logo

Aldanmamak ve de Dikkat Etmek Lazım

Aldanmamak ve de Dikkat Etmek Lazım

Bizde soy isim yani eski adı ile “lakap” çok önemlidir. Fakat şimdilerde çok dikkatli olmak gerekiyor. Hacıoğlu, Alimoğlu, Kamiloğlu vs. gibi. Tabii ki nesep ve soy, çok çok mühim fakat özellikle sonradan bu ismi alanlar ve hak etmediği halde almış olanlarda sıkıntı olabiliyor! Soy ismine layık olanlara diyecek sözümüz yok onlara sonsuz hürmetimiz var çünkü onlar gerçek örnek ve önderlik vasfını sahip insanlardır.

Tabi bazı soy ismi güzel olanları da belli süzgeçten geçirmek lazım;

1- Söylediği ve sarf ettiği sözler nelerdir, bakmak lazım!

2- Söyledikleri ile yaptıkları arasındaki tutarlılık var mı görmek lazım!

3- Muamelat yani görünen yaptıkları işleri izlemek lazım!

4- Yaşayış tarzı nasıl, inancına uygun yaşıyor mu bakmak lazım!

Ülkesine, milletine, vatanına sadık mı? Gizli veya aşikâr olarak bu değerlere ters hareketi var mıdır veya aykırı sözler söylüyor mu?

Sözlerine bakıyorsun gayet iyi fakat denize girerken eşi ve kendisi mayo ve bikini ile poz veriyor. Gene sözlerine bakıyorsun hep insanlara bol keseden iyilik ve demokrasi vadediyor. Fırsat eline geçti mi de çalışanları işten atıyor hiç de vicdanı sızlamıyor.

Örnek bir yönetici pozunda fakat bazı hallerde elinde kadeh pozlar veriyor. Bize düşmanlık eden ülkenin bir kısım insanlarıyla samimi pozlar verebiliyor.

Toplumun devamlı göz önünde olan bazı sanatçılar acımadan, insafsızca geçmişine la kayıt ve inancımıza ters düşen sözler söylemekten de çekinmiyor.  Öbür tarafta kadeh tokuşturmaktan hayâsızca bahsedebiliyor.

Bir nikâha gidiyorsunuz, ağızda maskeler var ama sanki plajdaymış gibi alt tarafa mini şort veya çok kısa etek, sırtına kadar açık ve benzeri dekolteler giyilmiş…

Nikâh ve evlenme insanları ahlaken korumak, bir inanç olayını gerçekleştirmek neslin devamına şahitlik etmek değil midir? Ama manzara pek de iç açıcı görünmüyor maalesef.

Biran önce bizim kendi değerlerimize ters düşmeyen gerçek vatan evlatlarını ve değerlerimize sahip çıkacak nesli tekrar ele alarak özenle yetiştirmemiz ve alkışlamamız lazım.

Hala Milli Eğitimde “Fulbriht Anlaşması”nın devam ediyor olması, çok üzücü! Hala her türlü şans ve kumar oyunlarının milli adı altında oynatılıyor olması esef verici! Hala genelev vs. yerlerin bazıları tarafından işletiliyor olması, vergi çok veriyor diye göz önünde olması üzüntü verici! Bu ve benzeri işler kanuni olabilir ama ahlaki değildir.

Sosyal yaşam tarzındaki değişiklikler ve kimi zaman bilerek kimi zaman da nemelazımcılıkla gelen, güya aileyi korumak adına LGBT’ye sahip çıkmalar… Kadına şiddet bahane edilerek erkek-kadın ayrımına giden yolun açılması, kadınlara özgürlük söylemleri ile kendi rızaları ile genç veya yaşlı çiftlerin nikâhsız aynı ev arkadaşlığı gerçekten toplumun bir bilinmezliğe sürüklenişi değil midir?

Yeni üniversiteye girmiş genç bir kızımızın aynı evde erkek arkadaşı ile kalacak olması, kanuni olabilir ama ahlaki olamaz! Nikâh yok, evlilik yok! Peki, bu nasıl olacak, anne ve babalar ve kanun ile bu vb. gibi konulara destek verenler, nasıl bu duruma cevap verecek!

Dizilerde de manzara pek iç açıcı değil. Nikâhsız yaşamaya teşvikler, sahte evlilikler, aldatmacalar arka arkaya… Nerde ise her dizinin olmazsa olmazları olmuş.

Evet, bunların önünü kapatmak için yeni düzenlemeler gereklidir hem de acilen gereklidir. Burada psikiyatristlerimize, pedagoglarımıza, eğitimcilerimize, toplum bilimcilerimize çok iş düşmektedir. Bu işi organize edecek ve düzeltecek kurumlarımız elbette vardır. Çalıştaylar yaparak, üniversite hatta liselerimizde kompozisyonlar, tezler hazırlatarak destek verilmesi lazımdır.

Eskiden ülkemizde resmi kurumların arabaları sadece yerli arabalar olarak görmekteydik. Şmdi bakıyorsunuz; Audiler, Mercedesler, Passatlar vs. Yani biz o kadar zengin ülke olabiliriz fakat bir savurganlık yok mudur? Sanki bir şeyleri yanlış yapmıyor muyuz? Başta kamu kurumlarımızın kendi üretimimizi desteklemesi gerekmez mi, ilk önce örnek olarak kamudan başlamak gerekmez mi?

Bizim dünyaya örnek olmamız lazım hem de acilen, vakit geçmeden!

Ahlaken, iyi insanlar yetiştirerek, bilim adamlarımız ile israfı önleyerek, kalkınmayı teşvik ederek, tasarrufu sağlayarak, doğru, dürüst tüccarlar yetiştirerek, adaleti sağlayarak, mahkeme ve davaları azaltarak, insanlarımız arasındaki sevgi-saygı ve hürmeti artırarak.

“Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet.

Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal” demişti milli şairimiz.

Sağlık ve sağlıcakla kalınız.

Fethullah FAKIOĞLU

350 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.