logo

ASRIN FELAKETİNİN ARDINDAN

ASRIN FELAKETİNİN ARDINDAN

Asrın felaketi olarak adlandırılan on bir ildeki depremin “ruhsal izleri” kolay kolay hafızalardan silinmeyecek gibi görünüyor. On binlerce insan öldü, binlerce insan yaralandı, milyonlarca insan da evsiz barksız kaldı. Bunlar gerçekten çok acı durumlar ama nihayetinde “geçici” felaketlerdir. Belli bir zaman sonra ölenler unutulacak, yaralananlar iyileşecek, evsiz-barksız kalanlar da yeniden ev sahibi olacaklar. Önemli olan hayatları devam eden insanların, özellikle çocukların “ruhsal durumları ve travmaları” dır.

Yaşadığımız bu korkunç deprem faciası insanların “psiko-sosyal yaşantılarını” çok derinden etkiledi. Deprem anında yaşanan “korkuyu” üzerlerinden atamayan insanların “ruhsal durumları” çok ciddi bir sorun olarak önümüzde duruyor. Özellikle “çocuklar üzerindeki menfi etkileri” çok daha fazla boyutlardadır. Bu facia insanların bütün yaşantılarını etkilemiştir; aile hayatlarını, sosyal ilişkilerini, ticari hayatlarını, eğitimlerini ve geleceklerini çok yakından ilgilendiriyor. Bilinçaltına yerleşen bu “korkuyla” yaşamak gerçekten zor bir durum.

Kahramanmaraş merkezli depremle ilgili çok şeyler söylendi ve yazıldı. Özellikle televizyonlarda, uzmanlar tarafından açıklanan teknik bilgiler ve bilimsel açıklamalar “deprem kültürümüzü” de geliştirdi. Can korkusuyla yanlış doğru birçok şeyleri aşağı yukarı öğrendik. Tedbir için bilgilenmek çok önem taşıyor ama bundan daha önemlisi “insanların psikolojik durumları” hakkında “moral” vermek daha yararlı olsa gerek. Bu konuda devlet fiziksel tedbirleri aldıktan sonra uzun vadede ruhsal yönden uzmanlarını da devreye sokmalıdır. Burada ihmal edilmemesi gereken önemli bir durum “diyanet teşkilatı” da mutlaka bu işin içinde olmasıdır. “Diyanette” çok iyi uzmanların, hatiplerin ve ilim adamlarının olduklarını biliyoruz.

Bunlarla birlikte, “pedagoglara, psikologlara, sosyologlara, eğitimcilere ve toplumun saygı duyduğu manevi şahsiyetlere” büyük görevler düşmektedir.

Deprem sonrasında çocuklarda oluşan travmalar: Travma yaşayan bir çocuk endişe, korku, suçluluk, şaşkınlık ve kafa karışıklığı gibi duygular içindedir. Çocuklarda depremin oluşturduğu travmaya bağlı olarak kaygı bozukluklarının ve depresyona kadar ilerleyen duygu değişiklikleri görülebilir. Korkunç facianın ardından çaresizlik ve yalnızlık çok ön planda olabiliyor. Deprem temalı rüyalar, anne babanın kaybı ve diğer durumlar aşırı korkulara sebep olabiliyor. Deprem olayından sonra korkudan devamlı anne ve babalarının peşinden ayrılmama gibi durumlar görülebilir. İçe kapanıklık, göz kontağı kurmama, durgunluk, yemek yememe gibi davranışlara çok rastlanır. Okula gitmekten korkma, tuvalette yalnız bırakılmaktan korkmalar olabilir. Bazı çocuklar devamlı ağlarken bazıları da devamlı susabiliyor. Afet sonrası ne hissettikleri hakkında üsteleyici sorular sorabilirler. Zamanlı-zamansız ani öfke patlamaları olabilir.

Neler Yapılabilir?

Çocuğun yaşına, mizacına ve ihtiyacına göre planlamalar yapılabilir. Yaşanan depremin psikolojik etkileri yanında özellikle çocuklar ve ergenler ile doğru iletişim kurulmalı. Küçük çocuklara, “bazen yer sallandığı için binalar da sallanır, yer sallanınca ayakta duramazlar” diye kısa bir açıklama yaparak güven vermeli.

Çocukların konuşmalarına izin verilmeli, sabırlı ve iyi bir dinleyici olmalı. Çocukların deprem sonrasında yaşadığı duygular hakkında seviyelerine göre bilgiler vererek rahatlamaları sağlanmalıdır.

Vesselam.

Mustafa K.TOPALOĞLU
Araştırmacı-Eğitimci

681 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.