logo

TBMM’yi ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı Adım Atmaya Çağırıyoruz!

TBMM’yi ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı Adım Atmaya Çağırıyoruz!

Hiç kimseyi memnun etmeyen bir fikrin, kararın ya da kanaatin herkesi memnun etme ihtimali yoktur. Herkesin memnuniyetini gerektiren durumlarda hiç kimseyi dinlemeyenleri, oldum olası anlamış değilim.

Kaç aydır eğitim camiasının gündeminde devam eden bir tartışma var. Öğretmenlik Meslek Kanunu! Bir sosyal deney yapılsa ve tartışmalardan uzak aklıselim birine -bu üç kelimeden ibaret- bahsi geçen kanun sende hangi çağrışımı yapıyor dense nasıl bir sonuç çıkardı?

Öğretmenlik Meslek Kanunu Nasıl Anlaşılıyor?

Sizi bilmem ama ben fikri deneyimledim. Bir mali müşavir arkadaşa “Üstadım, Öğretmenlik Meslek Kanunu siz de hangi çağrışımı yapıyor?” dedim.

Mali Müşavir arkadaşım kendi yaptığı mesleğin kanununa vukûfiyeti üzerinden başladı anlatmaya: Mesleğin tanımından, mesleki sorumluluk alanına; oradan öğretmenlerin atanma usulüne ve yapılan mesleğin icrası bağlamında yönetmeliklere kadar bir dizi izahat yaptı. Kendi kanunlarının bilmem kaç bölüm ve kaç maddeden oluştuğunu uzun uzun anlattı.

Muhabbet epeyce uzadı ve bizim mesleği (öğretmenlik) 657 DMK çerçevesinden çıkarıp kendi mesleki hiyerarşisini deruhte eden dört başı mamur bir kanun olması gerektiği noktasında konu düğümlendi.

Şimdi sıkı durun: Bizim Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun 12 madde üç başlığı ihtiva eden bir madde olduğunu söylediğimde arkadaşın tepkisi ne oldu biliyor musunuz? Hadi canım, olur mu öyle şey!

Öğretmenlik kanunu beklentileri karşılamadı

Mesele aslında bu kadar basitti. Öğretmeni hak etmediği bir sınav girdabına sokan, kamuoyuna -sanki- öğretmeni sınavdan korktuğu algısını yayarak; “Öğretmenlerimiz merak etmesin; sınav kolay olacak” anlayışı öğretmenin ruh dünyasında nasıl bir tahribat yapıyor merak eden var mı?

Yol yakınken ve hâlâ çözüm mümkün ise köprüden önce son çıkışa gelmeden tüm yaşanmışlıkları bir kenara bırakıp kısa bir düşünme molası vermek gerekir. Yapılan uyarılara, “Bizi duyun!” haykırışlarına ve tepkilerine “Ek ders ücretlerini ödemeyeceğiz” diyerek terbiye etmeye çalışmak nasıl bir akıl tutulmasıdır?

Merak etmeyin, öğretmen girmediği dersin ücretini istemez!

Sözün bittiği yerde bir öneri bırakalım da kayıtlara girsin. Benim camia dışından şu kısaltması ÖMK olan meslek kanununun nasıl anlaşıldığını analiz ettiğim gibi bakanlık da bir ölçümleme yapsa her şey çok daha farklı olacak. Belki o zaman, -sınav dâhil- Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dair çok daha kapsamlı bir yasa çalışmasının gerekliliği anlaşılmış olacak.

Yeter ki “Ba’de harâbil Basra” demeden bir masanın etrafında eğitimin tüm paydaşları ile toplanma iradesi olsun. Bu görüşmede mutlaka mutedil bir çözüm mutlaka çıkacaktır.

İdris Şekerci
EBS İstanbul 6 No.lu Şube Başkanı

139 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.