logo

Çocuk Oyunla Büyür

Çocuk Oyunla Büyür

Çocuk Oyunla Büyür

cocuk-oyunla-buyur

“Yıllar geçtikçe yetişkinliklerin oyuna düşkünlüğü artıyor”

Bu sözü bir grup aile ile sohbetimde paylaşmıştım. Bu cümle karşısında aileler, kendilerinin çocuk gibi görülmelerinden rahatsızlık duydular. Evet, işte tam da bu yüzden söylemiştim. Çünkü çocuğun ilacı oyundu. Ve ebeveynler bunu hemen unutuyordu. Çocuklarının koşuşturmaları karşısında çoğu zaman asabı bozulan anne-babalar gördüğüm oluyordu. Bundan dolayı bunu söyleme ihtiyacı duymuştum.

Bana sorsalar; oyun mu, yemek mi? İnanın hiç düşünmeden, “Çocuğun yemekten ziyade oyuna ihtiyacı vardır” diye cevap veririm. Ama bunun ciddiyetini bir türlü anlayamadık. Çocuklarımızın oyunlarına müdahil olduk. Özellikle şehirlerde yaşayan aileler çocuklarını oyundan mahrum bıraktılar. Bu konuda onları suçluyor değilim. Ama çocuğun oyundan mahrumiyeti, çiçeğin güneşten mahrumiyeti gibidir. Madem bunu biliyoruz, o zaman bir şekilde çiçeğimizi güneşe tutmalıyız.

Oyun konusunda ise akranları ile oynanan oyunları erken çocukluk evresinde faydalı görüyorum. Bunun için en önemli yer okuldur. Okulda oyun ihtiyacı giderilemiyorsa ailelerin bunu oyun parklarıyla giderme yoluna gitmeleri gerekir.

Çoğu zaman çocuklarımızdan ders çalışmalarını beklediğimiz için oyun ihtiyaçlarını ya görmezden geliyoruz ya da oyun oynamalarına izin vermiyoruz. Çünkü matematik, fen ve teknoloji öğrendiğinde çok başarılı olacağını düşünüyoruz. Oysaki çocuk oyun konusunda erken yaşlarda doygunluk yaşamamışsa bunun dayanılmaz cazibesine ders zamanında kapılmakta ve beklenen başarı gözlenememektedir. Çocukların hayatını bu denli yönlendiren bir unsuru görmezden gelmememiz gerekmiyor mu?

Oyunun, çocuğun birçok gelişiminde fayda sağladığını bilmemiz belki bu konuda daha farklı tutum sergilememize sebep olabilir. Örneğin; problem çözme becerisi oyun yoluyla daha hızlı kazanılmaktadır. Ya da bir grubun üyesi olabilme becerisi sosyal hayatın vazgeçilmez ve kazanılması gereken bir davranışıdır. Yani arkadaş çevresini çocuk oyun ile birlikte kazanır. En önemlisi çocuk kendini tehlikelere karşı korumayı oyun yoluyla daha hızlı öğrenir. Tüm bunlar çocuğun ileriki yaşantısı için çok önemlidir.

Bir başka husus ise anne-babaların çocuklarıyla beraber oyun oynamalarının gerekliliğidir. Hani televizyonlarda uzmanların “kaliteli vakit” dedikleri ve çocuklarına zaman ayırmaktan bahsettikleri husus vardı ya! İşte, bu çocuklarla beraber oyun oynamaktan geçiyor. Akşamleyin çocuğunuzla aynı evde oturup da başka bir iş yapacağınıza, onunla beraber on beş dakika sudoku oynasanız çok daha kıymetli olacaktır. Çocuğunuz çok daha fazla mutlu olacaktır.

Bir de oyun alanları ve oyun aletleri ile ilgili bir kaygımız var. Bu konuda da çocukları özgür bıraktığımızda onlar kendilerine oyun oynayacak bir oyuncak ve oyun bulurlar. Biz de küçükken Azdavay’ın bir köyünde ağaçlardan arabacılık oyunları oynardık köyümüzdeki diğer çocuklarla. Ne oyuncağımız vardı ne de oyun bilgimiz. Kuyulamaca (mangala) oynardık ağaç diplerinde, dere kenarlarında. Özellikle bizim evdeki çocuklar dedemizle üçtaş, babamızla dokuztaş oynardık. Hatırlıyorum da babamın bir söküsünün üzeri dokuztaş masasıydı. Anlayacağınız oyun konusunda da öyle şatafatlı oyuncaklara ihtiyacı yoktur çocuğun. Bir sopa, bir tahta parçası ya da çakıl taşları onun için vazgeçilmez oyuncaklardır. Sadece sizin yol göstermeniz gerekir.

Biz yetişkinler oyun oynamıyor muyuz?

İşte bunun cevabını başta vermiştim. Elbette çocukların oyunlarını oynamıyoruz ama oyun oynuyoruz. Oynamasak da seyrediyoruz. Birçok yetişkinin futbol, basketbol oynaması ya da seyretmesi gibi.

Sağlıcakla kalın.

Erdoğan Ergin

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » »
2123 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.