logo

AKLIN VARSA GÖLE KOŞ

AKLIN VARSA GÖLE KOŞ

AKLIN VARSA GÖLE KOŞ

Sonbaharın sonları, kış günleri yaklaşır,
Hocamız karakışın endişesini taşır.

Soğuk kış günlerini aklınca hesap eder;
“Tedbir için kırlardan çalı toplayayım” der.

Çalı toplamak için en yakındaki kırdan,
Eşeğini çıkarır gitmek için ahırdan.

Bir arada toplamış hem kuruyu hem yaşı,
Aklını meşgul eder; “Ya yanmazsa” telaşı.

Ama karışık halde eşeğine yüklemiş,
Yaşların yanmasını bir denemek istemiş.

Yükteki çalılara şüpheyle biraz bakmış,
Çıkarmış kibritini kutuya sürüp yakmış.

Sadece yaş olanda denemekken niyeti,
Pahalıya mal olmuş tutuşturma cüreti.

Yaşların yanındaki kurular alev almış,
Zavallı karakaçan ateş içinde kalmış.

Söndürmek için Hoca toza-toprağa dalmış,
Tepinen eşeğini zapt edemeyip salmış.

Canının acısıyla eşek anırıp durur,
Kendini ağaçlara ve kayalara vurur.

Hocamızın aklına yakındaki göl gelir,
Talimat veren sesi gökyüzüne yükselir;

“Anırıp tepinerek beyhude uğraşman boş,
İleride bir göl var, aklın varsa göle koş”

Sezayi TUĞLA

541 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.