logo

Tokmak Bize, Bızbız Size

Tokmak Bize, Bızbız Size

Sevgili okurlar birçoğunuz başlıktan hiçbir şey anlamamış olabilirsiniz. Öncelikle bu başlığın anlamı nedir ve neden bu başlığı tercih ettim onunla başlayalım sonra da konumuza değinelim.

Malumunuz Ramazan’da ve düğünlerde kullanılan hepimizin bildiği bir davul vardır. Bu davulun tok sesini çıkaran kalın çubuğuna “tokmak”, davulun diğer yüzünde tokmağa eşlik eden ince çubuğa da “bızbız” denir.

Bugün amiyane tabir ile devleti bir davula benzetirsek devletin her köşesine çöreklenmiş siyasetçi, bürokrat, mafya, yazar/çizer, medyacı, iş insanı vs. Devlete bir sağdan bir soldan kimisi tokmak ile kimisi bızbız ile vururcasına sömürmeye çalışıyor.

Hepimiz insaf ile bu devleti içeriden bu kadar kemirmelerine rağmen, halen devlet nasıl oluyor da ayakta yıkılmadan inatla durabiliyor şaşıyoruz aslında!

Parti ayırmaksızın yapılan her ihalede muhakkak bir usulsüzlük çıkıyor önümüze bazen 1 liralık bir iş, 2 hatta 3 liraya ihale edilebiliyor. Bazen lüzumu hâsıl olmayan bir iş, birileri nemalansın diye ihale ediliyor. Bazen bir meydanın kaldırım taşları lego gibi sürekli sökülüp takılıyor. İsraf her yönü ile ülkemizin her kurumunu bu denli sarmışken nasıl oluyor da bu ülke hâlâ ayakta durabiliyor akıl ve izan anlamakta yetersiz kalıyor.

Yapılan her ihale, usulünce denetlense, ihale sonrası kesin onay için ön onay veren bir yetkili kurum olsa neler değişirdi kim bilir bu ülkede, milyarlarca lira hiç olmadan başka projeler içinde kullanılabilirdi hâlbuki.

Öyle ya halk olarak sürekli çalışıyoruz vergi ödüyoruz ekonomiye katkı sağlıyoruz hatta dünyada hatırı sayılır ölçüde ekonomik büyüme sağlıyoruz, ancak nafile.

Paramız yabancı paralar karşısında sürekli değer kaybediyor, bu durum enflasyonu tetikliyor, enflasyonda faizi tetikliyor ve bu döngü sürekli bu şekilde hareket ediyor.

Devlet olarak da millet olarak da paramızın ve malımızın kıymetini bilelim, lüzumsuz ürünleri ithal etmeyelim, ithal ile zorunlu olduğumuz ürünlerin üretimine ağırlık verelim, teşvik edelim ancak bu şekilde yaparsak döviz arz/talep meselesini bir nebze aşarız.

Diğer bir mesele ise halkın ve büyük yatırımcı şirketlerin sürekli dövize yatırım yapması, bu kendi devletine milletine ekonomine ihanettir açıkça! Devletin hem özendirme hem zorunlu vergi gibi önlem ve tedbir alarak yatırım amaçlı dövize rağbeti azaltması lazım. Yoksa hiperenflasyon ve devalüasyon gibi kelimeler yeniden toplum hafızasına kazınacak.

Bu devran böyle gitmez!

Sürekli davulun tokmağı bana, bızbızı sana ile devlet çöker!

Ekonominin iyi olmasının birinci kuralı düşük vergi, sıfır faizdir. En azından bu hedeflenmeli ve lüzumsuz tüm harcamalar iptal edilmelidir, ihaleler çok sıkı denetlenmeli gerekli müdahaleler derhal yapılmalıdır.

Bu devlet hepimizin bu gemi hepimizin! Kimimiz alt kamarada üçüncü sınıf yolcu kimimiz ikinci sınıf ekonomik yolcu, kimimiz kaptan köşkü ve kamaralı odaları olan birinci sınıf yolcu!

Fakat bu gemi batarsa geriye kalır ne kaptan nede yolcu.

Allah’a emanet olun, kalın sağlıcakla. 

Selim ASAF

337 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.