logo

BİR ÖMÜR BİR ÖLÜM VE İÇİMİZE YOLCULUK

BİR ÖMÜR BİR ÖLÜM VE İÇİMİZE YOLCULUK

BİR ÖMÜR BİR ÖLÜM VE İÇİMİZE YOLCULUK

İmam Şafi’ye sormuşlar; Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız? Demiş ki: “Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür” İnsanların tanımanın bir yolu da kiminle dostluk edip, kimlerle hareket ettiğini bilmektir. Hepimiz kıldığımız namazların kıyamında Fatiha Suresi’nde geçen; “Ya Rabbi! Bizi dosdoğru yola/istikamete ilet” ayetini okuruz. Nimet verilenlerin yoluna iletmesini, gazaba uğrayanların ve sapkınların yolundan uzak tutmasını dileriz Rabbimizden.

Hayatı ve ölümü hangimizin daha güzel işler yapacağını sınamak için yaratan Allah’ın -ömrü nihayete erenlerin ardından yapılan- hüsnü şehadeti önemsediğini öğrendik Peygamberimizden.

O yüzden hepimizin duasıdır; İyi insanların, “İyi biliriz!” şahitliği ile kabre konulmak.

Ömer Döngeloğlu Hoca’yı hepimiz tanırız. Ya sahabe hayatını anlatışındaki samimiyetinden biliriz, ya da “zalime dur demek!”  için yapılan basın açıklaması veya eylem sonunda yaptığı dua ile hatırlarız.

Her insanın eleştirilebilecek, düzeltilmesi gerektiğini düşündüğümüz hataları olduğu gibi Döngeloğlu Hoca’nın da hataları, hayatta iken eleştirdiğimiz düşünceleri olmuştur. Lakin son kertede biliriz ki;  Hoca samimi bir mü’min’dir ve ömrünü inandığı yolda harcamıştır.

Vefatı üzerine, korona virüs salgını ile ilgili kanaatlerini kendisiyle yapılan son programdaki konuşmasını dinledim Döngeloğlu Hoca’nın. “Başınıza gelen musibetler, kendi ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir” ayetini hatırlatan yaklaşımıyla; “Salgın hastalıklar sadece bedeni çürüten bir hastalık değildir” diyordu. “Biz asıl bu salgının, bizdeki başlayan salgının sonucu olduğunu bilmemiz gerekir”  diyordu konuşmasında.  Merhum Hoca’nın, “İçimize yolculuk” yapmaya vesile olacak tespitlerini müşahede ettiğim o konuşmasının devamında;

“Bizde salgın bir namazsızlık var, bizde salgın bir adam ayırma var. Bizde salgın bir merhametsizlik var, zalime karşı susma var. İşimden olurum, korkarım; bana dava mı açarlar? Bizde salgın bir yalancılık var. Bizde salgın bir yuva yıkma var. Müslüman insanlar, yuva yıkan kanunlar yapıyor. Müslüman insanlar aileyi mahvediyorlar, kadını mahvediyorlar, erkeği mahvediyorlar…”

Ömrünün ahirinde, bir taraftan özeleştiri yapıyor diğer taraftan İstanbul Sözleşmesi’nin yaptığı tahribata değiniyor Merhum Ömer Hoca ve tam da ismini aldığı sevdalısı olduğu sahabenin “Hak ile batılı tefrik eden” anlamında “Faruk” lakabını hak eden Ömer’i hatırlatıyor bu tespitleriyle.

Sözün başında, İmam Şâfi’nin,  hak ehlini anlamak için “ne yapılması gerektiği” ne atıfla; insanların istikameti, bir kısım İnsanların o kişi hakkında kurduğu cümlelerden belli olur demiştik. FETÖ hesaplarından Ömer Hoca’nın vefatı üzerine yapılan aleyhte yorumları görünce ve LGBTİ çevrelerinin zil takıp oynamasına tanık olunca “Sen ne güzel bir adamsın!” sözü geçiverdi içimden.

Bir taraftan sokak hayvanlarına eziyet eden, ya da eziyet edildiğini gördüğü halde müdahale etmeyenlere yönelik eleştirilerinin yer aldığı konuşmasını paylaşarak, “Biz böyle hocaların varlığından geç haberdar olmuşuz” diye üzülen-dünya görüşü farklı-hayvan dostlarının takdirini kazanacak kadar merhamet sahibi, diğer taraftan, ihanet şebekesi ve sapkın eğilimi olanlara ilişkin sert eleştirileriyle duruş ortaya koyan bir adam.

Ve kendine devası olmayacak bir “Deva” muhibbi Mustafa Yeneroğlu gibi; “LGBT özel yaşamdır, kimse karışamaz” demeden ayrıldı bu dünyadan Ömer Döngeloğlu

 Belki, içimizdeki yalancılara,  kadrolu dalkavuklara, aklını efendilerine kiraya vermiş trollere, hakikatin peşinde koşmak yerine hakikati örten hastalıklı zihinlere.

Aslında işi gücü ifsat etmek olduğu halde; kendilerini ıslah edici, düzeltme makamı gören zevata Ömer Hoca’nın, ölümü de ölmeden evvel salgın hastalıklarla ilgili tespitleri de ders olur ve;

Şairin şu dizeleri küpe olur kulaklarına:

Toprağa düşmenin arefesinde..

Buyurun dostlar, sizin bu düğün:

Şu dünya mahbesinde!

Bahtiyar olun hepiniz,

“Bir ömürlük” nefesinde!

Aşkı yankılansın hepinizin;

Kalpten kalbe ulaşan sesinde.

“Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş”

Sadanı hoş tut ve ölümsüz ol sen de..

İdris Şekerci
EBS İstanbul 6 Nolu Şube Başkanı

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » »
2462 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.