logo

TARİH BİLİNCİ

TARİH BİLİNCİ

TARİH BİLİNCİ

Bir çocuk düşünün hayatında hiç ateşe dokunmamış, tabii davranış olarak yanan sobayı ellerse eli yanar. Çünkü daha önce hiç ateşle ilgili bir fikri yoktu. Oysa şimdi var artık. Bir daha ateşe elleme gibi bir hataya düşmez. Onun bir yargısı var artık ateşle ilgili. Çünkü bunu yaşayarak tecrübe etti. Bu kişiseldi. Bunun toplumsal boyutunda ise toplumların geçmişte yaşadığı acı ve dramatik olaylar var ise bu o toplumun geçmiş tarih ile ilgili bir yargısı olması demektir. Bu ise tam olarak TARİH BİLİNCİ demektir.

Biraz açalım bu konuyu.

Biz Türkler geçmiş dönemde neyi yaşadık?

Ülkemiz işgal edildi. Bunun üzerine topyekûn Kurtuluş Savaşı, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi verdik. Buradan bir ders çıkardı toplum. İşgal edilmek ve insanımıza zulüm ve işkence edilmesi kötü bir olay. Doğru mu? Doğru!

Mesela geçmiş dönemde Osmanlı Devleti borç aldı. Kimden? Yabancı ülke ve şahıslardan. Sonra ne oldu? Yabancı güçlerin emri altına girmek zorunda kaldık. Çünkü parayı veren, emir de verir. Ve sen bu emre karşı gelemezsin. Sonra yavaş yavaş toprak satışı başlar. Buna da itiraz edemezsin.

Bu yaşanmışlık. Tam bir tarih tecrübesi ve bilinci idi. Bunu Atatürk gördü ve Türk milleti için İstiklal Savaşı’nın olmazsa olmaz olduğunu anlattı. Ve sonunda bağımsız bir devlet olduk.

Bugün tarih bilincimizi kaybettik veya kaybettirildi. Bugün borçla yaşayan ve yabancıya toprak satan bir devletimiz var.

Peki, bizi bekleyen son nedir sizce?

Tarih bilincimizi kaybettik. Çünkü okullarda verilen tarih dersinde eğer bugünkü elde edilen değerlerimizi, tarihteki şu olaylar sonucu elde ettik deseydik, bu tarih dersi olurdu. Yani dün ile bugünün bağlantısını kurmak. Peki, kuruluyor mu? Hayır! O zaman bunun dilimizde ve kültürümüzde ki karşılığı nedir? VATANA İHANET’tir.

Onun için Atatürk 1920 yılında vatana ihanet yasasını çıkarttı. Peki, bu yasayı kim kaldırdı. Turgut Özal. Ne zaman? 1991’de. O gün bugün hiç kimse vatana ihanetten yargılanmıyor. Onun için her yer vatan haini kaynıyor. Hatta ödüllendiriliyor. Bu kişiler bize farklı tarih ve kimlik anlatarak, psikolojik harbin gereğini yapıyorlar. Çünkü parayı dışarıdaki yerlerden ve kişilerden alıyorlar.

Bunu en iyi gören Atatürk’tü. Ne yaptı? Türk Dil Kurumunu ve Türk Tarih Kurumunu kurdu. Çünkü o biliyordu ki, dilini ve tarihini unutan her şeyini kaybeder ve köle olur.

Başka bir son beklenmiyor. Kişilerin yaşadıklarının adına HAYAT denir. Toplumların yaşadıklarına da TARİH denir.

Buyurun siz görün nerede olduğumuzu ve nelerin bizi beklediğini. Sakın bir mucize veya hayal beklentisi içinde olmayın. Çünkü ALLAH (c.c.) sadece mücadele eden ve bunun gereği olarak bedel ödeyenlere yardım eder. Aksi olsa idi Hz. Muhammed (s.a.v.) için mucizeler ortaya koyardı. Oysa peygamber bile birçok savaşlar yaptı ve bedeller ödedi. Onlarca yıl sonra bir sükûnet ortamı kurabildi.

Bugünkü büyük derdimiz olan bölücü Kürtçü hareket. Başlangıcı 1760, başlatan Vatikan’dan gelen papaz Mario Garzoni’dir. Bu papaz 18 yıl Diyarbakır’da yaşar ve Vatikan’a geri dönüşte tarihteki ilk Kürtçe sözlüğü yazar. Ve ilk kez Kürt kimliği DİL üzerinden inşa edilir. Bu KAVRAM’ı bilmeden bugünü anlamak mümkün değildir. Onun için hep söylerim kavramlar çok önemli. Kim ile nasıl mücadele etmek gerekiyor konusu, her halde anlaşılmıştır.

Tehlikeyi ilk olarak gören ve çözüm getiren Atatürk’tür. Yukarıda anlattım dil ne demek. Onun için Türk Dil Kurumunu kurdu. Ne yaptı? İlk önce Mecburi İskân Yasasını çıkartarak 80 aile, 1600 kişiyi ülkenin farklı yerlerinde iskân etti. İsyanlar bitti. Ardından 1. Umum Müfettişlik sonra 2. Umum Müfettişlik adı altında doğuda ki birçok ilin kalkınma hamlesini yaptı ve çok çok başarılı oldu. Peki, sonra ne oldu da bu bela tekrar başımıza geldi. Mecburi İskân Yasası iptal edildi. 1945’de o bölücü aileler (Bedirhan ailesi başta) geri döndüler. Ve giderken servetlerinin üzerine onlarca kat daha koydular. Ne ile? Masum halkın malına el koyarak daha sonra da 1950’den itibaren siyasi kimlik kazanarak yani milletvekili olarak bu süreci taçlandırdılar. Ve mecliste T.C. aleyhine birçok yasanın çıkmasını sağladılar.

Bunu niye yazdım? Bendeki tarih bilinci, bugünkü PKK’ya ve HDP’ye, nasıl bakıyorum onun için bir örnektir. Ben bu adamlar ile bir masaya oturur muyum? ASLA. (OSLO’cular kimler?)

FETÖ ve siyasal İslamcılar iktidarında ise dinimiz (İSLAM) belki de tarihte görülmemiş şekilde asıl mecrasından çıkartıldı. İnşallah bir gün bu konuyu da yazarız. Bu sürecinde tarihsel bir geçmişi var.

Bugün elimizden alınan tarih bilincimizi hatırlatmak istedim. Belki bir faydası olur diye.

Necati YÜZÜAK

418 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.