logo

BAYRAMI TATİL SANAN TATİLCİYİ YÖNETİCİ YAPAR

İdris Şekerci

İdris Şekerci
idrissekerci@hasbahcegazetesi.com
BAYRAMI TATİL SANAN TATİLCİYİ YÖNETİCİ YAPAR

Bir bayramı daha geride bıraktık. “Nerede o eski bayramlar!” diyerek nostalji yapacak değilim. Arif Nihat Asya ‘nın da meşhur dizelerinde dediği gibi “…Ne olduysa bize hep azar azar oldu”. Bayramlar, her geçen gün biraz daha, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpüldüğü günlerden, büyüklerin unutulduğu, küçüklerin tatil yolunu gözlediği günlere dönüştü. Devlet yetkililerinin  ardına önüne eklediği idari tatil bağlamında ilave günler de bu dönüşümü biraz daha hızlandırdı. Sonuçta “alan razı veren razı” dokuzlu günler işimize geldi.

Hepimizin şapkasını/takkesini önüne alıp düşüneceği bu gerçeklikten sonra şehri ya  emanet ettiklerimizin ya da ülkeyi emanet etmeyi düşündüklerimizin bayramları değerlendirmek (!) için sayfiye yerlerine kaçışını nasıl eleştireceğiz?

Hele hele bazılarına tatil bu kadar yakışmış iken gel de şehrin hesabını sor  Şehri Emin”den.. 

Kimden mi bahsediyorum? 

Kimden bahsedeceğim; Önce, yüksek yüksek yerlerde oturup bodrum katlara mahkûm ettiğimiz garip-gurebayı unutuşumuzdan, bayramı tatil belleyip, bayramların aslî amacından uzaklaşmış  oluşumuzdan.  Sonra da “böyle başa böyle tarak” hesabı bir boşluk buldu mu soluğu sayfiye yerinde alan şehri -güya- emanet ettiğimiz Büyükşehir belediye başkanından..

İyi dost, zor zamanda, doğru yönetici ise kriz anlarında belli olur. “Onaltı milyon için çalışıyoruz” diyen Sayın Başkanın  bir sefer de kriz anlarında şehrin başında olduğunu, çizmelerini giyip çamurlu yollarda vatandaşa merhem olmak için çabaladığını görebildik mi?

Gören varsa beri gelsin.

Önce savrulduğumuz yanlarımızı onaracağız sonra  değerlerimizi yeniden ihya ederek kendimize geleceğiz.Bayramı tatil, sahteyi gerçek, yanlışı doğru görmekten caz geçtiğimiz vakit ne şehrin ne de ülkenin tatil severlere emanet edilemeyecek kadar değerli olduğunu öğreneceğiz. 

Hâsılı her şeyin müsebbibi de biziz çözümü de biziz. Yeter ki kendimize gelelim.Aksi durumda, bugün şehir yarın da ülke tatilci, batıya öykünen nesli ve ekinleri ifsat etmeyi kafasına koymuş niyeti bozuk zihinlerin güdümünde bir anlayışa teslim olacak.

İdris ŞEKERCİ

Eğitim Bir Sen İst. 6 Nolu Başkanı

197 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • Önce kanat taktılar, sonra onları kırdılar

    15 Nisan 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Soru/Yorum, Tüm Manşetler

    Bazen kör, sağır, hissiz ve unutkan olmak istersin.Bazen, bazı yerlerden geçmemiş, bazı insanları hiç tanımamış,Bazı şeyleri yaşamamış, bazen de dünyaya hiç gelmemiş olmak istersin.Sanırım henüz ölmüyoruz ama ne tezattır ki yaşamıyoruz da… Çok şey geliyor dilime, çok şey geçti içimden, gözümden.Sonra "neyse neyse” deyip içime atıyorum hepsini.Anlatsak da bir anlatmasak da.Olsa da boş olmasa da artık bazı şeyler. İnsansızlık çekiyoruz efendim, insansızlık.Tek ve onulmaz, kanayan yara; insansızlık.Sanırım bu kahır ve bu yalnızlık öldürecek...
  • El alem ne der diye yaşamak

    15 Nisan 2025 Aile, Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Sivil Toplum, Tüm Manşetler

    Yazılı ve sözlü kurallar hayatı idame ettirme ve sosyal bilinç açısından önemlidir fakat hangi bilincin ürünü olduğunu bilmediğimiz örf ve adetlerimizin de bir kısmına yazılı kanun gibi sıkı sıkıya bağlanmanın ne denli doğru olduğunu düşünmekte fayda var. Birkaç örnekle açıklamak gerekirse; - Yaklaşık 20 yıl öncesine kadar, yuva kuran genç kızlarımıza uygulanan tarife; Gelinliğinle gidiyorsun, kefeninle çık. Kocadır döver de sever de (başkasını da sevebilir) sen kocana sahip çık, yuvayı dişi kuş yapar. - Eve misafir geldiğinde el öpm...
  • Gayretsiz Tevekkül Olmaz

    16 Mart 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Onlarca duygunun, binlerce kelimenin arasında kendimizi kaybettiğimiz, kendimize teşhis koyamadığımız zamanlarda, okuduğumuz bir cümle gelir ok gibi saplanır kalbimize. Sanki bizden önce birileri bizim yaşadıklarımızı yaşamış ve bizim duygularımızı dile dökmüştür. Kalan bütün edebi cümleler o an için anlamsızdır. Öyle ki idrak kapanır düşünme, algılama, karşılaştırma yetisini kullanmak istemez insan. Çünkü kolaydır acımızı bir başkasının tecrübesinin gölgesine saklamak. Duygu durumumuz değiştikçe isabet eden, yön veren cümlelerde elbette...
  • Acı geçer ama acı çekmiş olmak geçmez

    08 Ocak 2025 Din ve Yaşam, Genel, Gündem, Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    Fazla düşünmek öldürür, fakat düşünmemek daha fecidir. Ortası ise olayları, kavgaları, kargaşayı, anıları ve hatıraları yeterince, yerli yerince bırakmaktır. Elbette ki acı geçer ama acı çekmiş olmak geçmez. Çok irdelemek, çok peşine düşmek aynı düşüncelere veya bir olaya fazlaca saplanmak, takılıp kalmak sorunları çözmüyor, aksine daha fazla sorun yaratıyor. Daha geriden, daha sakin ve objektif bakıldığında zihin daha rahat seçip, daha doğru ayırt edebiliyor yaşamı ve olayları. Akabinde çoğu şey, hiç bir şey gibi geliyor. İnsanın gönlü ...