Dünyanın her yerinde kendilerini üstün gören ve hâkimiyeti elinde bulunduran, kimseye bırakmak istemeyen kendisinden başkalarını hiçe sayan insanlar ve yöneticiler olacaktır.

Fakat tarih tüm bu hadiselere şahit ve sorgulamaya açık olacaktır.

İki şahsiyetin de çok önemli bir misyon üstlendiğini görmekteyiz;

Gönül isterdi ki Doğu’nun Fatihi hatta Anadolu Coğrafyasının tamamlanmasında emeği geçen İdris-i Bitlisinin ismi unutulmasaydı!

Şii ve Kızılbaş Akımın önüne set olan şahsiyetin adı, daha da belirgin olsaydı!

Kürtlerle, Türklerin Çaldıran Savaşı ve öncesinden gelen dostluğu ve zamanımızda da devam eden kardeşliğinin bir simgesi olarak devam etseydi.

Aynı zamanda Batının gerçek yüzünü çekinmeden haykıran Pierre Loti ‘nin Çemberlitaş’ta bir caddede ismi zaten anılmış ve devam etmektedir.

Gerek şu anda İdris-i bitlisi çeşmesi gerekse türbesi bakımsız haldedir, en yakınındaki otopark görevlisinin onun mekânı hakkında bilgisi yoktur maalesef.

Gönül isterdi ki böyle bir şahsiyetin mescidi önünde adı sadece ufak bir kitabede kalmasın, çalışma yaptığı, eser yazdığı köşk aynı gayeye açık olsun.

*Adına kütüphane vb. yerler yapılsın,

*Nargile Cafe yerine kültür amaçlı kullanılsın,

*Gençlere örnek olsun,

*Ara sıra sinevizyon gösterileri yapılsın,

*Okullarda ders kitaplarında adı anılsın,

Bizim Türk-Kürt kardeşliğine eskiden olduğu gibi şimdi ve bundan sonra da ihtiyacımız var. Zaman birlik zamanı biz de birlik peşindeyiz. Ayrılık yok bizde, olmayacaktır da.

Atalarımız bize 7-8 asırdan beri hep birlik ve beraberlik örneği vermiştir.

Bugünün güya medeniyet çığırtkanlığı yapan birçok batılı ülkeleri, yaptıkları ve ortaya koydukları örneklerle çoktan sınıfta kalmış ve halâ insanlık karşısında sağır ve dilsiz hareket etmektedir.

Bizim neslimiz ve çocuklarımız; insanlığa örnek olmaya, yeni medeniyetler kurmaya devam edecektir.

Kalın sağlıcakla.

Fethullah FAKIOĞLU

Etiketler: »
3713 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.